CHP yönetimi, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın yakınlarının da aralarında olduğu bazı isimlerin vergi cenneti olarak bilinen Man Adası'na 15 milyon dolar aktardığı iddiasıyla ilgili belgeleri paylaştı. CHP Parti Sözcüsü Bülent Tezan "Biz kutuyu açtık, bundan sonraki artık kutunun içinden çıkanlardan kimin rahatsız olacağıyla ilgili. Kutuyu açtık, kapattık sanmayın" dedi.
CHP Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, daha önce partisinin genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ailesi ve yakınlarına yönelik olarak açıkladığı belgelerle ilgili olarak basın toplantısı düzenledi. 5 lira sermayesi görünen bir şirketin 60 milyon liralık bir şirketi satın almış gibi işlem yapıldığını belirten Tezcan “Bu şuna benziyor, cebinde 5 lirayla gezen birisine mücevher çantasını satıyorsunuz” dedi. Tezcan, söz konusu şirketin naylon bir şirket olduğunu belirterek, çeşitli sorular yöneltti.
Öte yandan CNNTÜRK’ün toplantının başında canlı yayını kesmesi dikkat çekti. NTV ve Habertürk televizyonları ise toplantıyı canlı yayında vermedi…
Tezcan’ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
UNUTMAYIN, NAYLON ŞİRKET KURMUŞLAR: Kemal Kılıçdaroğlu grup toplantısında bir para trafiğini belgelerle açıkladı. Bellway diye bir şirket var, Man Adası’nda kurulmuş, naylon şirket. Bunu unutmayın naylon şirket. Çünkü 1 sterlin sermayeli bir şirket. Türk parasıyla söylüyorum şirketin sermayesi 5 lira. 5 lira sizi buradan havaalanına götürmez. Peki bu şirketin diğer tarafında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın akrabaları var.
PARMAK HESABI VİCDAN HESABINI YENDİ: Başkanımız salı günü bunu açıkladı, biz de konuyla ilgili önerge verdik; araştırılsın diye. Ama talebimiz AK Partili vekillerin oyuyla reddedildi. Dün TBMM’de parmak hesabı vicdan hesabını yendi.
SUSTURMAYA GÜÇLERİ YETMEZ: Paylaşın paylaşın dediler, biz de şimdi paylaşıyoruz. Elimdeki dosyaların tamamını sizlere dağıtacağız. Demek ki ne yaptığımızı biliyoruz. Biz adım adım ilerledik. Bu 4 gün içinde ne oldu? Boğuntuya getirmeye çalıştılar ama getiremeyecekler. Bizi susturmaya güçleri yetmeyecek. Bütün dünyanın imkanlarını kullansan ve üzerimize gelsen de bizi susturmaya gücün yetmeyecek.
ÖNCE SAHTE SONRA TİCARİ İLİŞKİ DEDİLER: Önce dediler ki bu belgeler sahte. Sonra ticari ilişki var dediler. Sonra aslında çarşamba günü AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan ‘Bu şirket satışından alınan para’ dedi. Şimdi olayı bir hatırlayalım. Man Adası’nda bir şirket kuruluyor. Şirketin ana sözleşmesi burada. 2 Ağustos 2010 tarihinde şirket kurulmuş. Bir ortağı var; Sıdkı Ayan. Bir ortaklı, bir hisseli. Böyle bir şirketi Türkiye’de kurdururlar mı? Ayan 2 Ağustos tarihinde şirketi kurdurmuştu, bu hissesini 2.5 ay üzerinde tutmuş güya, 15 Kasım 2011 tarihinde Kazım Öztaş diye birisine devretmiş. Senaryonun isimleri bunlar. Bu isimler üzerinde yürüyen bir süreç. Kaça devretmiş, 1 sterline devretmiş.
15 MİLYON DOLARLIK PARA TRAFİĞİ: 1 ay sonra yani 15 Aralık 2011 tarihinden itibaren o söylenen para trafiği başlamış. 15 Aralık 2011 tarihi ile 4 Ocak 2012 tarihleri arasında 15 milyon dolarlık bir para trafiği var. Şirketi kuruyorsun, birine devrediyorsun, bir ay sonra devraldığın kişiyle bir para trafiği başlıyor. Biz bunları açıkladık, olayı hatırladık. Şimdi bize dediler ki bu belgeler sahte. Sahte dedikleri dekontlar; Mustafa Erdoğan 1 milyon 250 bin dolarlık dekont, bu mu sahte? Bitmedi, Ziya İlgen 1 milyon 250 bin dolarlık dekont bu mu sahte? Bilal Erdoğan 1 milyon 450 bin dolarlık dekont bu mu sahte? Osman Ketenci, dünürü 1 milyon 250 bin dolarlık dekont. Bu mu sahte? Yine Ketenci 1 milyon dolarlık dekont bu mu sahte? Mustafa Erdoğan 2.5 milyon dolarlık dekont bu mu sahte? Ve son olarak Ziya İlgen, enişte 2.5 milyon dolarlık dekont bu mu sahte? Hangisi sahte? Bunların tamamı orijinal belgeler.
HANGİ ŞİRKETİ SATTILAR, ORTAKLARI KİM?: Bunlara sahte diyenlere sesleniyorum; Biz sahte işini bilmeyiz ama off shore adalarında iş tutmayı becerenler sahte işlemlerin nasıl yapılacağını çok iyi bilirler. Biz açık net her şeyi paylaşıyoruz. Bu süreçte burada sahte iddiası çöktü, savcılık da istiyormuş, savcılığa da vereceğiz, onlar da baksınlar. Şimdi dediler ki şirket satışı için verildi bunlar; E nasıl bir şirket satışı bu? AK Parti Genel Başkanı Erdoğan söyledi bunu. İyi ne güzel, biz para gitti diye konuşurken ‘para geldiye’ döndü olay. Daha vahim. Şu sorunun cevabını vermek zorundalar;
* Birinci soru, hangi şirketi sattılar?
* İkinci soru, bu şirketin ortakları kim? Kamuoyu bilecek.
* Üçüncüsü; sattıkları şirketin sermayesi ne kadar? Bu şirketin bilançosu ne? Bu şirketin varlıkları ne? 15 milyon edecek ne varlığı var bu şirketin?
* Şirket sattı diyorlar, devir senetleri nerede? Çıkarın onların üzerinden konuşalım.
Tezcan: İnsanın aklına iki şey gelir; kara para aklama gelir. Ya da vergiden kaçınma gelir.
KAZIM ÖZTAŞ KİMDİR?: Şimdi vatandaşlara soruyorum; vicdanı olan vatandaşlara soruyorum bunun için hesap kitap bilmeye gerek yok. Bu şirketin bütün varlığı 5 lira, bu şirket 15 milyon dolar ödüyor, 20 gün içerisinde ödüyor. Buralar off shore cennetleri… Kazım Öztaş kimdir? Kazım Öztaş bu şirketi aldıktan sonra 20 gün içerisinde 15 milyon dolar ödeme gücüne nasıl ulaşmıştır?
SİHİRLİ 1 STERLİN!: Okunmuş 1 dolarlardan sihirli 1 sterlinler devrine geçtik. Bu belgeler sahte diyorlar sahte falan değil. İnsanın aklına iki şey gelir; kara para aklama gelir. Ya da vergiden kaçınma gelir.
Bu arkadaşlarımızın ada hassasiyetini biliyoruz. Daha önce sayın Başbakan’ın çocuklarının off shore adalarında hesabı çıkmıştı. Şimdi belgeleri ortaya koyduk. Ama bir şeye üzülüyoruz. Aynı ada hassasiyetini Yunanistan’ın işgal ettiği Ege adalarında da göstermelerini bekliyoruz. Ortada milletin vicdanını yaralayan bir hırsızlık vardır. Dünyanın hiçbir demokratik, aklıbaşında ülkesinde bu kadar bedavaya yaşanmaz. Ortada mide bulandıran bir ilişki vardır; bu belgeleri kamuoyu ile paylaşacağız, orjinallerini savcılığa vereceğiz, kutuyu açtık kapattık sanmayın. Yeni kutular açacağız… (DUVAR)