İntihar…
Basit bir tanımlamayla, insanın kendi iradesiyle yaşamına son vermesi… Ancak altında, yaşamı tehdit eden bir çok faktörün bulunduğu bir son.
Aynı zamanda bu son, arkadaki kişiler için bir çok şeyin başlangıcı…
Türkiye’deki ölümlerin önemli bir oranının nedeni, intihardır. Her yıl 10 bine yakın kişi intihar teşebbüsünde bulunuyor, 3 binden fazlası intihar ediyor.
Hemen her ilde intihar olayları sürekli artıyor.
Bütün bunlara rağmen, hala intiharlarla ilgili herhangi bir çalışma yapılmadı ve önlem alınmadı. Toplum bilgilendirilmedi ve çözüm arayışlarında bulunulmadı.
Hem bireysel hem de toplumsal etkileri son derece önemli olduğu için, intiharla ilgili bütün detayları paylaşmak istiyorum. Nedenlerini, belirtilerini, çözüm adımlarını…
Peki nedir insanı intihara götüren nedenler? Kendi yaşamına son verecek kadar insanı bunaltan, çıkmazlara sokan nedir?
İntiharın nedenlerinden birincisi ve en önemlisi, reddedilme ve terk edilme duygusudur. Kişi ailesi ya da kendisi için çok önemli olan biri tarafından dikkate alınmadığında, yalnız bırakıldığında ya da terk edildiğinde boşluğa düşer. Boşluktaki kişiye yardım edecek, onu bu durumdan kurtaracak birileri olmadığında, yalnız kalma korkusu tüm ruhuna işler ve çözümü, yaşamına son vermekte bulur.
İkinci nedeni, kişinin ailesi ve yakın çevresiyle iletişim eksikliği…Sağlıklı iletişim kuramayan birey kendisini ifade edemez. Kendisini ifade edemeyen kişi, yalnızlık duygusuna kapılır ve kimsenin onu anlamadığını düşünür.
Diğer bir nedeni de hayatın zorluklarına karşı baş edememe duygusudur. Kişi, yaşam güçlükleri karşısında yalnız bırakıldığında, kaygısı artar ve güvensizlikleri tek başına yaşamak zorunda kalır.
Bir diğer neden, ailede birlik ve bütünlüğün bozulması ya da hiç bulunmaması…
Anne ve babanın anlayışsız ve düşmanca davranması…
Alkol ve madde kullanımının aşırı olması…
Uzun süreli ölümcül hastalıklar…
Kişinin cinsel kimlik sorunu ve cinsel sorun yaşıyor olması…
Hayali ya da gerçek bir terk edilmenin öcünün alınmak istenmesi…
Aileden ya da yakın çevreden birinin intihar etmesi…
İntiharı yücelten ya da mistik olarak anlatan film ya da müzikler…
Medyanın, intihar eden birinin tutumlarından övgüyle bahsetmesi…
PEKİ İNTİHAR EĞİLİMİNDE OLAN KİŞİDEKİ BELİRTİLER NELERDİR?
Uzun süren ümitsizlik, üstü kapalı imalar, “artık benim için endişelenmeyeceksiniz”, “hayatınızdan tamamen çıkacağım” gibi söylemler, davranışlarda gözle görülebilir değişimler, uzun süre tek başına kalma, okula ya da işe gitmenin anlamsız olduğunu söyleme…
İntihar eğiliminde bulunacak olan kişi, kendilerini dayanılmaz acılar içinde hissederler. İntihar eden her 10 kişiden 8’i, aylar öncesinde intihar edeceğini söyler. Umutsuzdurlar ve çaresizdirler. Hiçbir şeyi düşünmek, bilmek, görmek istemez. Öte yandan sürekli bir çözüm arayışı içindedir.
İntihar eden kişiler, genellikle yüksek standartları olan, mükemmeliyetçi, yanlış yapmaktan korkan, kendini sıkça eleştiren kişilerdir.
PEKİ NE YAPMALI?
İşin en önemli yanı budur. İntiharı önlemek ve durdurmanın bütün anahtarları elimizdedir. Bu yüzden işi ciddiye almalı ve anında gereken yapılmalıdır. Bunun için bir uzman ya da yetkili olmanız gerekmiyor.
İşte yapmamız gerekenler…
İntiharla ilgili sözel mesajları ve davranışları ciddiye alın. Çevrenizde ya da ailenizde kuşkulandığınız birileri varsa, mutlaka araştırın.
Çocuğunuz ve yakın çevrenizden biri, intihar ya da intihar eden biriyle ilgili sürekli sorular soruyorsa, nedenini mutlaka araştırın.
İntihar kuşkusu duyduğunuz biri varsa, konuşmayla geçiştirmeyin. Yardım alın.
Hiçbir intihar olayı ani değildir. Mutlaka günler, haftalar, hatta aylar öncesinden ruhsal hazırlığı yapılmıştır. Bu yüzden dışavurumlara dikkat edin.
Güvene, içtenliğe ve kabule dayalı bir ortam yaratın. İlişkilerinizde yumuşak ve net olun.
İntihar kişinin kendi eylemi, ancak nedenleri toplumsal olan bir eylemdir. Bu yüzden toplumsal doku ne kadar incinir ya da bozulursa, intihar olayları o kadar artar.
İntihar olaylarının artması, sosyal yapının zedelendiği, sosyal ilişkilerin bozulduğu, kontrolün elden çıktığı ve ilişkilerin parçalandığı demektir. Bu yüzden yetkililerin, sağlıklı bir toplumsal doku oluşturmaları ve korumaları gerekir.
Güven boşluğuna düşen, gelecek korkusu yaşayan ve reddedilme endişesi yaşayan bireyler, çareyi intiharda bulmakta. O halde gençliğe sağlıklı bir yaşam alanı oluşturulmalı, sağlam bir iletişim ve ilişki dokusu oluşturulmalı ve güven duygusu aşılanmalıdır.
Geleceğe cesaretle bakabilen bireyler yetiştirilmeli, kendilerini ifade edebilen ve yaşam coşkusu yaşayan bireyler yetiştirilmelidir.
Çocukların ve gençlerin, şiddetten uzak yetiştirilmesi gerekir. Özenti yaratan, yozlaşmaya ve parçalanmaya dayalı ilişkileri olan “sahte” kahramanlardan uzak tutulmaları gerekir.
Anne ve babanın, yaşamı seven ve yaşamı kucaklayan bireyler yetiştirmeye dikkat etmesi gerekir. Kendi özünü bulan, kendi hayatının lideri olabilen ve kendi ayakları üzerinde durabilen bireyler yetiştirmesi gerekir.
Bu şekilde hayata pozitif bakabilen ve hayatın zor şartlarına karşı dimdik ayakta durabilen insanlar yetiştirebiliriz. Hayatın her alanında aktif olabilen bireyler yetiştirebiliriz.
Bu şekilde mutlu ve başarılı bireyler yetiştirebiliriz.
Lokman TEKİN / ŞEMDİNLİ HABER