Türkiye'de idam cezasının geri getirilmesine yönelik olası bir referandumda, 'gurbetçiler' oy kullanamayabilir.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın idam cezasını geri getirmek gerekçesiyle referandum düzenlenebileceğine dair açıklaması Avrupa’da tartışılmaya devam ediyor. Olası bir idam referandumunda, Almanya’nın Türkiye kökenli vatandaşların oy kullanmasını insan hakları gerekçesiyle yasaklayabileceği, hatta Alman yasalarına göre bunu yapmakla yükümlü olduğu belirtildi.
Alman Federal Meclisi’nin Bilimsel Hizmetler Dairesi’nin hazırladığı bilirkişi raporunda, Türkiye’de idam cezasına yönelik bir referandum yapılması halinde Alman hükümetinin konsolosluk ve büyükelçiliklerde de oy kullanma işlemlerini yasaklayabileceği tespiti yer aldı. Raporda, federal hükümetin ‘anayasa ve uluslararası hukukun sarsılmaz ilkeleri’ni göz önünde bulundurarak, Türk hükümetinin oylama talebini ‘reddetme’ kararı verme yükümlülüğü bulunduğu belirtildi.
‘AVRUPA ORTAK TEPKİ VERMELİ’
Raporun hazırlanmasını talep eden Federal Meclis Avrupa İşleri Komisyonu Başkanı Gunther Krichbaum, “Tabii ki böyle bir yasaklamada polis zoruyla diplomatik temsilciliklere girilmez. Ancak yasağa uyulması için elimizden geleni yapmamız gerekir” diye konuştu. Hristiyan Demokrat Birlik partili Krichbaum, Saarbrücker Zeitung’a yaptığı açıklamada, ‘idam cezasının geri getirilmesi için Türkiye’de referanduma gidilmesi durumunda Avrupa’nın ortak bir tepki vermesi gerektiğini’ söyledi. Krichbaum, böyle bir referandumun tüm AB üyesi ülkelerde yasaklanması gerektiğini belirterek, “Bu insanlık dışı ceza biçimi AB’deki temel haklar ile çelişmektedir” çıkışı yaptı.
Alman yasalarına göre, bir başka ülkenin oy verme işlemlerinin Almanya’da da yapılabilmesi için söz konusu ülke tarafından seçimlerden önce başvuruda bulunulması gerekiyor. Alman hükümetinin başvuruya izin vermeme yetkisi de var. Federal hükümet, Almanya’daki Türk seçmenlerin 2014 yılında cumhurbaşkanlığı seçiminde, 2015 yılındaki 7 Haziran ve 1 Kasım genel seçimleri ile son olarak anayasa referandumunda oy kullanabilmelerine izin vermişti. Oy verme işlemleri hem kurulan seçim lokallerinde hem de diplomatik temsilciliklerde yapılabilmişti. (Kaynak: Deutsche Welle Türkçe)