Cizre’de bir bodrumda mahsur kalan yaralıların ve cenazelerin nakli talebiyle başlatıkları açlık grevi üçüncü gününe giren HDP’li üç vekil yaptıkları açıklamada, Devleti ve hükümeti buna engel olmamaya çağırdı.
Şırnak’ın Cizre İlçesi’nde bir bodrumda mahsur kalan yaralıların ve cenazelerin nakli talebiyle İçişleri Bakanlığı’nda açlık grevi başlatan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili İdris Baluken, Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş ve Urfa Milletvekili Osman Baydemir, Meclis grup toplantı salonunda basın açıklaması yaptı.
Baluken, Beştaş ve Baydemir, görüşmeler sonucu dün 11 kez yola çıkan ambulansların durdurulduğunu anlattılar.
Sağlık Bakanı’nın çatışma olduğu için ambulansların gidemediği iddiasının gerçek dışı olduğunu ambulansları askerlerin engellediğini söylediler.
İçişleri Bakanlığı’nın bugün ambulansların ulaştırılacağına dönük taahhütü de sabah saatlerinde çatışma gerekçesiyle yerine getirilmeyeceğini bildirdiğini aktardılar.
Sağlık Bakanlığı’na bağlı ambulans ve sağlık emekçilerinin izin verilmediği için gidemediği alana belediyeye mensup ambulans ve sağlıkçıların giderek yaralı ve cenazeleri almayı istediklerini söyledi. Devleti ve hükümeti buna engel olmamaya çağırdı.
Yaralı ve cenazelere ulaşmanın hükümetin ve devletin sorumluluğu olduğunun altını çizen vekiller, bugün sonuç alınması gerektiğini, sonuç alınmaması durumunda çalık grevinin genişleyeceğini belirtti.
“Günlerdir Cizre’ye bayrak diktik algısıyla kahramanlık destanı yaratanlar bir hafta boyunca 28 yaralıyı neden çıkaramadıklarını kamuoyuna anlatmak, insani koridorun neden açılmadığını ifade etmek zorunda.
“Orada yetki, sorumluluk, o insanların yaşam hakkı ile ilgili güvencenin tamamının AKP hükümetinde olduğu bilinciyle mevcut durumun bir an önce aşılması ve nakillerin sağlanması gerekiyor.
“İçişleri Bakanlığı’nda üst düzey yetkililer olmak üzere sayısız görüşme yaptık. Tamamında bize belirli sürede sorunun halledileceğine dair oyalayıcı cevaplar verildi. Bu konuda her türlü kolaylaştırıcı katkıyı sağlamaya çabaladık.
“Dün akşam saat 17.00 itibariyle İçişleri Bakanı, Davutoğlu ile yaptığı görüşmenin neticesinde bizimle görüştüğünü belirterek, dün akşam en geç bugün öğlene dek nakillerin gerçekleşeceğini söyledi. Bu sabah, bakanlık tarafından aranarak, orada bir uzman çavuşun yaşamını yitirdiği, dolayısıyla bugün müdahale yapılamayacağını öğrendik.
“Cizre belediyesinde bekleyen ambulans ve sağlık emekçileri dün 11 kez bölgeye hareket etti. Telefon ile canlı olarak dinledik. Silah sesi, çatışma gibi fiili durum yokken ne hikmetse ambulans kontrol noktasına ulaştığı anda bilinçli şekilde engelleniyor. ‘bakanlık talimatı bizi bağlamaz’ kararını yetkilileri aynı anda dinlettik.
“Ambulans belediye binasına dönünce silah sesleri kesildi. Sonuncusunda ambulans şöförü ve sağlıkçılar gözaltına alındı. Emniyette ‘bir kez daha yaralıları almak için bölgeye gitmeniz durumunda başınıza geleceklerle ilgili sorumluluğu aldınız’ denildi.
“Heyet olarak İçişleri Bakanlığı’na döneceğiz. Bize söz verdikleri gibi bugün sonuca ulaşılmasını istiyoruz.”
“Ambulans bölgeye giderken telefon sesini dinliyorduk. Sağlıkçılar izinleri olduğunu, yaralıları almaya gittiklerini söylerken bir yetkili ‘Başbakanınız tanımıyoruz’ dedi.
“Herkesi samimiyete davet ediyoruz. Sağlık bakanlığı’nın verdiği beyanatlar gerçeğe aykırı. Sizin ambulanslarınız belediye ambulansına eşlik etmiyor.
“Ambulans gitsin deniyor, ambulansa ateş ediliyor. Ambulansa kim ateş ediyorsa Allah onun belasını versin. Mevzu bahis insan hayatıdır.
“Bu yaşananlar Meclis’te özellikle iktidar partisinin vekillerinde bir ürperti yaratmıyor. Bilsinler ki Kürt halkının vicdanında büyük bir öfke ve ruhunda büyük yaralara yol açıyor. Bu büyük yaraları tamir etmek öyle kolay olmayacak. Bu yara daha fazla derinleşmesin, tamiri imkansız olacak bir raddeye doğru gitmesin.
“Hükümeti ve ilgili tüm birimleri hukuka, savaş hukukuna uymaya davet ediyoruz. Savaş çözüm değildir. Silah çözüm değildir. Bizim görevimiz ölümleri değil yaşamı savunmaktır.”
“Türkiye’de 2016’da üç milletvekili yaralı ve cenazelerin sevki olan tek talepleriyle İçişleri Bakanlığı’nda açlık grevine girmesi olayın ne kadar vahim olduğunu gösteriyor.
“Başbakan dün bize atfen ‘Neden Kandil’e çağrıda bulunmadığımızı’ sormuş. Bizim çağrımız hükümete. Eğer Cizre’yi başka birileri yönetiyorsa biz bunu bilmiyoruz.
“İstenirse yarım saatte çözülecek meseleden söz ediyoruz. Bu yapılmadığı için yedi günde altı can kaybı yaşandı. Bugün de endişeliyiz, iki yaralı he an yaşamını yitirebilir.
“Dün Sağlık Bakanın gerçeği yansıtmayan beyanatlarla açıklama yaptı. Aziz Yural ve Eyüp Ergen’in teröristeler tarafından şehit edildiğini söyledi. Daha önce ikisi için ‘bunlar terörist demişti’ doğrusu işlerine gelince terörist işlerine gelince şehit diyorlar. Yural, yaralıları kurtarmaya giderken keskin nişancılarca öldürüldü, Ergen evine giderken polislerce öldürüldü. Sağlık bakanı kamuoyunu neden yanlış bilgilendiriyor.
“Dün Bakanlıkta ambulansların askerler tarafından durdurulduğuna canlı canlı dinleyerek tanıklık ederken basına teröristler tarafından ambulanslar geçirilmiyor diye haberler servis edildi.
“Faysal Sarıyıldız hakkında da hedef gösterme çabası var. Bunu kınıyoruz. Milletvekili, halkla birlikte yetkililerin hukuk içinde davranması için çaba içinde. Hukuksuzluğun teşhiri birilerini rahatsız ettiği için hedef alınıyor.”