“Türkiye’ye bomba sevkıyatlarının bir numarası” olduğu belirtilen IŞİD yöneticisi Mustafa Demir ile sınırda görevli rütbeli askerlerin görüşmelerinin savcılık belgelerinde ortaya çıktığı iddia edildi.
Ankara Başsavcılığı’nın yürüttüğü IŞİD soruşturması kapsamında yapılan incelemelerde, cihatçılar ile askerler arasında telefon görüşmeleri yapıldığı öne sürüldü.
Yakınları IŞİD’e katılan 6 vatandaşın savcılığa başvurmasının ardından başlatılan soruşturmada ortaya çıkan söz konusu ayrıntıları, Cumhuriyet’ten Kemal Göktaş haberleştirdi.
Buna göre; kayıtlarda, IŞİD’in “Türkiye sınırından sorumlu emiri” olan ve savcılık belgelerine göre Türkiye’ye bomba geçişlerini organize eden Ebu Ali kod adlı Mustafa Demir ile sınırda görevli rütbeli askerler arasında çok sayıda telefon görüşmesi var.
Demir’in adı, daha önce de Ankara patlamasının talimatını veren İlhami Balı ile yakın irtibatları nedeniyle geçmişti.
Ankara Terörle Şube Müdürlüğü 26 Şubat 2015’te Ankara Başsavcılığı’na 27 görüşmeye ilişkin 43 sayfalık tape gönderdi. TEM yazısında, görüşmelerin “tesadüfen elde edilen deliller” kapsamında değerlendirilmesi istendi. Tapelerde ise “Bu görüşme kaydında soruşturma kapsamında hedef konumundaki Demir ile iletişim irtibatı tespit edilen ….. isimli şahsın, Dağ Hudut Karakolu’nda görevli askeri personel olduğu tarafımızdan değerlendirilmiştir” şeklinde notlar yer aldı.
Görüşmelerde yüzbaşı, astsubay, asteğmen, üsteğmen, uzman askeri personelin Demir ile yaptığı görüşmeler yer aldı.
Tapeler ve soruşturma belgeleri, Demir’in sınırda kaçakçılardan “zekât” adı altında para aldığını ve askerlerle geçişler konusunda işbirliği yapıldığını da gösteriyor.
Ankara Başsavcılığı, Gaziantep Askeri Savcılığı’na gönderilen telefon görüşmeleri ile ilgili olarak ‘IŞİD mensupları ile askerler arasında görüşme olmadığını’ ileri sürmüştü.
Görüşmelerin kaçakçılarla askerler arasında olduğunu ileri süren başsavcılık, suçun da ‘kaçakçılık’ faaliyeti kapsamında olduğunu belirtmişti.
Kayıtlarda Mustafa Demir’in A.A ve A.B isimli iki askerle yaptığı telefon görüşmelerinden bazı deşifreler şöyle:
25 Kasım 2014; 18.59
Mustafa: Şimdi ben bir ihbar aldım da, ihbara doğru gidiyorum. Şeyden, ee yüksek bir ihtimal bazı askerlernen ortaklı çalışıyo olabilirler. İnan bilgim yok. Elbeyli’ye yetişmeden önce bi çadırkent. … Eğer varsa orada bir yardımcı olacağın. Bir komutan rakımı felan hatta ee yolları biraz sıksınlar, ben onlara yetişene kadar, çünkü aramızda 20 kilometre var abi.
A.A: Arada 20 kilometre Kilis’e doğru.
Mustafa: Hee, ben şeye doğru gidiyom, şu an noktaya doğru gidiyorum, eğer varsa imkânın ordan karakol komutanı veya nöbetçi
A.A: Tamam tamam.
Mustafa: Seri bir şekilde Allahualem geçiş olduğunu bilmiyorum ihbar veya … kaçakçılık olabilir…
A.A: Tamam ben baktırırım sen şey yap.
***
25 Kasım 2014; 20.06
A.A: O el fenerliler siz miydiniz?
Mustafa: Valla küçük el fenerleriyle, nerdesin abi sen? Benim söylediğim yerde mi?
A.A: Hı hı, baktık biz de sizi gördükte senin adamlar…
Mustafa: A. abi buradaki komutanla şey yapabilir misin beni abe? Mümkün mü, bağlayabilir misin, hani buradaki iş için? Size yardımcı olduğumuz gibi burada bir irtibat kursak.
A.A: Tamam bişey olursa bana burada haber versinler.
Mustafa: Sana ulaşırsak yeterliyse problem yok.
A.A: Ben iletirim şimdi, benim orda iki tane karakolum var, en kötü karakol komutanına iletir baktırırım. …
***
23 Kasım 2014; 18.57
Mustafa Demir: Ben Burak üsteğmene bir tane araç teslim etmiştim, o da sizin karakolun doğu tarafına doğru mu?
A.B: Evet aynı öyle gardaşım, o kazının bittiği yer, toprak yığınının…
Mustafa: Şimdi tam o noktaya mı geleyim, ondan önce bir nokta varsa oraya adam bırakıyım.
A.B: Hayır gardaş şeye adam bırak, bu Ermiş köyü var ya…Toprağın ardında bir şerefsiz var, gözcülük yapıyor, bu onu tutsun diğerini de de o araç teslim ettiğin yerde.
Mustafa: Tabii sen şimdi arabadasın senin yanında kimse var mı nöbetçi duracak?
A.B: Asker var.
Mustafa: Tamam sen beni yönlendirebilir misin toprak tarafına? Ben sana işaret verecem abi; orda indir derse, orda indiririm.
A.B: Tamam ben, geri çıkayım.
Mustafa: Nöbetçiyi indir abi, oradan ayrılmasın.
A.B: İnin gençler, burada atlayın.
***
19.12
A.B: Bu araç verdiğin yerinde, mayının içindeyiz. Işık yaktık, mal var, gelsene o taraftan bu tarafa, adamlar var.
Mustafa: Tamam abi, geliyorum.
A.B: Acil gel, fenerle mayının içindeyim, koş gel.
Mustafa: Abi şey, Burak üsteğmene araba verdiğim yer mi?
A.B: He he, o verdiğin az aşağısında, bizim iki tane araç Türkiye tarafında
Mustafa: Tamam.
A.B: Biz de mayının içindeyiz
Mustafa: Abi geldim.