Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, D-8 toplantısında konuştu. Gül, "İnsan haklarının, demokrasinin, hukukun üstünlüğünün sağlanması gerekiyor" dedi.
Saadet Partisi öncülüğünde bugün İstanbul Çırağan Sarayı’nda bir toplantı gerçekleşti. Eski Başbakan Necmettin Erbakan’ın girişimleriyle 22 yıl önce bugün kurulan D-8’in daha aktif rol oynaması için yapılan toplantıya eski Cumhurbaşkanı ve yeni kurulacak partide ismi anılan Abdullah Gül, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Saadet Partisi eski Genel Başkanı Recai Kutan ve D-8’e üye olan ülkelerin temsilcileri katıldı.
‘YAPILANLAR ASLA YETERLİ DEĞİLDİR’
Programın açılış konuşmasını SAADET lideri Temel Karamollağlu yaptı. Karamollağlu, “Bugün 22’nci kez kuruluşunu idrak ettiğimiz D-8’ler İstanbul’da hayata geçirildi. Bu tarihi imzanın önemini hatırlatmak için bir araya geliyoruz. D-8’leri konuştuğumuz bir mekanda kuruluşunda büyük bir emeği geçen Necmettin Erbakan’ı anmadan geçemeyiz. D-8 zor şartlar altında kuruldu. D-8’lere gerekli itibar gösterilmediği için bugün içinde bulunduğumuz dünyada etkisini gösterememektedir. Bu geçen dönemde hiçbir şey yapılmadı diyemeyiz. Endonezya’da imzalanan tercihli ticaret antlaşması olumlu olmuştur. Ama yapılanlar asla yeterli değildir. 8 üye ülke kendi aralarındaki ticaretin neden bu kadar düşük seviyede kalmasına rıza gösteriyor? Ekonomik güç siyasi gücü de beraberinde getirir. Savaş değil barış, çatışma değil diyalog, çifte standart değil adalet, sömürü değil hakça paylaşım, baskı değil insan hakları ve demokrasi… Bu prensipler olmazsa olmaz. Ne yazık ki Filistin meselesi kanayan yara olarak devam etmekte. Gazze hala kuşatma altındadır. Yüz yılın anlaşması safsatasıyla, her şey ‘oldu bittiyle’ Filistin tarihe gömülmektedir. Suriye ve Libya iç savaşla harap olmuş durumdadır. Uydurma bahanelerle Yemen’de tam bir katliam yaşanmakta. Afganis’ta 40 yıldır huzura kavuşmamıştır. Avrupa ve Amerika’daki İslamafobi hızla artmakta” dedi.
‘KÜLTÜR BİLİM TEŞKİLATININ KURULMASINA İHTİYAÇ VARDIR’
Karamollaoğlu son olarak şunları söyledi: “Biz bu şartları topyekün Moğol ve Haçlı istilalarında daha ağır geçirmiştik. Bugün belki böyle saldırıyla karşı karşıya değiliz ama halimiz daha iyi değil ne yazık ki. Sanayi ve teknoloji hızlı gelişmelerle bütün ülkeyi etkiliyor. Müslümanlar güçlerini birleştirdi takdirde başarılı olurlar ancak. İslam ülkeleri kendi değerlerini öne çıkarabilmek, bütün dünyaya da bu değerleri takdim edebilmek için kültür bilim teşkilatının kurulmasına da ihtiyaç vardır.”
Eski Başbakan Tansu Çiller de D-8’in kuruluş yıl dönemi vesilesiyle toplantıya bir tebrik mesajı gönderdi.
‘HAYATA GEÇİRİLSEYDİ MAZLUMLARIN KAYNAKLARI SÖMÜRÜLMEYECEKTİ’
Çiller’in ardından Saadet Partisi eski Genel Başkanı Recai Kutan bir konuşma yaptı. Kutan D-8’in nasıl kurulduğunu ve etkilerini anlattı. Kutan şunları söyledi: “D-8 20’nci yüzyılın 21’nci yüzyıla en büyük armağanıdır. D-8’in G-8’e karşı kurulduğu söylenmişti. Bu iddia gerçeği yansıtmamaktadır. Gelin bu dünyayı Barış içerisinde birlikte yönetelim mesajıyla birlikte yola çıkmıştı D-8. Emperyalist batı ülkeleri bu 8 ülkenin kalkınmasından ciddi rahatsızlık duydular. Irkçı emperyalistlerin sermaye piyasasını ele geçirdiği, siyasetin uluslararası sermayenin etkisine girdiği bir dünyadan adaletli bir dünya anlayışına olan ihtiyaç her geçen gün kendisini daha çok göstermektedir. D-8 engellenmeseydi, hayata geçirilseydi mazlum milletlerin kaynakları sömürülmeyecekti.”
GÜL: HEPİMİZİN BİRBİRİMİZE YARDIM ETMESİ GEREKİYOR
D-8’in kuruluşunda yer alan ve çalışmalar yapan eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de bir konuşma yaptı. Gül yaptığı konuşmada şunları söyledi: “İnsanların mutlu olabilmesi için ilkeler çıkartıldı. Ama bu ülkeler önce ülkenin kendi içi sonra beraber yaşadıkları bölgeler için geçerli. 90’lı yılların içinde dünya büyük yıkımlar, büyük acılar yaşadı. Eğer diyalog, uzlaşma olsaydı bu acılar çekilmezdi. Bugün kendi dünyamıza baktığımızda en büyük mesele Filistin meselesi. Tabii başka meseleler de var. Birçok liderler, yöneticiler geldi. Ama neticede Filistin’in giderek gerilediğini, güç kaybettiğini acı acı görüyoruz. Irak meseleleri, Suriye meseleleri… Böyle bir dönemin içerisindeyiz. Sanki bunlar yetmezmiş gibi hala harcanacak kaynaklar varmışçasına çok daha büyük bir savaş neredeyse üstümüzde dolaşmaktadır. İnsan haklarının, demokrasinin, hukukun üstünlüğünün sağlanması gerekiyor. Hepimizin birbirimize yardım etmesi gerekiyor.”