AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, yeni tip Koronavirüs (Covid-19) salgını sürecinde İçişleri Bakanlığı’nın ‘provokatif bilgi paylaşan’ 11 bin hesap tespit ettiğini söyledi. Çelik, konuya ilişkin başka bilgi vermezken, Vefa Sosyal Destek Grupları’nın ‘pek çok sosyal komplikasyonları önlediğini’ açıkladı.
Partisinin MKYK toplantısı sonrası açıklamalarda bulunan Çelik, son dönemde artan kadın cinayetlerine ilişkin “En hassas olduğumuz konulardan bir tanesi kadına şiddet konusunun takip edilmesidir. Bugün de son derece üzüntü duyduğumuz haberler çıkabiliyor. Bu konuda parti olarak çok hassasız. 1005’e yakın merkez İçişleri Bakanlığımız tarafından kurulmuştur. 1000’in üstünde mekanizma ile bu şikayetler alınıp, müdahaleler yapılmaktadır” dedi.
Çelik, milletvekillikleri düşürülen CHP’li Enis Berberoğlu, HDP’li Leyla Güven ve Musa Farisoğulları‘na ilişkin gelen soruya da yanıt verirken, şu ifadeleri kullandı:
“Kesin hüküm giyme ve kısıtlama halinde milletvekilliğinin düşmesi, kesin mahkeme kararının Genel Kurul’a bildirilmesiyle oluyor. Bir kişi hüküm giydiğinde bunun Genel Kurul’a okunması gerekiyor. Dolayısıyla Meclis’in yaptığı işlem usul işlemidir. Ortaya çıkan tabloda asıl üzerinde durulması gereken bu mahkeme kararlarının içeriği nedir. Hiç kimsenin Meclis Başkanlığı’na söyleyeceği bir şey yoktur.”
Çelik’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Normalleşme sürecinde hangi tedbirler alınacağına, kazanımlarımızı nasıl koruyacağımıza dair Sağlık Bakanımızın geniş kapsamlı bir sunumu oldu. İçişleri Bakanımızın kapsamlı sunumu oldu. 144 bin civarında Vefa Sosyal Grubu’nun son derece kayda değer çalışmalarının nasıl koordine edildiğini ayrıntılı bir şekilde bizimle paylaştılar.
“Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla kurulan Vefa Sosyal Destek Grubu’yla gurur duyuyoruz. Hiçbir zaman onların emeklerinin karşılığını veremeyiz. Bunun yine bakın bir Avrupa ülkesinde yaşlıların evlerinde vefat ettikten 1-2 hafta sonra bulunduğuna dair haberler vardı. Terk edilmiş bakımevlerinde hayatlarına kaybeden yaşlıların haberi var. Biz büyüklerimizden bahsederken ‘Allah başımızdan eksik etmesin’ deriz.
“Son günlerde ortaya çıkan görüntüler endişe verici. Kazanımların korunması bundan sonra yapacaklarımıza bağlı.
“15,5 milyon ev ziyareti gerçekleşmiştir. Bu rekordur. Ziyaretleriyle, yardımlar götürmeleriyle, maaşların dağıtımıyla ilgilenmiştir. İçişleri Bakanlığımız Türkiye’de Covid’le ilgili yalan haberlere ulaşmıştır. 11 bin provokatif bilgi paylaşan hesap görülmüştür. Bunların çoğu FETÖ kaynaklı olduğu görülmüştür. FETÖ’nün milletin zor zamanında aynı ihanet duygusuyla hareket ettiği görülmüştür.
“İçişleri Bakanlığımız uyuşturucu ile mücadele konusunda farkındalık konusundaki çalışmaların netice aldığını gösteriyor. Vefa Sosyal Destek Grupları’nın sahayı tutması pek çok sosyal komplikasyonları önlemiştir. Bunu tarihe geçen çalışmalar da yapacağız. Bazı film ve belgesel çalışmaları gerçekleştirilecek.
“Bu dünya için de bir örnektir. En hassas olduğumuz konulardan bir tanesi kadına şiddet konusunun takip edilmesidir. Bugün de son derece üzüntü duyduğumuz haberler çıkabiliyor. Son derece vahşi hususlar meydana geliyor. Hepsine Allah’tan rahmet diliyoruz. Bu konuda parti olarak çok hassasız. 1005’e yakın merkez İçişleri Bakanlığımız tarafından kurulmuştur. 1000’in üstünde mekanizma ile bu şikayetler alınıp, müdahaleler yapılmaktadır.
“Bu konuda tereddütsüz çalışmaya ve mücadele etmeye devam edeceğiz. Hiçbir insana şiddet kabul edilemez ama kadına şiddet asla kabul edilemez. Bu dönemde organize suç örgütleriyle ilgili bazı açıklamalar oldu. 110’a yakın suç örgütü tamamen kontrol altına alınıp, bertaraf edilmiştir, adli süreçler başlatılmıştır. İçişleri Bakanlığımız bu tabloda büyük performans göstermiştir.
“Türkiye terörle mücadelede kayda değer bir başarı ortaya koymuştur. Demokrasimizi, hukuk düzenimizi, cumhuriyetimizi, insan hak ve hürriyetleri düzenimizi korumak için terörle mücadele en başta olmazsa olmazlarımızdan bir tanesidir.
“Sosyal medya hakikaten gerçek dünya olsaydı tarihin sonu tezi haklı olurdu. Yalan haberlerin denetim göreviyle görevlendirilmiş milletvekilleri tarafından yapılması şaşırtıcı oluyor. Yaklaşık 5,5 milyon aileye 1000 TL’lik maddi destek yapıldığını söylemiştik. Diğer destekler de söz konusu. Birileri çıkıp ‘Ömer Çelik Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı herkese 5 bin lira yardım gönderdik’ diye montaj yapıldı. Muhalefet nihayetinde iktidarı izler, denetler. Fakat milletvekillerinin işlerini nasıl yapmadığını, gayri ciddi gören örnektir. Bir tane caps görüp arkasına takılıyor. Tabii bu konforlu bir alan. Bunların gerçek dünyada yaşamadığını, sanal dünyada yaşadığını görmüş oluyor.
“Virüsle mücadele konusunda yurt dışındaki vatandaşlarımızla ilgili etkili çalışmalarımız yapıldı. Dışişleri teşkilatımızı da tebrik etmek isterim. Konsolosluk yetkililerimiz 100 binden fazla çağrıya cevap vermiştir. 1 Haziran itibarıyla yurt dışında yaşayan 558 vatandaşımız salgın nedeniyle hayatını kaybetmiştir. Salgının başından itibaren 128 ülkeden 80 bin vatandaşımız Türkiye’ye getirildi, testleri yapıldı. Türkiye’nin dünyanın hiçbir yerinde vatandaşını yalnız bırakmadığının göstergesidir. İri ülkeler darmadağın olurken Türkiye kriz yönetimi ortaya koymuş, tam bir organizasyon ve senkronizasyon içinde başarılı bir şekilde görevini yerine getirmiştir.
“Kesin hüküm giyme ve kısıtlama halinde milletvekilliğinin düşmesi, kesin mahkeme kararının Genel Kurul’a bildirilmesiyle oluyor. Bir kişi hüküm giydiğinde bunun Genel Kurul’a okunması gerekiyor. Meclis Başkanı’mız önemli bir hukukçudur. Dönem sonunun bekletildiği herhangi bir uygulama yok. Böyle bir teamül de yok. Bununla ilgili olarak Meclis Başkanlığı’ndan bilgi alınabilir. Milletvekilleriyle ilgili bilgi Sayın Şentop döneminde gelmişti. CHP tarafından iddia edilen uzman görüşü gibi bir şey söz konusu değil. Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hükmün kesinleşmesini engellemez. Bir şey kesinleştikten sonra AYM’ye başvuru yapılabilir. Dolayısıyla Meclis’in yaptığı işlem usul işlemidir. Mahkemelerin verdiği kararı kimse tartışmadan Meclis’in yaptığı işleme… Bazı durumlarda kanun milletvekilinin lehine olduğu için kesin hüküm bekletilmiş, bu tip örnekler var. Bu dosyalarda da yargı paketi çıktığı için, milletvekili lehine çıkan bir yargı paketi bu milletvekillerinin durumunu etkiler mi diye bir durum söz konusu olmuş, öyle bir şey olmayınca Meclis üzerine düşeni yapmış. Bireysel başvurunun genel kurula gönderilmeyi engelleyeceği durumu sadece iddia, daha önce olmamış. Ortaya çıkan tabloda asıl üzerinde durulması gereken bu mahkeme kararlarının içeriği nedir. Hiç kimsenin Meclis Başkanlığı’na söyleyeceği bir şey yoktur.
“Gazetecilerle ilgili yargı süreci devam ediyor, askeri casuslukla ilgili bir soruşturma söz konusu. Soruşturma süreciyle ilgili söyleyeceğim bir şey yok. Yürüyüşlerler ilgili olarak pandemi dönemindeyiz, vatandaşlarımızı riske atacak toplanmaların söz konusu olmaması gerekir. Çeşitli toplanmalarda ve yürüyüşlerde suç olan, terör örgütü propagandası yapan bazı unsurlar görüyoruz. Bunların da olmaması gerekiyor. Bunun lehine, propagandasını yapacak herhangi bir şekilde eylem biçimine müsaade etmemiz söz konusu değildir.
“Ayasofya’nın kilise olarak hizmet verdiği dönemlerden sonra camiye dönüştürülmüştür. Ayasofya Camii olarak her zaman kalplerde önemli bir yere sahiptir. Cumhurbaşkanı’mızın daha önceki açıklamaları da var. Bu çalışmalar belli bir karar noktasına vardığı zaman Cumhurbaşkanı’mız tarafından açıklanacaktır.” / T24