Dün ‘barış için ses çıkar’ eylemine davet eden HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, çağrısını yineleyerek, “Her yerde ben ne yapabilirim demeyin. Yaptığımız çağrının çok kıymetli bir eylem çağrısı olduğunu herkes anlamalı. Saat 19.00 olduğunda savaşı yükseltmek isteyenler barış çığlığından utanmalı” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Kızıltepe Belediye binasında basın toplantısı düzenledi.
Kızıltepe’de Merkez Camisi’nde Cuma Namazı kılan Demirtaş, daha sonra Kızıltepe Belediye Başkanlığı’na geçti.
Demirtaş, Belediye Toplantı Salonu’nda basın toplantısı düzenledi.
Basın toplantısına Kızıltepe Belediye Eş Başkanı İsmail Ası ve Mardin Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Ahmet Türk’ün de katıldı.
Demirtaş, 14 Aralık’tan bu yana sokağa çıkma yasağı uygulanan Şırnak’ın Cizre ilçesinde yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi.
“İçişleri Bakanlığı koordineyle birlikte, ambulanslar binaya kadar gidecek, yaralıları alacaktı. Dün yine aynı senaryo tekrarlandı. Ambulanslar ana caddeye kadar gittiler, orada durduruldu. Sokağa tank atışlarıyla birlikte çatışma görüntüsü ve mizansen yaratıldı. ‘Güvenliğinizi sağlamamız mümkün değil’ diyerek ambulansları engellediler.
“Cizre’de ambulans bekleyen yaralıların bulunduğu binalara sağlık ekiplerinin ulaşmasına izin verilmedi. Oradan bize ulaşan bilgilere göre, o binada yangın çıktığı ve insanların olduğu şeklindedir.
“Her yeni seferde daha fazla vahşi olmayı başarıyorlar, biz de şaşırıyoruz. İnsanlığın en dibe vurduğu dönemi yaşıyor AKP. Beş kişilik grupla yaralıları alacağız, diyoruz, gitmeye hazırız, diyoruz. Günlerdir izin verilmiyor.
“Şırnak Valisi dahil hepsi çok iyi biliyorlar ki orada sivil insanlar var. Ne yapılmaya çalışılıyor? ‘PKK militanları var’ diyorlar. ‘Oradaki sivillerin ölümünü göze aldık’ diyorlar. O nedenle oraya ulaşmamıza izin vermiyorlar.”
“İki binada bulunan yaralılar dışarı çıkamıyor. Onlar neden çıkamıyor, çünkü keskin nişancılar ateş ediyor. Ambulansların gelmesine izin vermiyorlar. Çok sayıda çürümüş cenaze var.
“Buradan tekrarlıyoruz. Halk bu gidişata müdahale etmezse, aklını yitirmişler, sadece Kürtleri değil Türkiye’nin tamamını uçurumdan aşağı atacak. Tehlikeyi görüyoruz. Ortada terörle mücadele yok. AKP’nin herkesi teslim aldığı operasyon var. Terörden kurtarılacak kimse yok. Kurtarılacaksa Kürtler, AKP’nin barbar anlayışından kurtarılması lazım.
“Bu nedenle çağrımızı tekrarlıyorum. Zulme karşı ses yükselt, barışa ses ver, diyoruz. Her yerde ben ne yapabilirim demeyin. Yaptığımız çağrının çok kıymetli bir eylem çağrısı olduğunu herkes anlamalı. Saat 19.00 olduğunda savaşı yükseltmek isteyenler barış çığlığından utanmalı.
“Her yerde ‘Bu halk AKP’nin savaşından yanadır, yürüttüğümüz savaşı Kürtler destekliyor’ diyenlere karşı, ‘Biz kirli savaşınızı desteklemiyoruz’ diyenlerin sesi yükselmeli. Cizre duymalı, Sur duymalı, Başbakan duymalı. Buraya gelip, açıkça Kürt halkını hasta, rehabilite edilmesi gereken bir ucube olarak tanımlayan anlayış sizin sesinizi duymalı.”
“Büyük bir Botan Yürüyüşü var. Cizre’ye ulaşmak istiyorlar. Cizre’deki ablukanın kaldırılmasını, yaralıların hastaneye kaldırılmasını istiyorlar. Yaralıların aileleri var. Onları yalnız bırakmadığımızı göstermemiz gerekir. Gün artık birlikte hareket etme dönemi. Herkes üzerine düşen sorumluluğu layıkıyla yerine getirmeli.
“Karşımızda kör bir duvar var. Öylesine büyük korku ve panikle hareket ediyorlar ki, hiçbir ahlaki, kitaba ne varsa, kanuna dair ne varsa unutmuş durumda. Onların tek korkusu iktidarı kaybetmek. Kaybetmemek için yapmayacakları ahlaksızlık yok.
“Yaralılara yapılanları görüyorsunuz. Davutoğlu’na verilen tek görev, ‘bütün bu suçları örtmekle görevlisin’ diyorlar. Bütün kanunsuzlukları örtmekte görevli başbakan. Cizre’deki bir polise emir verecek gücü yok. Özel harekat polisi sağlık görevlilerine ‘Sen git Başbakan gelsin’ diyor. Davutoğlu da ortada başbakan gibi geziniyor.”
“Hükümet bir darbeyle devrilmiş, haberleri yok. Ordu inisiyatifi ele almış durumda. ‘Çık’ dese de çıkmıyor, ‘dur’ dese de durmuyor. ‘Başbakan Mardin’e geldiğinde mutlaka sokağa çıkma yasağının kalkması gerekir’ denildi, kalkmıyor. O’nu takan yok. Biz uyarı yaptığımızda anlamıyorlardı. Bak inisiyatifi sıfıra geldi.”
“Her akşam çıkaracağınız ses, elbette büyüyecek. Kulakları sağır edene kadar bu barış sesi kesintisiz sürecek. Her gün büyütülmesini istiyoruz. Dün bir başlangıçtı, saat 19:00’da herkes barışa kilitlendi. Bu akşam daha da büyütülmeli, yarın daha fazla büyütülmeli.
“Cizre ablukasının, Sur ablukasının bir an önce kaldırılması, hiçbir yerde sokağa çıkma yasağı ilan edilmemesi için, şehirlerimizin yakılıp yıkılmaması için barış sesini yükseltelim. Hükümetin açıkladığı savaş dayatmasına karşı halk gücünü gösterirse başarabiliriz. Gençlere, kadınlara güveniyoruz, Türkiye’nin vicdanlı halkına, aydınlarına güveniyoruz. Eminiz ki sizin barış çığlığınıza yanıt gelecektir.”
Demirtaş konuşmaların ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Mardin’de yaptığı açıklamada 10 maddelik Master Planı ile ilgili soruya yanıt veren Demirtaş, Başbakan’ın konuşmasını dinleyemediğini, kapsamlı bir değenlendirmeyi daha sonra yapacaklarını söyledi.
Demirtaş, “Ancak bu ziniyeti dinlemeden de önceden yapılmış açıklamalardan aşağı yukarı tahmin edebiliyoruz. Ortada kimse AKP’yi öyle kurtarıcı olarak görmüyor. Hayal dünyasında yaşıyorsunuz. Ayaklarınız yere basmıyor. Yeni bir AKP dini yarattınız. Bu din üzerinden gelin kanatlarımız altına girin, diyorsunuz. Ortadoğu’da kimse sizin kanatlarınız altına girmez. Olacaksa kanatlarımız yan yana olacak eşit olacak. Kimse kimsenin kanatları altında olmayacak” dedi.
Açıklanan pakette Kürt halkını “Rehabilite edilmesi gereken hastalar” olarak gördüğünü kaydeden Demirtaş, “Öyle görünüyor ki pakette böyle şeyler var. Rehabilite edilmesi gereken sizin zihniyetinizdir” dedi.
Demirtaş gazetecilerin hükümetin açıkladığı Master Plan’da yer alan DBP’li belediyelere yönelik idari ve özel tedbir vurgusuna ilişkin sorusuna da şu şekilde yanıt verdi:
“Seçimle ele geçiremedikleri için, darbeyle, kayyum yöntemiyle valilik ve kaymakamlık üzerinden belediyeleri ele geçirmek istiyorlar. Bizlerden çok iyi biliyorlar. Bir dönem Sur Belediyesi’ne yaptıkları gibi, vali yardımcısını Sur Belediyesi’ne kayyum atadılar. Ne oldu yönetebildiler mi? Seçimler yapıldı, vali yardımcısı tıpış tıpış valiliğe döndü, halk yine belediyesini seçti. Görevden alınan hatta tutuklanan Abdullah Demirbaş’ı yeniden kendilerine başkan olarak seçti.”
Demirtaş, Anayasa Uzlaşma Komisyonu çalışmalarına ilişkin soruya ise “Halifenin yeni anayasa yapma durumu yok, yeni bir anayasa çıkma ihtimali yok, biliyoruz. Darbe anayasasını istemediğimizi göstermek için oradayız. Davutoğlu özgürlükçü anayasa yapılacağına inanıyor mu?” yanıtını verdi.