Cumartesi Anneleri, 'Anneler günü bizim için tam bir cehennem. Bu cehennem içinde Anneler Günü’nü her hafta Galatasaray Meydanı’nda yaşıyoruz' dedi.
Her yıl Mayıs ayının ikinci Pazar günü kutlanan Anneler Günü’nü, çocukları, eşleri ve yakınları gözaltında kaybedilen Cumartesi Anneleri yaşayamıyor. Yıllardır Galatasaray Meydanı’nda çocuklarının, yakınlarının kemiklerini arayan annelerin, çiçek bırakacak bir mezar taşları dahi yok. Yaşadıkları acıyla birlikte çocuklarını, yakınlarını unutmayan Cumartesi Anneleri, çocuklarını bir an olsun aramaktan vazgeçmeyerek faillerden hesap sormaya Galatasaray Meydanı’ndan seslenerek devam ediyor.
21 Ekim 1980’de gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren’in kardeşi İkbal Eren, “Ben de bir anneyim ama dün Galatasaray Meydanı’nda özellikle annemin duygularını yaşadım. Anneler Günü bizim için tam bir cehennem. Aslında yaşadığımız her gün bir cehennem ama bugün daha çok annelerin gününü kutlayıp, cennet onların ayaklarının altında diyecek olan yetkililer, bugün annelere cehennemi yaşatan yetkililer. O yüzden de diyorum ki siz de o cehenneme gitmeden bugün burada bunun hesabını verin, nereye gidecekseniz gidin” diye konuştu. Kayıplarının kemiklerine kavuşmadan onlar için Anneler Günü’nün bir anlam ifade etmediğini aktaran Eren, “Bizim karanfillerimizi koyacağımız mezarımız yok. Dolayısıyla karanfillerimizi Galatasaray Meydanı’na getirip koyuyoruz. Ama biz tek bir kaybımızın kemiği bulununcaya kadar karanfillerimizi Galatasaray Meydanı’na bırakmaya devam edeceğiz. Biz her hafta Galatasaray Meydanı’nda anneler günü yaşıyoruz, bu cehennem içinde” diye belirtti.
19 Ekim 1995’te gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun’un eşi Hanım Tosun ise “Anneler Günü bizim için kalmamıştır. Anneler Günü denildiğinde insanın aklına, çocuklarınızın elinizi öpmesi ve mutlu bir şekilde kutlaması gelir. Aile tam ise kutlanan o Anneler Günü’nün bir anlamı vardır. Ama biz acı çeken anneler için bu böyle değildir” dedi.
80’li yıllardan tutun bugüne kadar annelerin birçok acı çektiğini anlatan Tosun “Ya çocuklarını ya eşlerini ya da kardeşlerini kaybetmişler. Biz de o annelerden biriyiz. Eğer aileden bir kişi eksik olursa hiçbir zaman bu günü kutlayamazsınız. Çocuklarımızın, eşlerimizin mezarı yok ki bir çiçek bırakalım. Bizler sokaklarda adalet arıyoruz. Nasıl Anneler Günü’nü kutlayacağız” diye konuştu.
Birçok annenin cezaevinde olduğunu belirten Tosun, “Peki çocukları nasıl gidip Anneler Günü’nü kutlasın?” diye sordu. Cemile’nin annesinin kızının cesedini günlerce dolapta saklamak zorunda kaldığını hatırlatan Tosun “Peki onun kızı soğuk toprağın içinde yatarken kim gidip Cemile’nin yerine annesinin ellini öpecek? Taybet ananın çocukları nasıl onun mezarına bir çiçek bırakacaklar? Günlerce cenazesi sokakta kaldı. Nasıl o günü kutlayacağız? Bizim için Anneler Günü gün değildir” dedi. Tüm bunlara rağmen günü de şöleni de hak ettiklerini belirten Tosdun “Üzgünüm ki kalbimiz kırgın, yara bere içinde. Annelerin kalbinde olan o yara Anneler Günü de gelse o gün yüreklerini yara açıp kanatıyor. Acı çekiyoruz ama başımız diktir. Çünkü çocuklarımız ve eşlerimiz, gözaltında kaybedilen yakınlarımız kötü bir şey yapmamıştır.” (İstanbul/MA)