DEVA’nın seçime kendi adıyla girme kararı üzerine gözler, ‘ittifak içinde ittifak’ formülünün tarafları SAADET ve Gelecek’e çevrildi. Parti sözcülerine göre DEVA’nın adımı formülü rafa kaldırmadı.
Ali Babacan liderliğindeki Demokrasi ve Atılım Partisi’nin (DEVA) seçime kendi ismi ve logosuyla girme kararı geniş yankı uyandırdı. Partinin kurmaylarınca yapılan açıklamalarda altılı masadan kalkılmadığı, cumhurbaşkanı adaylığındaki ortaklığın sürdüğü vurgulandı.
DEVA’nın bu kararının ardından gözler, kısa bir süre önce Saadet Partisi (SAADET) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun yaptığı, “Üçüncü ittifak olabilir”, “İttifak içinde ittifaklar olabilir” açıklamasına çevrildi. DEVA’nın seçim kararının ardından SAADET ve Gelecek Partisi’yle birlikte yer alabileceği üçüncü ittifakın rafa kalkıp kalkmadığı merak konusu oldu.
CHP, İYİ Parti, SAADET, DEVA, Demokrat Parti ve Gelecek Partisi’nin oluşturduğu masanın altılı şekilde devam edeceğini hatırlatan Saadet Partisi Sözcüsü Birol Aydın’a göre bu masa çevresinde bütün seçenekler, hem Millet İttifakı’nın en yüksek sayıda milletvekiline ulaşması hem de masada bulunan partilerin kendi tüzel kişiliklerini en yüksek şekilde temsil edecek milletvekili sayısına ulaşması doğrultusunda gözetilecek.
DEVA lideri Babacan ile SAADET lideri Temel Karamollaoğlu’nun açıklamalarının birbirine tezat olmadığını söyleyen Aydın, seçime giden süreçte önlerine birçok verinin geleceğini belirterek, “Üç ya da beş seçenek var. Yerine göre altı seçenek de oluyor. Bu seçeneklerden hangisi uygun olursa, onun etrafında aklın yolu birdir denilerek mutabakata varılacak” dedi.
Seçim hattına girildikçe köprünün altından daha çok su akacağını belirten Aydın, “Babacan’ın seçim açıklaması ittifak içinde ittifakın önünü kesiyor mu?” sorumuza ise şöyle yanıt verdi: “Kesmez. Bu masa etrafında bulunanlar, bu masanın ortak kazanımı ve kendi kazanımlarının bileşkesi üzerinde bir arayış içerisindeler. Hiçbir siyasi parti bugünden, ‘ben şunun içindeyim ya da dışındayım’ diyemez. Çünkü süreç, veriler üzerine bina edilecek. Fotoğrafın bütünü önemli, ortak sorunlarımız var ve ortak sorumluluk yüklenmemiz gerekiyor.”
Gelecek Partisi Sözcüsü Serkan Özcan da başta Genel Başkan Ahmet Davutoğlu olmak üzere parti yetkililerinin bir süredir “Bir siyasi partinin seçime girmek için kurulduğu vurgusu” yaptığını hatırlattı. “Gelecek Partisi de logoyla seçime girecek mi” sorusuna ihtiyaç olmadığını söyleyen Özcan, “Çünkü partiler herhangi bir ittifak içerisinde bulunduğunda da logoları oy pusulasında yer alabiliyor” dedi.
Türkiye’nin içine düştüğü durumun vahametini anlamadan seçim üzerinden yapılacak “spekülasyonların” kimseye faydasının olmadığını söyleyen Özcan, “İki gün önce Türkiye’de hukuk sisteminin olmadığı, Türkiye’nin Avrupa hukuk sisteminden kopmayı göze alarak anayasayı, hukuku, kararları ayağının altına aldığı bir Osman Kavala ve Gezi yargılama sonucu gördük” dedi. Gelecek Partisi Sözcüsü Özcan sözlerini şöyle sürdürdü: “Utanmamız gereken şey Türkiye’nin hukukta düştüğü durumdur. Utanmamız gereken şey demokraside Türkiye’nin düştüğü durumdur, Türkiye’nin içine girdiği yoksulluk ve yolsuzluk girdabıdır. Bunu aşmak için Meclis’te sayısal olarak en iyi sonucu ne verecekse en doğru strateji odur. Şu anda partileri yarıştırmanın, ‘ben şunu söylerim’, ‘Ben bunu yaparım’ diyerek ‘ben’ diye konuşmanın hiç kimseye faydası yok. ‘Biz’ diye konuşma zamanıdır.”
Saadet Partisi lideri Karamollaoğlu’nun üçüncü seçenek, ittifak içinde ittifak önerisinin DEVA’nın kararıyla rafa kalkıp kalkmadığını sorduğumuz Serkan Özcan, “’Rafa kalktı’ demiyoruz. Hiçbir öneri rafa kalkmaz. Burası Türkiye, mücadele ettiğiniz insan da Tayyip Erdoğan. Hiçbir strateji, hiçbir ihtimal ortadan kalkmaz. Bunu bugünden kaldırmak, çok peşin şeyler söylemenin de hiç kimseye faydası olmaz” diye konuştu. / DUVAR