Barolar, Çağdaş Hukukçular Derneği ve Halkın Hukuk Bürosu üyesi 12 avukatın tahliyesine yapılan itirazın kabul edilmesine tepki gösterdi. Tahliye kararı veren heyetin itirazı kabul etmesini eleştiren 36 baronun açıklamasında, "Heyet, ne olmuştur ki aradan 24 saat dahi geçmeden bu kararından vazgeçmiştir? Fikirler ve kararlar aniden değişecek kadar temelsiz midir?" denildi.
Hukukçular, haklarında tahliye kararı verilen Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ve Halkın Hukuk Bürosu (HBB) üyesi, 12 avukat için tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmasına tepki gösterdi. 36 baro ortak açıklama yaparken Türkiye Barolar Birliği (TBB) ve İstanbul Barosu da yazılı açıklama ile kararı eleştirdi.
TBB: UYGULAMANIN HİÇBİR HUKUKİ AÇIKLAMASI YOK
TBB Yönetim Kurulu, 12 avukat hakkında verilen tutuklamaya yönelik yakalama kararına tepki gösterdi. Açıklamada, “Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yer almayan, hukukta yeri olmayan, suçsuzluk karinesini hiçe sayan ‘tutuklamaya yönelik yakalama emri’ diye bir icatla yapılan bu uygulamanın hiçbir hukuki açıklaması yoktur. Yargılamanın yapıldığı ilin barosu olan İstanbul Baromuzdan konu ile ilgili düzenli bilgi alınmaktadır” denildi.
TBB’nin süreci yakından takip ettiği belirtilen açıklamada, “Bilinmelidir ki; yargılanan kişilerin kim, suçlamaların ne olduğundan bağımsız olarak adil yargılama ilkelerinden sapılması, tüm vatandaşların hukuki güvenliğini tehlikeye düşürmektedir” ifadelerine yer verildi.
36 BARODAN ORTAK AÇIKLAMA
36 baronun yaptığı açıklamada, mahkeme heyetine kamuoyuna açıklama yapma çağrısında bulunuldu.
Açıklamada, “Meslektaşlarımızın bulundukları hücreden çıkması gerektiğini düşünen heyet, ne olmuştur ki aradan 24 saat dahi geçmeden bu kararından vazgeçmiştir? 37. Ağır Ceza Mahkemesi Başkan ve Üyeleri kamuoyuna açıklama borçludur! Savcılık tahliye kararına itiraz edince mi ‘büyük bir hata’ yapıldığı anlaşıldı? Fikirler ve kararlar aniden değişecek kadar temelsiz midir?” denildi.
‘TUTUKLANAN GERÇEKTE SAVUNMA HAKKININ KENDİSİDİR’
“Baro başkanları olarak kürsüde gerçek bir yargı ve gerçek yargıçlar olması gerektiğini bir kez daha ifşa ediyoruz” ifadelerine yer verilen açıklama, şöyle devam etti:
“Unutmayınız, her şey unutulur gider bir gün; ama, adaletsizlik hiçbir zaman unutulmaz, özgürlükleri çalınan meslektaşlarımızın vicdanı peşinizi bırakmaz ve bir gün adaletsizliğin ve haksızlığın laneti yakalarınıza yapışır! Tutuklanan gerçekte avukatlar değil, savunma hakkının, adaletin ve insan onurunun ta kendisidir. Şair Horacius‘ye gönderme ile diyoruz ki, dinlemiyorsunuz; ama, anlatılanlar sizin hikâyenizdir ey yargı!”
Açıklamaya Adana, Amasya, Ankara, Antalya, Artvin, Aydın, Balıkesir, Bilecik, Bingöl, Bolu, Bursa, Denizli , Diyarbakır, Düzce, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, İstanbul, İzmir, Kırklareli, Kocaeli, Manisa, Mersin, Muğla, Muş, Ordu, Sakarya, Sinop, Şırnak, Tekirdağ, Trabzon, Tunceli, Urfa, Van, Yalova ve Gümüşhane-Bayburt Bölge baroları imza attı.
İSTANBUL BAROSU: SİYASET KURUMU DEVREYE GİRDİ, MAHKEME BASKI ALTINA ALINDI
İstanbul Barosu da yazılı açıklamada karar, “Ülkemizde uzunca bir süreden bu yana yaşamakta olduğumuz ‘hukuk darlığını’ açan ve evrensel hukukun genel kabule ulaştırdığı değerlerin, üstelik avukatların yargılandığı bir davada gerekçe olarak kullanılmış olmasından büyük bir sevinç duymuş, umuda kapılmıştık” şeklinde değerlendirildi.
“Hukuk umudumuz 24 saat sürmedi” denilen açıklamada, “İtiraz, aynı Mahkemece kabul edilerek yakalama kararları verildi. Gelinen bu son durumun başka hiçbir izahı yoktur: Siyaset kurumu devreye girmiş, Mahkeme baskı altına alınmış ve karar ‘geri aldırılmıştır’. Çünkü arada geçen 24 saat içinde; AHİM içtihatları değişmemiştir, tutuklamanın tedbir niteliğinde bir değişiklik olmamıştır, tutukluların avukatlıkları devam etmektedir” denildi.
‘ADALET BAKANI İSTİFA ETMELİ’
Kararın “rezalet” olarak nitelendirildiği açıklamada, “Bu rezaletin sorumluları UTANÇ duymalıdır. Bu tablo, yargıda ‘tuzun koktuğu’ anlamına gelir. Bir ülkenin yargısı için daha büyük bir utanç vesilesi olamaz. Adalet Bakanı, derhal istifa etmelidir. Kimsenin bu ülkenin yargısını bu konuma düşürmeye hakkı yoktur. Hiçbir siyasal güç, sahip bulunduğu kudreti, adalet terazisinin bir kefesine koyamaz” ifadelerine yer verildi. (DUVAR)