Yeni “çözüm süreci” tartışmasını gündeme getiren ilk isim SES Partisi Genel Başkanı Ayhan Bilgen, “‘Çözüm süreci’ denildiğinde 2013-2015 akıllara geliyor. O konsept üzerinden tartışmalar yapılıyor ben böyle bir şey söylemedim. Tersine geçmişteki yöntemlerin dışında bir süreç yaşayacağız” dedi.
Halkların Demokratik Partisi’nden (HDP) ayrıldıktan sonra Türkiye’nin Sesi Partisi’ni (SES) kuran Ayhan Bilgen, 3 Haziran günü KARAR TV’den Elif Çakır ve Yıldıray Oğur’ın programına katıldı.
Bilgen, programda “iktidarın Kürt sorununda yeni bir açılım hazırlığında olduğunu” sürece “PKK lideri Abdullah Öcalan’ın da dahil edilmeye çalışıldığını” belirtti. Bilgen konuşmasında “İktidarın açılım yapma ihtiyacını duyduğunu biliyorum ama bu açılımı nasıl yapacağı konusu mesele belli değil. HDP’yi de İkna ederek mi yapacak daha düşük düzeyli bir hamle mi yapacak göreceğiz” dedi.
19 Haziran’da ise; Cumhuriyet gazetesine konuşan Bilgen, “çözüm sürecine” ilişkin sözlerini tekrarladı.
Bu sözlerin üzerinden çok geçmeden Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi, 17 Haziran’da “Öcalan’a görüş izni verilecek” başlıklı bir yazı kaleme aldı ve “Öcalan’a yakında bir yakınıyla görüş izni verileceğini” söyledi.
“Çözüm süreci” döneminde İmralı Heyeti’nde yer alan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan da dün (21 Haziran) partisinin grup toplantısında ‘yeni çözüm süreci’ tartışmalarına değindi ve “Yeni bir çözüm süreci var mı yok mu diye herkes kulislerde bir laf attı ortaya… Lafı atanların da ortada ne çözüm süreci olduğuna dair belge var ne de izlenim var… Bu lafların içi boş. Bizim görebildiğimiz kadarıyla bir çözüm, iktidar içerisinde bir çözülme var” dedi.
Seçimler yaklaşırken “yeni bir çözüm süreci tartışması” ve “Öcalan ile görüşme yapılacağı” iddiaları “Yeniden bir çözüm olabilir mi?” sorusunu da beraber getirdi.
Yeni “çözüm süreci” tartışmasını gündeme getiren ilk isim olan SES Genel Başkanı Ayhan Bilgen ile “yeni bir çözüm süreci” tartışmasının çıkış noktasını konuştuk.
Bilgen, “çözüm süreci” ile ilgili kendisine özel olarak iletişmiş bir bilgi olmadığını ancak buna dair duyumlar aldığını söyledi.
“AKP’nin yeni bir çözüm süreci arayışında olduğu” bilgisinin kendisine dolaylı şekilde geldiğini ifade eden Bilgen, “Bölgesel gelişmeler özellikle Suriye’de yaşanan tıkanma ve kamuoyuna açık yürütülen tartışmalar bende bu izlenimi doğuruyor” dedi.
“Çözüm süreci” denildiğinde 2013-2015 arasındaki iki yılın akıllara geldiğini belirten Bilgen, şöyle devam etti: “2013-2015 yıllarındaki konsept üzerinden tartışmalar yapılıyor ben böyle bir şey söylemedim.
“Tam tersine geçmişteki yöntemlerin dışında bir süreç yaşayacağız, oldukça sert muhtemelen operasyonların, kapatma davalarının, tutuklamaların da eş zamanlı yürütüldüğü bir süreç olacağını belirttim. Fakat herkes ezberleri üzerinden yorumlamaya gidiyor.”
“Evet bir süreç olacak, bir beklenti, bir arayış var” diye tekrarlayan Bilgen, “Öcalan ile bir takım görüşmeler yapıldığını biliyorum, görüşmelerin devam ettiğini düşünüyorum” dedi:
“Bu süreçte önceki gibi, İmralı ve Kandil arasında bir trafik yaşanacağını ya da HDP heyetleriyle fotoğraf verilmesi şeklinde olacağını düşünmüyorum.
“Yeni sürece iki şey damgasını vuracak. Birincisi; güvenlikçi politikalar ile demokratik kültürel haklar eş zamanlı yürütülmeye çalışılacak. İkincisi ise; güvenlikçi politikalar ile demokratikleşme konusunun farklı yöntemlerle ele alınacak.
“Hiç kimseyi muhatap almadan seçim öncesi doğrudan kamuoyuna seçim sonrasına bırakılacak bir takım vaatler vereceklerdir. Anayasa tartışması başlatıp, belki dil yasağı, vatandaşlık tanımı, kültürel haklarla ilgili kısmi sembolik adımlar bu sürecin bir parçası olabilir.
“Bir diğeri de ‘terörle mücadele ediyoruz’ diyerek askeri operasyonlar devam edecek. Böyle bir resim görüyorum. Bunların bir kısmı bana gelen bilgiler bir kısmı ise; benim öngörüm.”
“İktidar, 2013-15 yılları arasındaki sürecin başarısız olduğunu düşünüyor. İkincisi sertlik dönemi; 2015’ten sonra başlayan dönem; askeri operasyonların ve tutuklamaların, 90’lı yöntemlerin uygulandığı bir dönem oldu.
“İkinci dönem de artık sürecini tamamlıyor ama hala ortada bir sorun var. Bu durum iç politikayı da dış politikayı da kilitliyor. Aynı zamanda iktidara oy veren Kürt seçmende de, vermeyende de AKP’ye bir tepki var.
“Ayrıca Öcalan ile görüşmelerden iki şey beklendiğini düşünüyorum; birincisi Suriye ile ilgili yeni bir yol arayışı, bir diğeri ise; Türkiye iç siyasetindeki tıkanmaya ilişkin eleştirel bir tutum, istenilen düzeyde bir perspektif ortaya çıkarsa kamuoyu ile paylaşılır fakat bu tutum yakalanmazsa aktarılmaz.
“Ama Öcalan’dan Suriye’de PYD’nin duruşu ile Türkiye’nin beklentilerini karşılayacak bir cevap alınır mı, bilmiyorum. Ama yeni bir çözüm süreci arayışı sadece iç politikadan ibaret değil.” / Bianet