İHD İzmir Şubesi, 26 Ekim Hasta Hakları Günü’nde cezaevlerindeki hasta mahpusların durumuna dikkat çekerek, ayrım gözetilmeksizin serbest bırakılmaları gerektiğini vurguladı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi 26 Ekim Hasta Hakları Günü dolayısıyla basın toplantısı düzenledi. Dernek binasında düzenlenen toplantıda konuşan İHD İzmir Şube Hapishaneler Komisyonu Sözcüsü Ahmet Çiçek, Dünya Tabipler Birliği’nin 1981 yılında yayınladığı Lizbon Bildirisi ile ilk defa hasta haklarına dikkat çekilerek, bildiride yer alan hususlar neticesinde 26 Ekim’in Dünya Hasta Hakları Günü olarak kabul edildiğini hatırlattı. Hasta Hakları Günü’nün ülkemizde 1998 yılında kabul edildiğini belirten Çiçek, Lizbon Bildirgesi’nin her insanın ayrımcılık görmeksizin yeterli tıbbi bakım hakkına sahip olduğunu vurguladığını söyledi. Türkiye cezaevlerinde 30 Eylül 2021 itibari ile 278 bin 711’i erkek, 11 bin 467’si kadın ve bin 896’sı çocuk olmak üzere 294 bin 74 tutuklu ve hükümlü bulunduğunu aktaran Çiçek, 2020 yılı haziran ayı tespitlerine göre 604’ü ağır olmak üzere en az bin 605 hasta mahpus bulunduğunu belirtti.
‘HAPİSHANELERDE PEK ÇOK SAĞLIK HAKKI İHLALİ YAŞANIYOR’
Hapishanelerde pek çok sağlık hakkı ihlali yaşandığını söyleyen Çiçek, hasta haklarına ilişkin bir diğer konunun ise tedavileri gerektiği gibi yapılmayan mahpusların hapishanelerde vefat etmesi olduğunu vurguladı. Çiçek şöyle konuştu:
“Ağır hasta mahpusların, hastalıklarının son dönemlerine gelmelerine rağmen tahliye edilmemeleri hapishanelerde birçok mahpusun yaşamını yitirmesine neden olmaktadır. 2020 yılı başından bugüne kadar tespit edebildiğimiz kadarıyla 89 hasta mahpus yaşamını yitirmiştir. Bunların 23’ü Covid-19 nedeniyle yaşamını yitirmişken, 6’sı ise ölüm sınırına geldiklerinde tahliye edilmiş ve çok kısa bir zamanda yaşamlarını yitirmişlerdir. Hasta mahpuslar, bir devlet politikası olarak, ya hapishanelerde ölüme terk edilmekte ya da hastalıkları nedeniyle ölüm sınırında tahliye edilmektedir. Bu durum açıkça yaşam hakkı ihlalidir.”
‘AYRIM GÖZETMEKSİZİN SERBEST BIRAKILMALI’
İnsan hakları savunucuları olarak, ayrım gözetilmeksizin ve siyasi konjonktüre göre davranılmaksızın başta ağır hasta mahpuslar olmak üzere bütün hasta mahpusların serbest bırakılmasını istediklerini vurgulayan Çiçek, hasta mahpuslara yönelik taleplerini ise şu şekilde sıraladı:
-Hapishanelerde bulunan ağır hasta mahpusların tümü tam teşekkülü herhangi bir hastane raporuna istinaden derhâl salıverilmeli, tedavileri ailelerinin yanında sürdürülmeli ve sağlık sigortası devlet tarafından karşılanmalıdır.
-Resmi olmayan açıklamalara göre sadece 2020 yılında Adli Tıp Kurumu’nun 1330 kişiye hapishanede kalabilir raporu vermiştir. Tedavi ve bakım süreçlerinin hapishane koşullarında yürütülmesinin imkânsız olduğu mahpuslar için dahi ‘hapishanede kalabilir’ raporları veren Adli Tıp Kurumu, sağlık sebebiyle infazın ertelenmesi raporlarında son ve tek merci olmaktan çıkarılmalıdır.
-Sağlık sebebiyle infazın ertelenmesi kararlarında cumhuriyet savcılarının takdir yetkisi kaldırılmalı, hastanelerin verdiği raporlar esas alınarak cezaların infazları ertelenmelidir.
-Hasta mahpusların infaz ertelemesi önündeki “toplum güvenliği bakımından tehlike” kriteri kanundan çıkarılmalıdır.
-Hasta mahpusların infaz ertelemesinin önündeki engel teşkil eden infaz kanununun 25. maddesindeki “infaza ara verilemeyeceğine” dair düzenleme ile 107. maddenin 16 fıkrasındaki düzenleme kaldırılmalıdır.
-AİHM’nin Kaytan/Türkiye kararı uyarınca mahpusların müddetnamelerinde yaşları ve sağlık durumları dikkate alınarak tahliye olabilecekleri uygun bir tarih yer almalıdır.
-AİHM’nin Gülay Çetin/Türkiye kararında belirttiği hususlara uyulmalı, hasta mahpusların tahliye edilmemesinin AİHS’nin 3. maddesinin ihlali olduğu hatırda tutulmalıdır.
-5275 sayılı Ceza İnfaz Yasası’nın 16. maddesi uyarınca; ihtiyaç duydukları tedaviye hapishanede erişemeyen ağır hasta mahpusların gerekli tedavilerinin dışarıda gerçekleşmesi için tam teşekküllü hastanelerin sağlık kurulları ve bağımsız hekimlerin düzenleyeceği raporlar üzerine, ağır hasta mahpusların infazlarının ertelenmesi sağlanmalıdır. (DUVAR)