“Kar yağışının yağmur şeklinde yağması havzadaki bilançoya katkı sunmuyor”
Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, yaşanan kuraklığın bundan sonra ‘iklim krizi’ olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. İklim krizinin getirdiği en temel sorunun kuraklık olduğunu ifade eden Prof. Dr. Alaeddinoğlu, “İlkim değişikliği hem yağışların şeklini değiştiriyor, hem yağışların mevsimler arasındaki geçişinde farklılara neden oluyor, hem yağışın miktarında azalmaya, hem de düşen yağışın buharlaşarak atmosfere karışmasına neden oluyor. Bu da Van Gölü Havzası’ndaki bilançoyu olumsuz yönde etkiliyor. Yağışların mevsimler arası yer değiştirmesi havza açısından temel bir sorundur. Çünkü havzada Ekim ayından, Mayıs ayına kadar yağışların düştüğü bir dönem vardır. Dolayısıyla aylarca bir yağış periyotu sürerdi. Dolayısıyla havzanın ihtiyaç duyduğu su sağlanırdı. Yaptığımız bütün ölçümlerde bu sonuç ortaya çıkıyor. Havzada hem yağışın şekli hem de yıl içinde akışı farklılaşmış. Sonbaharda ve baharda beklenen yağışlar artık düşmüyor. En az 3-4 ay yağışsız geçiyor. Kar yağışının yağmur şeklinde yağması havzadaki bilançoya katkı sunmuyor” dedi.
“Van Gölü Havzası su kaybetmeye devam edecek”
Sıcaklıktan dolayı havzada büyük ölçüde buharlaşmanın gerçekleştiğini ve bu durumunda havzanın aleyhinde gerçekleştiğini dile getiren Alaeddinoğlu, “Dolayısıyla Van Gölü Havzası su kaybetmeye devam edecek. Çok yağışın düştüğü yıllarda bile olsa, bu durum uzun yıllık periyotlarda göl seviye kaybetmeye devam edecektir. Gölün tekrar yükselmesi, göl seviyesinde iyileşme beklemek kısa süreli mümkün olsa bile uzun vadede gölün aleyhinde işleyecek. Dolayısıyla gölün geriye doğru çekilmesi durdurulamayacak. İklim değişikliği dünyayı son 50 yıldır etkiliyor” diye konuştu.