Başbakanı Davutoğlu, Suriye’deki savaşın çözümü için Cenevre’de gerçekleştirilecek görüşmelere için, “Suriyeli Kürtleri masada istiyoruz. Biz terör örgütü olan PYD’nin masaya oturmasına karşıyız” dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, CNN International kanalında gazeteci Christiane Amanpour’un sorularını yanıtladı.
Suriye’deki savaşın çözümü için Cenevre’de masaya kimlerin oturacağı ve Kürtlerin masada yer almasına Türkiye’nin nasıl yaklaşacağının sorulması üzerine Davutoğlu, “Biz Suriyeli Kürtleri masada istiyoruz. Kürtler olmadan masa tamamlanamaz. Biz terör örgütü olan PYD’nin masaya oturmasına karşıyız. PYD, sadece Türkiye’nin değil Avrupa Birliği ve ABD’nin de terör örgütü kabul ettiği PKK’nın uzantısı” dedi.
Bunun üzerine Amanpour, “Siz YPG’yi terör örgütü olarak görebilirsiniz ancak ABD karada onlarla birlikte çalışıyor. Sizce de gerçeği görmenin zamanı gelmedi mi? diye sordu.
Davutoğlu ise “YPG’yi meşru ortağı olarak görenler bölgedeki gerçekle birlikte yaşamıyor. Hiçkimse bizi bu insanların (YPG) barış için orada olacağına ikna edemez” diye yanıt verdi.
Rusya’nın Suriye’ye düzenlediği operasyonlarla ilgili Davutoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Rusya, çok uzun süre boyunca Suriye’ye dışarından müdahale edilmesine karşıydı. Fakat şimdi Rusya’nın kendisi çok olumsuz bir şekilde müdahale ediyor. Aslında Suriye’yi işgal ediyor. Rusya’nın şimdiye kadar düzenlediği tüm operasyonların yüzde 90’ında sivilleri ve İdlib, Azez, Halep, Lazkiye’deki ılımlı muhalifleri hedef aldı. Rusya okulları, hastaneleri vurdu.
“Rusya’nın bombardımanından kaçan yaralılar Türkiye’ye sığınıyor. Rus operasyonlarının sadece yüzde 10’u IŞİD’i hedef aldı. Rusya, diğerleri gibi barış sürecine katkıda bulunabilir. Fakat Rusya’dan Suriyeli sivillere saygı göstermesini ve sivilleri Türkiye sınırına itmemesini bekliyoruz.”
Davutoğlu, “Suriye’de başından beri Beşar Esad’ın gitmesi gerektiğini söylüyorsunuz. Esad ise Rusya ve İran’ın da desteğiyle şu anda savaşı kazanabileceğini düşünüyor. Sizin elinizde ise pek bir şey yok. Sizce Esad kazanıyor mu?” sorusuna ise, “Hayır kazanmıyor. Esad Şam’da oturduğu sürece hiçbir Suriyeli geri dönmeyecek. Bizim barış için temel şartımız bu. Esad kesinlikle kazanmıyor” yanıtını verdi.
Amanpour’un “Birçok insan hükümetinizin eleştirileri sevmediğini düşünüyor. Aslında düşünmüyorlar, biliyorlar çünkü sizin demokrasinizi eleştirmek gerçekten çok zor. Hapiste gazetecileriniz var, onların davaları var, sadece Kürtlere karşı yürütülen politikayı eleştiren bir mektup yazdığı için vatan hainliğiyle suçlanan akademisyenler var…” diye hatırlatması üzerine ise Davutoğlu şöyle konuştu:
“Eğer ifade özgürlüğünü tehdit eden bir şey var ilk ben karşı çıkarım. Burada mesele ifade özgürlüğü değil, buradaki mesele terörün kavranması.”
Bunun üzerine Amanpour, birçok devletin kendisine karşı olan kesimleri ‘terörist‘ olarak adlandırdığını belirtip ABD’nin Türkiye büyükelçisinin akademisyenlere destek veren sözlerini hatırlattı. Davutoğlu ise “İşte bu durum Türkiye’de ifade özgürlüğü olduğunu gösteriyor. Diplomatlar bile bizi eleştirebiliyor” dedi.
Amanpour ise bu cevap karşısında şaşırarak, “Onlar diplomat, Türk değil” yanıtını verince Davutoğlu, “Tüm akademisyenler bizi eleştirebilir ancak ben onlara etik sorumluluk almaları ve sahadaki gerçeği görmeleri çağrısında bulundum” diye devam etti.
Davutoğlu, anayasa değişikliği ile ilgili bir soru üzerine, 1980’lerin başında askeri cunta tarafından hazırlanmış bir anayasanın uzun zamandır Türkiye’nin gündeminde olduğunu belirterek, Türkiye’nin bireysel özgürlüklere, hak ve özgürlüklere, kuvvetler ayrılığı ilkesine dayanan yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu söyledi.
Davutoğlu, “Eğer böyle bir anayasayı hazırlarsak, sivil bir meclis tarafından sivil bir anayasa hazırlarsak, bu yapabileceğimiz en önemli ve en büyük reform olacaktır” ifadesini kullandı.