Meclis Darbe Komisyonu’nun CHP’li üyeleri, Komisyon raporuna ek muhalefet şerhi gönderdi. Üyeler, “FETÖ ile mücadeleyi muhalif seslerin tasfiyesine dönüştüren ve sulandıranlar FETÖ’cüdür” dedi.
TBMM Darbe Komisyonu’nun CHP’li üyeleri, Meclia Başkanlığına sunulan nihai raporda bilgileri dışında değişiklik yapılması üzerine hazırladıkları ek muhalefet şerhini Komisyon’a sundu. 70 sayfalık ek muhalefet şerhinde, Komisyon Başkanı Reşat Petek tarafından TBMM Başkanlığı’na sunulan raporun “AKP’nin başlı başına 15 Temmuz darbe girişiminin aydınlığa çıkartılmasının önündeki yegane engel olduğunu gösterdiği” belirtildi.
‘ADALET YÜRÜYÜŞÜ RAHATSIZLIĞI’
Raporu, “Darbe girişiminin aydınlatılmasının değil muhalefeti mahkum etmek üzere, tam bir hukuksuzluk içinde araçsallaştırılmasının trajik bir şahikası. AKP iktidarının kronik davranışı olan hukuksuzluğun bir röntgeni” olarak nitelendiren CHP’li üyeler son anda yapılan eki de CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun gerçekleştirdiği “Adalet Yürüyüşü’nden duyulan rahatsızlığa” bağladı.
‘SİNSİCE YAPILAN EK BİRLİK RUHUNA DİNAMİT’
“AKP-FETÖ ilişkisi” başlıklı bölümde, “Kılıçdaroğlu’na dönük ithamların, rapora sinsice eklenmesi, 15 Temmuz gibi bir yıkımın ardından ihtiyaç duyulan uzlaşma, birlik ve beraberlik ruhuna atılan son dinamit olmuş, iktidarın menzilini ve algısını gün gibi ortaya çıkartmıştır” denildi. AKP’nin FETÖ’yü yıllarca öven, payelendiren ve darbeye kalkışacak güce eriştiren irtibat ve iltisaklarını tüm açıklıkları ile ortaya koymanın zaruret olduğunu belirten CHP’li üyeler başta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Gülen’i yurda çağırdığı konuşma olmak üzere pek çok konuşmanın video linkini paylaştılar.
VİDEOLU MUHALEFET ŞERHİ
Ek muhalefet şerhinde Erdoğan’ın Hakan Şükür’ün nikahını kıyması, 2010 referandum sonuçları için ‘okyanus ötesi’ne teşekkür etmesi ve TUSKON konuşmaları yer aldı.
Ayrıca raporda başta Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ olmak üzere çeşitli bakanların Türkçe olimpiyatlarında Gülen’i öven konuşmalarının linkleri paylaşıldı. Gülen’in hastalığının ardından geçmiş olsun dileklerinde bulunanlara teşekkür ilanına da yer verilen muhalefet şerhinde Gülen’le fotoğraf çektiren neredeyse tüm AK Partililere yer verildi. AK Partililerin Gülen’le ilgili övgü içeren açıklamaları da ayrıca şerhte uzun uzun yer aldı.
’15 TEMMUZ’UN ‘BÜYÜK LÜTUF’ OLMASI İÇİN GERÇEKLER KARARTILIYOR’
Muhalefet şerhinin sonuç bölümünde 15 Temmuz darbe girişimi “Türkiye Cumhuriyeti’nin 93 yıllık geçmişinin en sarsıcı kalkışma”sı olarak nitelendirildi. “Darbeye karşı başlangıçta ortaya konulan birlik ve beraberlik iradesinin sonradan kalkışmadan bir fırsat çıkarma hesabına dönüştüğü, OHAL ilanı ve mühürsüz seçim sonucunda ’20 Temmuz Darbesi’ne dönüştüğü” ifade edilen raporda şu tespitler yer aldı, ” ‘Allah’ın büyük lütfu’ ile kastedilen şey 15 Temmuz’un kendi ‘tek adam rejimi’ni kurmak için bir katalizör olarak görüldüğüdür. Daha açık bir deyişle 15 Temmuz FETÖ Darbesi’nin ‘bir büyük lütuf’ olabilmesi yarı karanlıkta bırakılmasına bağlıydı. Bundan ötürü Komisyon’un faaliyetleri tamamen çoğunluğu oluşturan AKP’li üyeler tarafından şekillendirildi ve yönlendirildi. Böylece Komisyon Raporu, 15 Temmuz’u kullanarak varılması hedeflenen amaçla tutarlı bir tarih yazımının aracı haline getirilmek istendi.”
‘KOMİSYONA SEÇİLEN İLTİSAKLI ÜYELER!’
Komisyon Başkanı seçilen AKP Burdur milletvekili Reşat Petek ve AKP’li üye Hüseyin Kocabıyık’ın FETÖ ile iltisaklı olduğu iddiasına da yer verilen şerhte, “Kocabıyık ve Petek bilinçli bir tercihtir. FETÖ çekirdeğiyle doğrudan ilişkili veya dolaylı işbirliğine gidebileceği düşünülen AKP’li siyasetçilere darbenin siyasi ayağıyla ilişkilendirilmeyeceklerini göstererek onların tek adam devleti rejiminin yerleşmesinde mutlak ve tartışmasız sadakatini elde etmekti” denildi.
‘BYLOCK’ÇULAR ÇIKARILSA BAŞKANLIK MECLİSTEN GEÇMEZDİ’
Muhalefet şerhine yapılan ekte, “FETÖ’nün AKP içindeki ByLock’lu siyasi uzantıları ortaya çıkarılsaydı Anayasa değişikliğinin gazi TBMM’yi battal hale getirmeyi hedeflediği ortada olmasına rağmen AKP’lilerce neredeyse hiç fire vermeksizin kabul edilmesi imkânsız hale gelirdi” denildi.
‘FETÖ’NÜN DEVLETE NASIL YERLEŞTİRİLDİĞİNİ BÜROKRATLAR TUTANAKLARA GEÇİRDİ’
Muhalefet şerhine yapılan ekte nihai raporda ifadelerine yer verilmeyen bürokratların açıklamaları da yer aldı. Bunların içinde Genelkurmay eski Başkanı Hilmi Özkök’ün “2004 MGK’sında kesin bilgilendirdik, bunun tehlikeli bir örgüt olduğunu söyledik, hükümet bir şey yapmadı”, dönemin Başbakanlık Müsteşarı, Ömer Dinçer’in “Başbakanla konuştum 2004 MGK kararını rafa kaldırdık”, eski Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın “2004 MGK kararı hükümet tarafından yok hükmünde kabul edildi” sözleri dikkat çekti.
‘BU HAİN KALKIŞMANIN SİYASİ VE HUKUKİ SORUMLUSU AKP HÜKÜMETLERİDİR’
Muhalefet şerhinde dikkat çeken diğer değerlendirmeler şöyle oldu, “AKP iktidarlarının sorumluluğu kesinlikle siyasi sorumlulukla sınırlı değildir. Bedeli zaman içinde daha da ağırlaşarak hissedilecek tarihi bir sosyal travmadır. İşte Türk Milleti’ne modern zamanlardaki tarihinin en büyük sosyal-siyasi hasarını 249 vatandaşının ölümü ve binlercesinin yaralanması, kendi çoğul iradesinin tecelligâhı Meclis’inin bombalanması gibi benzerine Hollywood prodüksiyonlarında bile rastlanmayacak dehşet verici bir gerçeklik olarak yaşatan bu hain kalkışmanın diğer hukuki ve adli sorumlusu AKP iktidarlarıdır.”
‘TERÖR İLE MÜCADELEYİ MUHALİF SESLERİN TASFİYESİNE DÖNÜŞTÜRENLER FETÖ’CÜDÜR’
“Muhalefetin, basının ve sivil toplum örgütlerinin en doğal hakları olan eleştiri hakları, ‘Bakın FETÖ’cüler ve yabancı istihbarat örgütleri de benzer söylemleri yapıyorlar’ diyerek baskılanmasına izin vermeyeceğiz. Yavuz hırsız ev sahibini bastıramayacak! CHP’ye FETÖ çamuru atmaya çalışanların çamur ellerine yapışacaktır. CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun temsil ettiği CHP’nin şeffaflık, hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı olmazsa olmaz şartlarıdır. FETÖ ile mücadeleyi muhalif seslerin tasfiyesine dönüştüren ve sulandıranlar FETÖ’cüdür. Bu tutum içine giren siyasi ve kamu görevlilerinin derhal araştırılması gerekir. Bu hain kalkışmanın tüm yönleri ile aydınlatılmasının önüne geçenler şüpheli olarak anılacaktır.”