Cumartesi Anneleri 597. oturma eylemlerinde 22 yıl önce gözaltında kaybedilen Kenan Bilgin’in akıbetini sordu.
Cumartesi Anneleri/İnsanları, kayıplarının akıbetini sormak ve faillerinin yargılanması talebiyle sürdürdükleri adalet arayışlarının 597’inci haftasında Galatasaray Meydanı’nda tekrar bir araya geldi.
Eylemde, kaybedilen yakınlarının fotoğraflarıyla birlikte karanfiller taşınırken, “Kayıplar bulsun failler yargılansın” pankartı açıldı.
Kayıp yakınları, yaşamını yitiren usta yazar Vedat Türkali’yi de andı.
Eylemde, 22 yıl önce gözaltında kaybedilen Kenan Bilgin’in akıbeti soruldu.
Kenan Bilgin’in kardeşi İrfan Bilgin, 21 yıldır gözaltında kaybedilen kardeşinin failini yargılanmasını gerektiğini ve kardeşinin bir mezarının olmasını istediğini belirtti. İrfan, “Bunlar bilinçli katliamlardır, münferit olaylar değildir. Halk bu faillerin takipçisi olup yargılamalıdır” sözlerine verdi.
Gözaltında kaybedilen Kenan Bilgin’in kaybedilme tanıklarından Ercan Ataş, aradan 26 yılın geçtiğini fakat faillerin halen bulunup yargılanmadığını ve o süreçte yaşanılan işkencelerden en ağırının işkenceye uğratılan arkadaşlarının çığlıklarını duyması olduğunu ifade etti.
Diğer bir tanık Naci Dağhan da, onların hayata olduklarına dair herhangi bir bilginin olmadığını kaydederek, “Ama faillerin yargılanmasına dair umudumuz var” diye ifade etti.
Bu haftanın açıklamasını Ümit Tekaydişli okudu. Tekaydişli, “Kayıplarımızın akıbetlerinin açığa çıkartılması, kaybedenlerin hakkaniyetle yargılanması için barışa, hukuk devletine ve demokrasiye ihtiyacımız var. Biz bunun için Galatasaray’dayız” dedi.
Kenan Bilgin’in 12 Eylül 1994 tarihinde Ankara Dikmen’de bir otobüs durağında gözaltına alındığında henüz 35 yaşında olduğunu ifade eden Tekaydişli, “Toplamda 11 kişi olmasına rağmen Ankara Emniyeti Cavit Nacitarhan ve Kenan Bilgin’in gözaltına alınanlar arasında olduğunu inkar etti. 26 Eylül günü 9 kişi mahkemeye çıkarılırken Nacitarhan ve Bilgin aralarında yoktu. Günler sonra Cavit Nacitarhan’ın gözaltına alındığı kabul edildi ve 6 Ekim 1994 günü mahkemeye çıkarıldı. Ama Kenan Bilgin’den bir daha haber alınamadı” şeklinde konuştu.
Birlikte gözaltına alındığı kişilerin Bilgin’i Ankara Terörle Mücadele Şubesi’nde gördüklerini söylediğini aktaran Tekaydişli, “Cavit Nacitarhan şubede Kenan Bilgin ile yüzleştirildiğini, onu 3 Ekim’e kadar gördüğünü, durumunun ağır olduğunu açıkladı” şeklinde konuştu.
Bilgin ile ilgili soruşturmayı yürüten Savcı Selahattin Kemaloğlu’nun sürgün edildiğine dikkat çeken Tekaydişli, dosyayı devralan savcı Özden Tönük’ün ise dosyayı kapattığını kaydetti.
AİHM’e taşınan davada Türkiye’nin Kenan Bilgin’i gözaltında kaybetmekten sorumlu tutularak mahkum edildiğini belirten Tekaydişli, anne Fincan Bilgin’in ömrünün oğlunu bulmaya yetmediğini dile getirdi.
Tekaydişli, “O’nun Kenan’a kavuşma düşü hepimizin insanlık görevi olmalıdır. Ankara Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar’ın emrindeki Terörle Mücadele Şubesi’nde işkence gördü ve kaybedildi. İçişleri Bakanı Nahit Menteşe Kenan’ı kaybedenlerin üzerindeki koruma zırhını yaratandı. Mehmet Moğultay, adaleti sağlamayan, etkin soruşturma yürütmeyen savcıların Adalet Bakanıydı. Başbakan Tansu Çiller’di. Kenan Bilgin’in gözaltında kaybedilmesinden onları sorumlu tutuyor ve yargılanmalarını istiyoruz.” dedi.