13 Şubat Ehliyet sınav sonuçları ne zaman açıklanacak?
13 Şubat 2016 günü yapılan Ehliyet sınav sonuçları ne zaman açıklanacağı konusunda gelen sorulara yönelik olarak tekrardan sınav sonuçlarıın açıklanacağı tarihi vermek istedik.
13 Şubat Ehliyet sınav sonuçları Milli Eğitim Bakanlığı resmi internet sitesinde yer alan bilgiye göre Ehliyet sınav sonuçları 25 şubat 2016 günü açıklanacaktır.Sınav sonuçlarının saat kaçta açıklanacağına dair malesef net bir saat bulunmamaktadır.
Sınavdan çıkan ehliyet sürücü adayları sabırsızlıkla internette 13 şubat ehliyet sınav sonuçları ne zaman açıklanacak sorusuna yanıt aramaya başladı.Ehliyet sınav sonuçlarının ne zaman açıklanacağı belli olmuştur.Artık Milli Eğitim Bakanlığı bir kaç senedir ehliyet sınav sonuçlarının açıklanacağı tarihi önceden belirtmektedir.
2016 yılı ehliyet sınav tarihleri açıklandı.Sürücü adayları bu sene açıklanan 2016 ehliyet sınav tarihleri ile sınav başvurularını yapabilecektir.Haber3.com olarak sınav tarihlerini size yazmak istedik.
2016 ehliyet sınav tarihlerine baktığımızda bu sene toplam 6 adet sınavın olduğunu görmekteyiz.MEB 2016 ehliyet sınav sonuçları açıklanma tarihlerinide daha önceden duyurmuştur.Ehliyet sınavları yapıldıktan sonra sınav sonuçları 10 gün içerisinde açıklanacağını görmekteyiz.
1.Sınav 13 şubat 2016
2.Sınav 14 mayıs 2016
3.Sınav 16 temmuz 2016
4.sınav 27 ağustos 2016
5.sınav 8 ekim 2016
6.10 aralık 2016 tarihlerinde yapılacaktır.
13 Şubat ehliyet sınav sonuçları 25 Şubat 2016 günü açıklanacaktır.Ehliyet sınav soruları ve cevapları ise genellikle hafta içi salı yada çarşamba günü Milli Eğitim Bakanlığı resmi internet sitesi üzerinden Motorlu Taşıtlar kategorisi altında yayınlamaktadır.
BİLGİLENDİRME YAPILDI
Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından başlatılan çalışmalar konusunda mevcut sürücü belgelerinin 5 yıl geçerli olup yenisi ile değişmesi işleminin 2020 yılının sonuna kadar yapılacağı konusundaki çalışmaları son günlerde sosyal medya hesaplarında tartışılan konu haline geldi. Sosyal medya üzerinden yanlış bilgilendirmelerin yapıldığı konusunda bir çalışma başlatan Kula İlçe Emniyet Müdürlüğü ise, Kula’da belirli noktalara afişler asarak ve broşür dağıtarak vatandaşları bilgilendirmeye başladı.
Emniyet ekipleri tarafından bilgilendirilen vatandaşların mevcut sürücü belgelerinin halen geçerli olduğunu belirten Kula İlçe Emniyet Müdürü Tarkan Gündoğdu, “2016 yılı başlarında çıkan yasa ile değişecek olan sürücü belgeleri konusunda son günlerde sosyal medya hesapları üzerinde tartışılan bir konu haline geldi. Sosyal medyada yanlış bilgilendirmelerin yapılmasının yanı sıra vatandaşlarımız da birbirlerine yanlış bilgiler takdim ediyor. Şuanda mevcut sürücü belgeleri halen geçerlidir. 2020 yılının sonuna kadar sürücü belgelerini değiştirmek için zaman var. Bu konuda detaylı bilgili almak isteyen vatandaşlarımızın Kula İlçe Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Büro Amirliğine gelerek sürücü belgelerini değiştirebilirler. Ayrıca bir diğer konu olan sağlık raporu ile ilgili olarak da sürücü belgeleri için aile hekimliklerinden alınacak olan sağlık raporları ücretsiz olarak temin edilebilir.” dedi.
Trafik sigortasına tavan fiyata tepkiler artıyor. İstanbul Sigorta Acenteleri Derneği (İSAD) Başkanı Turusan Bağcı, uygulamanın ticari taşıtların lehine, hususi otomobillerin aleyhine olduğunu vurguluyor. Bağcı, “Yönetmeliğe göre ticari taşıtlardan alacağımız prim belli. Primi aşamıyoruz. Bu durum hususi otomobiller için olumlu değil. E, hasarlardan ötürü önemli bir zarar var ve zararı bir yerden telafi etmemiz gerekiyor. Örneğin minibüslerde 3 bin 300 liradan çok prim alamıyoruz. Ne oluyor? Bu zarar hali ile hususi otomobillere sirayet ediyor.” diye dert yanıyor.
Trafik sigortası ile ilgili tartışmalar devam ediyor. Sigorta bedel yönü ile taşıt maliklerini, zarar yönü ile de şirketleri ve acenteleri rahatsız ediyor. Konuya dair açıklamalarda bulunan sektör temsilcilerinden İSAD Başkanı Turusan Bağcı, Türkiye’de 19,5 milyon taşıtın 16,5 milyonunun sigortalı olduğuna işaret ediyor.
Bağcı, “Sigortalı olmayan 3 milyon taşıt nereden geliyor? Yüzde 15 gibi birkaç senedir sigorta yaptırmayan grup var, traktör ve römorklar gibi. Neden? Çünkü bunlar trafikte çok yer almayan ve yaptırımla karşılaşmayan taşıtlar. Bu eğilim epeydir böyle.” diyor.
Bağcı, “Prim artışı nedeni ile 3 milyon taştın sigorta yaptırmadığını iddia edemeyiz. Ama daha evvel sigortalı olup da 2015 itibari sigortasını yenilemeyen taşıtların oranı yüzde 2. Bu da 16,5 milyon taşıtın 330 binine denk geliyor.” ifadelerini kullanıyor.
Bağcı, sigorta prim artışının nedenlerine de değiniyor. Nedenlerden birinin tavan fiyat uygulaması olduğunu belirtip, şunları kaydediyor:
“Devamlı trafikte olan ve kaza ihtimali bulunan ticari taşıtların yani minibüs, taksi, kamyon, otobüs, kamyonetin sigorta primlerine bir tavan fiyat uygulaması geldi. Malum yakınlarda taksiciler, minibüsçüler, kamyoncular trafik sigortası ile ilgili eylemler yaparak iktidara belli kararlar aldırdı. Ardından bir yönetmelik yayınlandı. Yönetmeliğe göre ticari taşıtlardan alacağımız prim belli. Primi aşamıyoruz. Bu durum hususi otomobiller için olumlu değil. E, hasarlardan ötürü önemli bir zarar var ve zararı bir yerden telafi etmemiz gerekiyor. Örneğin bir kamyon 13 kaza yapıyor, bundan 6 bin liradan çok prim alamıyoruz. Yine minibüslerde 3 bin 300 liradan çok prim alamıyoruz. Ne oluyor? Bu zarar hali ile hususi otomobillere, iyi sürücülere sirayet ediyor. Tavan fiyat uygun bir karar olmadı. İyi ile kötü sürücü ayrımı ortadan kalktı. Şirketlerin uygulamaları nedeni ile 16 bin acente ciddi mağduriyetler ile karşı karşıya.
Avrupa’da ve ABD’de sigorta primleri için serbest tarife uygulanıyor. Orada kaza yaptığınızda sigorta primleri artıyor. Çoklu kaza yaptığınızda primler ciddi oranda artıyor. Hatta ehliyetlere el konabiliyor. Taşıtlar prim artışı, ehliyete el konması korkusu ile daha dikkatli kullanılıyor.”
ZARARIN BİR NEDENİ DE ÖLÜM VE YARALANMA TAZMİNATI
Trafik sigortasında zararın bir nedeninin de ölüm ve yaralanma tazminatı olduğunu bildiren Bağcı, şöyle devam ediyor:
“Tazminat tarafında 2014 ve 2015’te sektörün öngöremediği ve anlam veremediği bir artış oldu. Araştırmalara göre bunda hasar takip şirketlerinin açtığı geriye dönük davalar rol oynadı. Anılan şirketler mantar gibi çoğaldı. Bunlar geriye dönük ölüm ve yaralanmalar ile ilgili dava açıyor. Davadan galip geliyor ve büyük tazminatlar elde ediyor.
Öte yandan devlet doğmamış ama doğabilecek hasarlar için sigorta şirketlerinden Hasar Karşılığı alıyor. Zararın yüzde 50’ye yakın bölümü de buradan geliyor. Esasında trafik sigortası prim artışının devlet nedenli olduğunu belirtilebilir. “
Trafik branşında sigorta sektörün 10 senedir zarar ettiğinden yakınan İSAD Başkanı, “Burada sigorta şirketi de, acente de mağdur oluyor. Sigorta şirketleri acentelere minimum komisyon uygulayarak “örtülü satış yapmayın” diyor. Bu durumdan tüketici zarar görüyor, sigorta şirketleri zarar görüyor, acenteler zarar görüyor. Yani sektör 2015’i 2,4 milyar lira zarar ile kapadı. 2016’da zararın minimum yüzde 30 daha artacağını tahmin ediyorum bu da minimum 4 milyar liraya denk geliyor.” şikâyetinde bulunuyor.
Ayrıca Dr. Sigorta’nın başında bulunan Turusan Bağcı, asgari ücretin yüzde 30 artışının da zararda önemli rol oynayacağına temas ediyor.
Bağcı, önerilerini ise şöyle sıralıyor:
“Bir kere tavan fiyat ortadan kalkmalı. İyi ve kötü sürücü ayrılmalı. Öte yandan mahkemelerin bir biri ile uyumlu olmayan kararları önlenmeli. Konu kanun ile teminata alınmalı. Kanunlarda ilgili madde yok; tazminatlar ile ilgili, geriye dönük uygulamalar ile ilgili var. Bu önlenmeli. Yine ölüm tazminatının berlirlenmesinin Aktüeryal tekniklere göre kriteri veya hududu olmalı. Ayrıca ölüm veya yaralanma tazminatları mutlaka indirilmeli. Hasar Karşılığı oranı da indirilmeli.
Çoklu kazaya karışan ( 2 ve fazlası ) taşıt adedi 35 bin. Bu taşıtlar için pek çok uygulama örneğinde olduğu gibi “riskler belli alanda toplanmalı” ve devlet tarafından yönetilmeli. Emniyet ile ortaklığa gidilerek kazaya karışan hatalı taşıt sürücüsü verileri Emniyet’e bildirilerek ehliyet puanı yaptırım uygulamasına geçilmeli. Trafik sigortası bulunmayan 3 milyon taşıt evvela ihtar edilmeli. İhtara uymayanlara yaptırım uygulanmalı. Bu adımlar atılırsa önemli bir dengelenme olur. Tüketicinin, sigorta şirketinin ve acentenin zararları engellenir, sermaye kaçışının önlenir. “
YENİDEN EHLİYET ŞARTLARI TARTIŞILIYOR
Yeni yılda ehliyetlere getirilen zeka testi zorunluluğu kafaları karıştırdı. Tüm Üstün Zekalılar Derneği (TÜZDER) Başkanı Tunahan Coşkun, “Türkiye’de yetişkinler için uygulanan zeka testi yok” dedi. Yeni uygulamayı değerlendiren sürücü ve sürücü adayları ise “IQ nedir?” diye sordu. Konuyla ilgili açıklamada bulunan bakanlık ise gerekli görüldüğü takdirde zeka testinin yapılacağını açıkladı ama testlerin içeriğine ilişkin bilgi vermedi.
Yeni yılda yürürlüğe giren yasa, ehliyet alacaklara IQ (zeka) testini şart koşuyor, yani ehliyet alacaklara bazı temel zeka soruları sorulacak. Buraya kadar her şey normal. Ancak sokaktaki vatandaşın IQ’dan habersiz olması bir yana, bu test bilimsel olarak sadece 4-14 yaş arası çocuklara uygulanabiliyor. Oysa ehliyet alabilmek için en az 18 yaşında olmak gerekiyor.
Milli eğitim Bakanlığı (MEB) Özel Motorlu Taşıt Sürücüleri Kursu Yönetmeliği’nde yapılan değişikliğe göre 1 Ocak’tan itibaren ehliyet alacak olan sürücülere IQ testi yapılacak. IQ testinde düzeyi 79 ve altı olanlar ehliyet sahibi olamayacak. Uygulama görünüşte Avrupa Birliği standartlarına kavuşturulma olarak görünse de merak edilenleri de beraberinde getirdi. Çünkü trafik kuralları ihlallerine karşı özellikle ehliyetlerin zeka kapasitesiyle denetim altına alınması Türkiye’deki uygulama modeli ile şaşırttı. Çünkü ehliyet alma şartı 18 yaş ve üstü geçerli iken yetişkinleri kapsayan bir zeka testi yok. Yani ortada yönetmelik var ama bunu gerçekleştirecek ne bir merkez ne de test var.
ZEKA VE EHLİYET MANTIĞI
Zekanın çevreye uyum olarak da tanımlandığına dikkat çeken Tüm Üstün Zekalılar Derneği (TÜZDER) Genel Müdürü Tunahan Coşkun, ehliyet alımında bu testlerin zorunlu hale getirilmesini doğru bulduğunu ancak boşlukların doğurduğu soru işaretleri olduğunu söyledi. Coşkun, “Zeka testleri çevre ile uyum, konsantrasyon stresle başa çıkma gibi birçok unsuru da ölçen kavramlar olduğu için zeka testleri ile birlikte ehliyet için bu anlamlı bir karşılık buluyor. Çünkü özellikle İstanbul trafiğine baktığımızda gerçekten trafikte stresle baş etme, o trafik yoğunluğuna ya da belli ana arterlerdeki problemlerin farkına vararak bunlara uyum sağlama ya da problemlerin dışında bir yöntem izlemek zeka testleri ile ilgili önemli bir unsur olacağını düşünüyorum. Ancak birincisi burada verilecek ehliyetler 18 yaşından sonra başlıyor diye biliyorum. Türkiye’de yetişkinlere özgü standardizasyonu yapılmış bir zeka testi bulunmuyor. Dolayısı ile burada zeka testinden kasıt nedir? Hangi test yapılacak? Bunun açığa çıkarılması gerekiyor. İkinci soru ise bu testler nerede ve kimler tarafından yapılacak?Bu da önemli bir unsur olarak karşımıza çıkıyor. Çünkü bu testler devlet kurumları tarafından Rehberlik Araştırma Merkezleri tarafından yapılıyor ve 4-14 yaş grubu arasındaki çocuklar için yapılıyor. Yetişkinler için hangi birimler kullanılacak? Hangi psikologlar bu testleri yapacaklar? Ve hangi testler uygulanacak?” dedi.
TESTİ GEÇEMEYENLER NE YAPACAK?
Coşkun ayrıca yetişkinlere yapılacak zeka testinin önce küçükler üzerinde yapılması gerektiğini savunan ve yapılan testlere göre çocukların eğitim hayatlarının düzenlenerek böylelikle ehliyet alımında da sorun yaşanmayacağını belirtti. Testi geçemeyen sürücü adayları için de önemli bir hatırlatmada bulunan Coşkun şunları söyledi: ” Burada geç kalınmış bir uygulama diyebilir miyiz? Evet diyebiliriz. Çünkü kendi içinde dezavantajları da var. Çünkü belli bir kısmı da yani hayatını idame ettiren zihinsel olarak belki o skorun altında kalan kişileri de trafikten ya da toplumdan soyutlaştırma anlamına da geldiği için biraz soru işareti konulabilir buraya.”
SÜRÜCÜ EĞİTMENLERİ DE ŞAŞKIN
Bahçelievler Sürücü Kursları ve Eğitimciler Derneği Başkan Yardımcı Özkan Coşan sürücü adaylarının yönetmelikte yapılan değişikliğe dair kendilerine sorular sorduğunu belirterek; ” B noktada öğrencilerimiz bize bu soruları soruyor IQ testi nasıl yapılacak hangi öğrencileri yapılacak diye. Boşluk var testi neye göre ve nasıl değerlendirecekler. Bunlarla ilgili boşluklar var umarım bu boşluklar doldurulur” dedi.
5 yıllık sürücü eğitmenliği yaptığını dile getiren Deniz Yurtseven ise, “Sağlık raporu veriliyor ama zeka testine tabi tutulmuyor. Normal sadece bakılıyor.Ama IQ testi de yapılması gerekiyor. Çünkü öğrenciye veriyorsunuz ama alamıyor. “siz algılayamıyorsunuz da trafiğe uygun değilsiniz” de diyemiyorsunuz. Çünkü parasını vermiş sağlık raporunu almış. Trafiğe o şekilde çıktığını düşünsenize katliam bence. Beş dosya yaktığını biliyorum. Trafiğe o şekilde çıktığını düşünsenize bir katliam bence” dedi.
KURSİYERLER SORDU: TEST NASIL UYGULANACAK?
55 yaşında ehliyet almaya karar verdiğini ve yönetmeliğe ilişkin herhangi bir bilgisinin olmadığını söyleyen kursiyerlerden Sezai Altıparmak, “Çıkan IQ testi nerede ve nasıl uygulanacak diye bir bilgim yok. İnternette bulduğum zeka testleri yapıyorum. 55 yaşına geldim hiç IQ testi yaptırmadım. Keşfedilmek için biraz geç” dedi.
EHLİYETLİ SÜRÜCÜLER:”IQ TESTİ NEDİR?”
Uygulamayı değerlendiren bazı vatandaşlar ise önce testlerin gerekliliğine inandığını söyledi ardından IQ testinin ne olduğunu sordu. 8 yıldır ticari taksi şoförlüğü yaparak geçimini sağlayan Hasan Kari, ” Ehliyeti herkes marketlerden alır gibi alıyorlar zaten. Trafikten de geçilmiyor, her gün kaza. Renk körleri de ehliyet alabilir, olabilir. Taksimetreye zam olsun bence” diye konuştu.
Uzun yıllardır ehliyetinin olduğunu ancak araç kullanmadığını belirten Ahmet Say da kazaların en önemli kaynağının cehalet olduğunu söyledi. Say, ” İnsanların gerçekten cahilliğinden eğitimsizliğinden kazalar oluyor. IQ testi nedir? bilmiyorum. Detaylı olarak eğer devlet gerçekten bunu halka yansıtsa bunun yanlışı doğrusu budur diye bu yapılır ama içeriğini bilmiyoruz” diye konuştu.
Uzun yıllar taksi şoförlüğü yapan Mehmet Sür ise, ” IQ teti nedir? O test nedir bilmiyorum. Zeka testi mi? O zaman iyi olur en azından ayıklanır. Bir sürü zekasız insan var” dedi.
1981 yılından bu yana ehliyet sahibi olduğunu ve araç kullandığını belirten Musa Dağlı, “Bana göre geç kalınmış bir uygulama. Yıllar önce yapılması gerekiyordu. Herkes para verdiği an ehliyet alamamalıydı. Eğer bu test uygulanırsa İstanbul trafiği hafiler ve yüzde 90’nı da o sınavda kalır” dedi.
BAKANLIKTAN YAPILAN AÇIKLAMA
Öte yandan Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada ise sürücü adaylarının pskiyatrik muayene sonucu gerekli görüldüğü takdirde IQ testinin yapılacağı belirtildi. Bakanlıktan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Sürücü/sürücü adayı sağlık raporu almak üzere aile hekimlerine ve Bakanlıkça ruhsatlı özel sağlık kuruluşlarında çalışan pratisyen hekime başvuracaktır. Kişinin hiçbir sağlık problemi yok ise sağlık raporu aile hekimi/pratisyen hekim tarafından düzenlenecektir. Yönetmeliğin 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasında sayılan durumların içerisinde yer alan ruh hastalıklarından “ağır akıl hastalığı, zekâ geriliği, demans, kişilik bozukluğu, ağır davranış bozukluğu, alkol bağımlılığı ve psikotrop madde bağımlılığı” gibi bir durumdan şüphelenmesi veya varlığının tespiti halinde psikiyatri muayenesi hariç raporunu düzenleyerek psikiyatri muayenesi yapılmak üzere kişiyi psikiyatri uzmanının bulunduğu hastaneye sevk edecek ve psikiyatri uzmanı tarafından yapılan muayene sonucunda gerekli görürse zekâ testi yapılmasını isteyecek ve yapılan zekâ (IQ) testinin sonucunun 79 ve altı çıkması halinde kişi sürücü olamayacaktır. Yani herkes IQ testi yaptırmayacaktır.”