Ahmet Altan ve kardeşi Mehmet Altan ile gazeteci Nazlı Ilıcak'ın da aralarında bulunduğu 6'sı tutuklu 7 kişinin yargılandığı davada gergin anlar yaşandı. Mahkeme başkanı, söz verilmeden konuştukları gerekçesiyle Altan kardeşlerin 4 avukatını salondan çıkarttırdı. Duruşma savcısı, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini istedi. Mahkeme heyeti de tahliye taleplerini reddetti.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından ‘FETÖ’ üyeliği iddiasıyla tutuklanan gazeteci – yazar Ahmet Altan, akademisyen kardeşi Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak’ın da aralarında bulunduğu 17 sanıklı davanın üçüncü duruşması bugün görülüyor. Saat 10:00’da başlaması gereken duruşma, 45 dakika gecikmeli başladı. Duruşmaya tutuklu sanıklar Nazlı Ilıcak, Yakup Şimşek, Fevzi Yazıcı ve Şükrü Tuğrul Özşengül katıldı.
Diğer tutuklu sanıklar Ahmet Altan ve Mehmet Altan ise SEGBİS ile duruşmaya katıldı. Mahkeme Başkanı duruşmayı başlattıktan sonra mütalaasını açıklaması için sözü duruşma savcısına verdi.
REDDİ HAKİM TALEBİ
Altan kardeşlerin avukatı Ergin Cinmen, mütalaa açıklanmadan önce taleplerinin dinlenilmesini istedi. Mahkeme başkanı da kendisine söz vermediğini belirterek, konuşmasını sürdürmesi halinde CMK uyarınca dışarı çıkartılacağı uyarısında bulundu. Cinmen’in konuşmasını sürdürmesi üzerine mahkeme başkanı, avukat Cinmen’in dışarı çıkartılması talimatını vererek duruşmaya ara verdi.
Verilen yaklaşık 20 dakikalık aranın ardından tekrar başlayan duruşmada yine cumhuriyet savcısı mütalaasını açıklamak üzereyken araya giren Altan kardeşlerin diğer avukatı Figen Çalıkuşu da taleplerinin olduğunu belirterek söz istedi. Deliller toplanmadan mütalaanın istenmeyeceğini anlatan Çalıkuşu, bunun usüle aykırı olduğunu savundu. Mahkeme başkanının söz vermeden konuşmaması yönünde uyardığı Çalıkuşu’nun konuşmasını sürdürmesi üzerine dışarı çıkartılmasına karar vererek duruşmaya yeniden ara verdi. Çalıkuşu da bunun üzerine, reddi hakim talebinde bulundu.
İkinci kez verilen yaklaşık 20 dakikalık aranın ardından tekrar başlatılan duruşmada mahkeme başkanı mütalaasını açıklaması için duruşma savcısına söz verdi. Duruşma savcısı mütalaasını açıklamak isterken yine söz alan Altan kardeşlerin avukatlarından Ferhat Çağıl, reddi hakim taleplerinin olduğunu duruşmanın bu şekilde ilerlemeyeceğini söyledi. Çağıl, mahkeme başkanı tarafından konuşmasını sürdürmesi halinde dışarı çıkartılacağı yönünde uyarıldı. Çağıl’ın sözlerini sürdürmesi üzerine mahkeme heyeti duruşmaya üçüncü kez ara verdi. Verilen yaklaşık 15 dakikalık aradan sonra mahkeme heyeti savcının mütalaasını açıklamasının ardından herkese söz vereceğini belirterek savcısının sözünün kesilmemesini istedi.
Savcıya tekrar mütalaasını açıklaması için söz verildiğinde bir taleplerinin olduğunu söyleyerek, araya giren Altan kardeşlerin avukatlarından Melike Polat, reddi hakim taleplerinin olduğunu anlatarak önce bu konuda bir karar verilmesi gerektiğini ifade etti. Mahkeme başkanı da kendisine söz verilmeden konuştuğunu belirttiği ve 3 kez uyardığı avukatı duruşma salonundan çıkartarak duruşmaya öğle arası verdi.
‘SAVUNMA HAKKINA TAHAMMÜLSÜZLÜK’
Salondan çıkarılanlar, 26. Ağır Ceza Mahkemesi kapısında beklemeye başladı. Salona girmeyi bekleyen kalabalıkta İsveç, İsviçre, Fransa, Belçika, Çek, Norveç diplomatları da var.
Bianet’e konuşan Ergin Cinmen “Bu savunma hakkına tahammülsüzlüğü gösteriyor. Savunma hakkını kullanmak istedik diye duruşmadan atıldık. Reddi hâkim talebinde bulunduk” dedi.
SAVCI SÜRE İSTEDİ
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde söz alan cumhuriyet savcısı, esas hakkındaki mütalaasını henüz hazırlayamadığını belirterek, tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına karar verilmesini istedi. Daha sonra söz alan TBMM avukatı ile Ergenekon davası sanıklarından Hasan Ataman Yıldırım, katılma talebinde bulundu. Mahkeme başkanı ise taleplere ilişkin beyanda bulunmaları için sözü tutuklu sanıklara verdi.
‘BAŞKAN HARİÇ TÜM ÜYELER DEĞİŞMİŞ’
İlk olarak Nazlı Ilıcak konuştu. Ilıcak, mahkeme heyeti üyelerinin bir kısmının değiştiğini anlatarak, bu durumun adil yargılama hakkına uygun olup olmadığını sordu. Ilıcak “İkinci duruşmada iki hakim üye değişmiş, savcı da değişmiş. Allah’a şükür bir tek siz kalmışsınız. Bugün de savcı ve bir üye değişmiş. Bu olağan birşey mi bilmiyorum ama bunun kayıtlara geçmesini istiyorum” dedi.
ILICAK ZAMAN ZAMAN AĞLADI
Kendilerine ilişkin avukat görüşme kısıtlılığının sürdüğünü vurgulayan Nazlı Ilıcak, zaman zaman göz yaşlarına hakim olamadı. Ilıcak “Attığım tweetlerimde darbe karşıtı açıklamalar yaptım. Ve ‘darbeyi lanetliyorum’ dedim. Bütün hayatım boyunca darbelere karşı olmuş bir Nazlı Ilıcak olarak bunu içime sindiremiyorum. 27 Mayıs’tan beri darbelere karşıyım, bu berbat darbe gerçekleşiyor ben Bodrum’da haber alıyorum. Yok efendim ‘Nazlı Ilıcak darbeciymiş’, bunu kimseye anlatamazsınız” diye konuştu.
Ilıcak, 40 yıllık gazeteci olarak laik cumhuriyete karşı bir adımının olmadığını belirterek, mahkemeye gelen yazılara göre Bank Asya’da yüksek bir hesap hareketliliğinin bulunmadığını ve ByLock’a rastlanmadığının yer aldığını söyledi. Çok zor şartlar altında olduğunu belirten Ilıcak, “Yaşıma binaen de biran önce çok zor şartlar altında yaşadığımı belirterek tahliyemi istiyorum” dedi.
AHMET ALTAN: EZBERLE ADALET OLMAZ
Daha sonra SEGBİS’le bulunduğu cezaevinden katılan Ahmet Altan ise davayla ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurduğunu, Birleşmiş Milletlerin de bu davada müdahil olduğunu anlatarak, “Raporda mahkemenin tiyatro olduğunu söyledi. Savcının ezbere dayalı tekrarını duyduğumda bir oyuncuyu izlediğimi düşündüm. Dosyaya hakim olmadığını söyleyerek tutukluluk istedi. Bir de adaletten söz ediliyor. Böyle bir ezberle hukuk olmaz. Böyle bir ezberle adalet olmaz. Benim söyleyeceğim bu kadar” diye konuştu.
TAHLİYE TALEPLERİ REDDEDİLDİ
Taleplerin alınmasının ardından mahkeme heyeti, ara karar verilmesi için duruşmaya ara verdi. Aranın sonrasında kararını açıklayan mahkeme heyeti, Nazlı Ilıcak, Ahmet Altan, Mehmet Altan, Fevzi Yazıcı, Yakup Şimşek ve Şükrü Tuğrul Özşengül’ün tahliye taleplerini reddederek, tutukluk hallerinin devamına karar verdi. Kararda, kuvvetli suç şüphesi ve kaçma ihtimalini olduğu belirtildi.
TBMM’nin mühalillik talebinin kabulüne karar veren mahkeme heyeti, diğer katılma taleplerinin ise reddetti. Sanık avukatlarının reddi hakim talebinin davayı uzatmaya yönelik olduğunu savunan mahkeme heyeti, duruşmayı 11 Aralık’a erteledi.