Alman Biontech firmasının geliştirdiği korona virüsü aşısı, Ankara’da gönüllüler üzerinde denenmeye başladı. İlk aşı gönüllü olarak başvuran Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Anestezi ve Reanimasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necmettin Ünal’a yapıldı. Aşının yaklaşık 2 ay sonra ruhsat alacağı kaydedildi.
Ankara İbni Sina Hastanesi’nde görevli olan öğretim üyesi ve sağlık personelinden gönüllü olanlara Almanya-ABD ortak yapımı Covid-19 aşısı uygulanmaya başlandı. Prof. Dr. Necmettin Ünal, üniversite bünyesinde klinik deneylere geçmek üzere olan Covid-19 aşının ilk uygulandığı kişi oldu.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İsmail Balık, Alman Biontech tarafından geliştirilmiş olan aşının 3.ncü faz aşamasına geldiğini ve aşının insanlara uygulanmaya hazır hale geldiğini belirtti. Prof. Dr. Balık, “Yaklaşık 700 kişi gönüllü olarak başvurdu. Toplumda aşıya karşı bir karşıtlık var. Biz bu basın toplantısını bir nevi bu karşıtlığı kırmak için düzenledik. Aşı yaklaşık 2 ay sonra ruhsat alacak. Piyasaya bu süreçten sonra çıkacak. İlk etapta tüm dünyaya yetecek kadar üretilmesini beklemek tabii ki hayal olur. Üretim için altyapı çalışmaları yapılıyor” diye konuştu.
‘4 KURALA UYMAMIZ GEREKİYOR: MASKE, MESAFE, HİJYEN VE KALABALIK’
Covid-19’dan sonra hayatımıza giren maske, mesafe ve hijyen kuralına aslında bir kural daha eklenmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Balık, “Bizim 4 kurala uymamız gerekiyor. Maske, mesafe, hijyen ve kalabalık. Büyük şehirlerin artışa geçmelerinin en büyük sebebi de bu aslında kalabalık. Bizler nasıl maske, mesafe, hijyen kurallarına uyuyorsan artık bir de kalabalık kuralına uyacağız. Bu 4 kurala uyarsak hastalığın bulaşmasını ve yayılmasını engelleriz” dedi.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Cerrahi Tıp Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necmettin Ünal da kendisinin de bir denek olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Halkımızı bilinçlendirmek için ben de bir denek adayıyım. Değişik yorumlar yapılıyor, ‘vay biz denek mi olacağız’ diye, tabii ki olacaksınız. Amerikalı, Alman denek olup, ‘ben olmuyorum kardeşim’ diye bir yol yok. Bunlar o kadar güvenlik tedbirleriyle yapılan çalışmalar ki girmekte hiçbir sakınca yok. Yan etki olabilir; ama düşük olasılık. Ben kendimi denek olarak yazdırdım. Umut ederim olabilirim.
‘TEK YOLU MİLLİ AŞIMIZIN ÜRETİLMESİ’
Halkın tamamına yetecek kadar aşı üretimi gerekiyor, bu da altyapı gerektiriyor. Bu altyapı yatırımlarının da varsa genişletilmesi, yoksa yeniden yapılmasında bir an önce çok büyük fayda var. Diğer ülkelerde üretilen aşılar, önce o ülke vatandaşları için kullanılacaktır. Türkiye’de 60 milyon kişiyi aşılayacaksak 120 milyon aşılama gerekiyor şu andaki bilgilerle. Belki sonra da devam edecek. Bundan kurtulmanın tek yolu var milli aşımızın üretilmesi. Hakikaten Türkiye’de de bu yönde bir sürü üniversitede çalışma devam ediyor. Şu anda gelinen noktada üretim ve dağıtım ile ilgili altyapının hızla oluşturulması lazım. Yoğun bakımda hasta tedavi ederek bu iş düzelmez, bu iş kökeninde membaında kurutulur. Bunun için şu anda elimizde olabilecek en iyi olanak da aşı.” (ANKA)