HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, “Maraş’ı, Çorum’u cezalandırsalar, Sivas olmayacaktı. Sivas’ı cezalandırsalar Gazi olmayacaktı. Gazi’yi cezalandırsalar, Roboski, Gezi olmayacak. Gezi’yi cezalandırsalar Cizre, Sur olmayacaktı” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin Meclis grup toplantısında konuştu.
Demirtaş’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
“36 yıl önce, 28 Mayıs ile 10 Temmuz 1980 tarihleri arasında, Alevilere yönelik Çorum Katliamı yaşandı. 36 yıl önce yaşanmış ama o günleri yaşayanların, tanıklıkları anlatımı sanki bugünü anlatıyor gibi aslında.
“Provokasyon ve katliamın gerçekleşmesi, sonra üstünün örtülmesi, Dersim’de, Ağrı’da, Sason’da, Zilan’da yaşananlar, Maraş’ta yaşananlar o kadar benzer ki, aslında şaşırmamak lazım. Katliamcı zihniyet iktidardan hiçbir zaman düşmedi. Devleti her şeyden üstün gören anlayış başımıza musallat olmaktan hiç çıkmadı.
“TRT, “Alaattin Camisi’ni bombaladılar” diye haber geçmiş. Ancak TRT’nin Çorum muhabiri, “Ben öyle bir haber geçmedim” demiş. Ama TRT haberi geri çekmemiş. Çorum Valisi “böyle bir şey yoktur” diye açıklama yapmamış. Neye benziyor biliyor musunuz? Gezi döneminde “Cami’de içki içtiler”e benziyor, “Kurşunlu Camisi’ni kurşunladılar” yalanına ne kadar benziyor değil mi?
“Çorum’da Aleviler korumaya alınmıyor. Aleviler kendi mahallerini korumak için mahallelerine barikat kuruyor ama panzerler gelip o barikatları yıkıyor. 57 insan devlet desteğiyle katlediliyor. Onbinlerce aile Çorum’u terk etmek zorunda kalıyor. Hesabı mı soruluyor? Hayır. Arkasındaki güçler yargı önüne mi çıkarılıyor? Hayır.
“İş geçiştiriliyor. Çünkü o dönemin iktidarı da biliyor ki tetikçiler he zaman lazım olacak. Maraş’ı, Çorum’u cezalandırsalar, Sivas olmayacaktı. Sivas’ı cezalandırsalar Gazi olmayacaktı. Gazi’yi cezalandırsalar, Roboski, Gezi olmayacak. Gezi’yi cezalandırsalar Cizre, Sur olmayacaktı.
“Katliam politikaları, hükümetin gizli gücüdür. “Gerektiğinde halkı öldür.” Bu anlayış işte ülkenin temel anlayışı olduğu için, bir türlü demokrasiye yelken açamıyoruz. Bu iktidar, böyle iktidara gelmiştir.
“Bugün büyüdük, güçlendik, önemli bir muhalefet gücü haline geldik ama bakın durmuyorlar. Meclis’te olmamızdan rahatsızlar. Bizi illa yok edecekler. Başka türlü kendi iktidarlarını sürdüremiyorlar. Kan üzerinden iktidar anlayışı, AKP’nin temel politikası haline geldi.
“Dün Silopi’de bombalı saldırı meydana geldi. 4 sivil yaşamını yitirdi. Bu tür eylem biçimlerini normal karşılamadık. Tereddütsüz, açık bir şekilde kınıyoruz. Bir daha yaşanmaması için HDP’nin tutumunun net olduğunu tüm kesimlere belirtiyorum. Yaşamını yitirenlere Allah’tan rahmet, yaralılara şifa diliyorum.
“Roboski’de bir katliam girişimi gerçekleştirildi. Ölü sayısı iki. Roboski katliamının benzerinin gerçekleştirilmek istendiği bu saldırıyı da en net şekilde kınıyoruz.
“Vahşetin bir de şu yönü var, milletvekilimiz kendi köyüne gitmek istiyor, engelleniyor. Özel bir kinle düşman hukuku uygulanmak isteniyor. Onu engellemek isteyenlere sesleniyorum, bakın kardeşim, orada fazla olan sizsiniz, Ferhat Encü oranın seçilmişidir.
“Hurşit Külter’in kaybedildiği şeklinde çok somut bilgilerle net iddialar var. Bazı sosyal medya hesaplarından bu arkadaşımızın önce gözaltında olduğu, sonra katledildiği şeklinde bilgiler geçildi. İnfazların yaşandığını biliyoruz ama görgü tanıklarının bile gördüğü bir durum var.
“İçişleri Bakanı kendisini bakan olarak görüyorsa, bir parti yöneticisi, dört gündür kendisinden haber alınamayacak durumda gözaltında.
“Gezi direnişinin 3. yıl dönümü. Gezi direnişi ortaya çıktığında çok konuşuldu, çok tartışıldı. Gezi direnişi o gün yaşandı ve bitti, bundan sonra da her yıl anması yapılacak, hayır.
“Gezi başlamış ve bitmeyecek bir süreçtir. İnsanlar bir şeye itiraz etti. O park karşısında hükümetin baskıcı, ceberrut yüzüne isyan ettiler. Türkiye’deki bütün toplumsal kesimlerdeki itirazın genel adıdır Gezi.
“Düşünebiliyor musunuz, Saray’da işini yapmak yerine her şeye karışan bir adam var. Karışmadığı hiçbir şey yok.
“Meclis’e müdahale ediyorsun, yargıya müdahale ediyorsun. Nereye yol yapılacak, nereye köprü yapılacak, yolun genişliğine bile müdahale ediyor. Muhtarları çağırıyor, mahalleye bile karışıyor. Kadınlara karışıyor, kaç çocuk yapacaksınız, doğum kontrolü yapmayacaksınız diye.
“”Sistem değişmiştir ben başkanım” diyen bir suçluyla karşı karşıyayız. Cesur bir savcı çıksa, bunun vatana ihanet olduğunu belirtir.
“Bir de şu var ki, gerçekten Cumhurbaşkanı seçilme yeterliliğine sahip miydi? Şaibeli. Cumhurbaşkanı iki satır açıklamayla bu tartışmaları bitirebilir. Diploma no şudur, okulu şudur diye. Tatmin edici tek bir açıklama gelmedi.
“Biri de çıkıp demiyor ki, “Ben bunun üniversiteden arkadaşıydım, beraber okuduk” diye, yok. Kendisinin dönem arkadaşlarına sesleniyorum. Deyin ki “Beraber amfiye girdik, beraber yemekhaneye gittik” yok. Hocaları çıksın, desin “Ben buna ders verdim” diye. Bir taneniz de mi fotoğraf çekmediniz bununla?
“Marmara Üniversitesi’nin diploma sorgulama linki mahkeme kararıyla erişime kapatılmış, girip bakamıyorsunuz da. Bir de, ben Cumhurbaşkanı adayıydım, karşımdaki rakip hile mi yaptı, bilmek istiyorum. Çok zor bir şey değil, kayıtlardan bunu çıkarın, kamuoyunda artık tereddüt kalmasın. Sahtekar olmadığından emin olmak istiyoruz. Doğal hakkımız.
“Bazen de diyorum, üniversite mezunlarından, akademisyenlerden bu nedenle mi bu kadar nefret ediyor acaba? Çünkü en çok öfke duyduğu üniversite öğrencileri. Ben okumadım, bunlar nasıl okur diye mi düşünüyor acaba. Bir bakmak lazım.
“Bunlar milletvekili olamaz diyor ama, kendisi Cumhurbaşkanı olabiliyor mu, halen netleşmedi. Ne zaman sıkışsa, HDP’ye saldırıyı gündeme getirerek, toplumdan gaz almayı deneyen bir politikacı.
“Kendisi yargının üst kademesinde bir hakimiyet kurulması çabasında. Anayasal güvence sağlamak, üst yargı mensuplarını arama yetkisi edinmeye çalışıyor.
“Yarın bir gün ceza alacağız belki, o dosya senin önüne gelecek. Sen oyunu açık etin.
“Üst yargı kurumlarının başkanları, Rize’de bu zatla çay topluyorlar ve bu normaldir diyorlar. Cumhurbaşkanı ile herhangi bir toplantıya katılmak anormal değildir. Var mıdır böyle bir şey?
“Bizimle de gelin programlara o halde. Pazar günü İstanbul mitingimiz var, Yargıtay Başkanı’nı, Danıştay Başkanı’nı davet ediyorum, çay toplamaktan da daha zevkli olacak.
“Bize ağır hakaret ve tehditlerde bulunuyor, “Bunlar daha iyi günleri” diyor, oradaki Yargıtay Başkanı da alkışlıyor. İşte bu adamlar da bizi yargılayacak. Biz buna nasıl normal yargı diyeceğiz
“Binlerce ahlaklı yargı mensubu var, biliyoruz. Sizin de mi onurunuz incinmedi? Bizden çok sizin itiraz etmeniz lazım? Yargıçlara çağrı yapıp “Siyasete girecekseniz cübbenizi çıkarın” diyordu, şimdi kendisi cübbeleriyle onları yanına alıyor. Yargıtay Başkanı’nın derhal istifa etmesi lazım.
“Yarın bir gün ceza alacağız belki, o dosya senin önüne gelecek. Sen oyunu açık etin. Bitti senin tarafsızlığın. “Bunlar daha iyi günleri” lafına katılıyorsun demek. İstifasını bekliyoruz. Böyle bir adli düzen içerisinde biz nasıl gönül rahatlığıyla yargılanacağız?
“Savcıların hali zaten ortada. Fezlekeye bakın: Kayseri’de parti binamıza saldırı yapılmış. Avukatlarımız da Eş Genel Başkanlar adına İl Emniyet Müdürü hakkında suç duyurusu yapmış. Ne yapmış Kayseri Savcısı? Ben ve Figen Hanım hakkında soruşturma açmış.
“Komedi programı olsa çok güleceğiz ama “Kamu görevlisine iftira suçu” işlediler demiş. Emniyet Müdürü için “görevini yapmadı” demişiz, bu da iftira suçuymuş. Böyle 510 fezleke var
“Çukurca’da, emniyet tarafından dükkanlara baskın yapılmış, malların kaçak olduğu iddiasıyla esnafın malına el konulmuş. Milletvekilimiz kaymakamı aramış, bilgisi yok. Bunun üzerine Efkan Ala’nın yanıtlaması istemiyle soru önergesi hazırlamış. Ala cevap mı vermiş? Hayır. Savcı fezleke göndermiş. “Hakkari Milletvekili Nihat Akdoğan, mala el koyan polisi zor durumda bırakmak ve bu yolla terör örgütünün propagandasını yapmak…”
“Komedyenseniz gidin komedyenlik yapın. Savcıysanız savcılık yapın. Bir başka fezleke. “Sözde sivil Cuma namazı kılındığı…” Savcı namazın sözde mi özde mi olduğuna da karar veriyor artık. İlk defa bir Cuma namazı hutbesinden soruşturma açılıyor.
“Eski müftü, şimdi milletvekilimiz Nimetulah Erdoğmuş barışın önemine söz etti, Hz Peygamber’in barış anlayışında söz etti. Sen misin bunu yapan, fezleke göndermiş. burada bir yanlışlık var, Osman Baydemir de yanımızdaydı, ona fezleke gelmemiş.
“Dengir Bey hakkında da fezleke gönderdiler, önümüzdeki Ağustos ayında suç işleyecek diye.
“Biz ülkemizde adil ve bağımsız bir yargı olsun diye çok uğraştık. Anayasa Mahkemesi’ne inanmak istiyoruz. Bireysel başvurularımızı yaptık. Anayasa Mahkemesi’nin HDP’yi korumasını istemiyoruz, hukuku korumasını istiyoruz.
“Demokratik düzene inancın, umudun korunması yönünde bir karar bekliyoruz. Anayasa Mahkemesi’nin, misyonunu oynaması açısından bu tarihi bir fırsattır. AYM tarihi bir sorumlulukla karşı karşıyadır. Ben kişi olarak da umudumu koruyorum.
“Partili Cumhurbaşkanı adı altında, muhtemelen başkanlık sistemine giden yolun en önemli aşaması yapılmak istenecek. Tavrımız nettir. Üstünü örterek bizi kandıramazsınız. Biz demokrasi istiyoruz, demokrasi.
“Sanki başkanlık sistemi gelince ülke kurutulacak yalanına, artık herkesin tepkisini koyması lazım. Başkan olunca bugünden farklı ne yapacak? Hangi yetkisi olacak?
“Bak Başbakan’ı görevden alabiliyorsun. Bir partinin genel başkanının kim olacağına karar veriyorsun, MKYK listesini yapıyorsun. Yargıtay başkanını, çay toplamaya götürüyorsun, mevsimlik işçi gibi. Meclis’in açılış kapanış saatine sen karar veriyorsun. Büyük ihaleler senin imzandan geçiyor. TV’lerde hangi programlarda kimin konuşacağına sen karar veriyorsun.
“”Çaldığımız, çırptığımız, ettiğimiz zulümler yanımıza kar kalsın, kimse bize hesap soramasın istiyorsun” demek ki. Saray’ın etrafındakilerin hepsi durumun farkında. Bu başkan olamasa hepsinden hesap sorulacak. Başkan veya diktatör olunca da kurtulamıyorsunuz, bir gün mutlaka hesap sorulacak, mutlaka.
“Evet ABD’de başkanlık sistemi vardır ama Obama yargıya bir talimat versin bakalım. ABD’de başkanlık sistemine geçilmeden önce daha güçlü bir yargı sistemi oluşturuldu.”