AKP kongresine katılmayan isimlerden Meclis eski Başkanı ve Başbakan eski Yardımcısı Bülent Arınç, olağanüstü kongrenin ‘vefa değil veda kongresi’ olduğunu belirtti, katılmayışının nedenini de “Yerimi iyi tayin edememişler. Aklıma kötü şeyler gelmiyor değil” diyerek açıkladı.
TBMM eski Başkanı ve Başbakan eski Yardımcısı Bülent Arınç, AK Parti’nin olağanüstü kongresinin ‘vefa değil veda kongresi’ olduğunu söyledi.
Kongreye davet edilip edilmediği ile ilgili bir soru üzerine Arınç, kongreye davetli olduğunu, ancak bu kongrenin bir veda kongresi olması nedeniyle katılmadığını belirtti.
Manisa’da katıldığı Celal Bayar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Çelebi’nın kızının nikah törenin ardından açıklamalarda bulunan Arınç, özetle şunları söyledi:
“Artık bugünden itibaren Cumhurbaşkanımıza büyük görevler düştüğüne inanıyorum. Çünkü Binalı Yıldırım’ın hazırlanması, Merkez Karar Yürütme Kurulu (MKYK) üyelerinin tespit edilmesi ve zannediyorum ki hükümetin de aynı doğrultuda Cumhurbaşkanımızın direktifleri ile tespit edilecek olması ona büyük bir sorumluluk yüklüyor. Böyle olması Ak Parti’nin doğası gereğidir. Ancak 20 aylık bir başbakanının kendi açısından da ’Bu benim kararım değildir’ demesine göre ve bir kongre ile bitiyor olması, kafalarda pek çok soru işaretini taşıyacak.
“Ben her şeyin olup bittiğini ama Cumhurbaşkanımızın hükümetin mutlaka başarılı olması gerektiğini düşündüğünü zannediyorum. Çünkü sayın Binali Yıldırım ve onun hükümeti başarılı olursa ki, temenni ediyorum başarılı olur, başarı hanesi Cumhurbaşkanımıza yazılacaktır. Ama Allah saklasın iç ve dış politikalar Türkiye’de yaşanan olaylar küçük de olsa başarısızlığı getirdiği takdirde bu da Cumhurbaşkanımızın hanesine yazılacaktır. Çünkü tercih böyledir. Dolayısıyla Binali Yıldırım başarılı olmak mecburiyetindedir.
“Bir Ak Partili olarak hükümetimizin başarılı olmasını isteriz. Şuandan itibaren hükümete Ak Parti’ye başarı konusunda nasıl bir katkı olacaksa, nasıl bir ihtiyaç duyuluyorsa her zaman emre amade olduğumuzu bildirmek isterim. Yaşanan olaylar bir tarafa, Türkiye’nin başarılı bir hükümete ihtiyacı var. Ak Parti’nin başarılı bir hükümete ihtiyacı var. Bu konuda Ak Parti’nin kuruluşunda emeği geçmiş insanlardan birisi olarak başarıya odaklandığımızı söylemek istiyorum.
“İşin iki boyutu var. Daha önce Cumhurbaşkanımızın görevini sayın Davutoğlu’na devrettiği kongreyi bir vefa kongresi olarak değerlendirmiştim. Bütün coşkumuzla, heyecanımızla o kongrede bulunmuş, oyumuzu kullanmıştık. Ama bugün yapılan kongre bir vefa kongresi değil veda kongresidir. Ben duygusal bir insanım. Vedadan yana değilim, vefadan yanayım.
“Kongreye davet edildim. Yakama takacağım karta baktığımda geçmiş dönem milletvekili olarak nitelendirildiğimi gördüm. Doğru ben üç dönem milletvekilliği yaptım ama o üç dönem içinde 5 yıl Meclis Başkanlığı, 7 yıl Başbakan Yardımcılığı yaptım. Geçmiş dönem milletvekilleri ayrı bir yerde tasnif edilmiş. Onlar il başkanları, delegelerle birlikte oturacaklar. Ama A protokolde geçmiş ve bugünün bakanları, geçmişte Ak Parti’de Meclis Başkanlığı yapmış insanların da olduğunu gördüm. Dolayısıyla burada en iyi niyetle bir yanlışlık olsun. Geçmiş dönem milletvekilliyim ama geçmiş dönem Meclis Başkanıyım, geçmiş dönem Başbakan Yardımcısıyım. Benim yerimi iyi tayin edememişler.
“Aklıma kötü şeyler de gelmiyor değil. Yani partinin üç kurucusundan biri olarak 14 sene kendisinden takdirle bahsedilen bir insan, ’Hayır, kurucu değil’ diyerek çıkarılmışsa herhalde eski Meclis Başkanlığım, Başbakan Yardımcılığım da unutulmuş olmalı. Zaten bir veda kongresine katılmam mümkün değildi ama böylesine bir yanlışlık, kötü niyet varsa onu sahipleri bilirler. Benim Manisa’ya gelmemi daha elzem kıldı. Ama bu yanlışlıkları bana yapanlar başkalarına da yapıyorlarsa yeni genel başkandan ricamdır, bu işlere bir son versinler. Biz bu partinin emektarıyız, bu partiye hayat veren her işin içinde olduk, bundan sonra da olmaya devam edeceğiz. Sıfatlarımızı da onlar tayin etmiyorlar. Millet bizi bu noktaya getirdi, en azından vefa olarak buna sahip çıksınlar.”