Türkiye’deki yangınlar, ormanlarda uygulanan keçi yasağını yeniden tartışmaya açtı. Yetiştiriciler, keçilerin orman yangınlarının büyümesini engellediğini belirterek yasağın kalkmasını istedi.
Ormanlarda keçi otlatılması, Türkiye’de uygulanan tarım ve hayvancılık politikaları nedeniyle neredeyse yarım asırdır yasak. 2012 yılında çıkan bir yönetmelikle keçilere orman içinde denetimli serbestlik getirildiği açıklansa da böyle bir uygulama hayata geçmedi.
Ağaçların taze filizlerini yedikleri için getirilen keçi yasağı yüzünden köylüler ve çobanlar, son yıllarda ciddi para cezalarıyla yüz yüze kaldı. Hava sıcaklığının normal değerlerin üzerine çıktığı 28 Temmuz’da Türkiye’nin farklı yerlerinde birçok noktada başlayan ve günlerce süren orman yangınlarının ardından bu uygulama yeniden gündeme geldi. Yasak yüzünden ormanlardan çekilen keçilerin, aslında ağaç diplerindeki otları yiyerek küçük yangınların büyümesini engellediği, oluşan keçi yolları sayesinde yangınlara müdahalenin kolaylaştığını söyleyen yetiştiriciler, otlatma yasağının kaldırılması için çağrı yaptı.
Yangın sorunuyla mücadele eden Türkiye’de ve Akdeniz ülkelerinde doğayı ve hayvanı bütünleştirmenin gerekliliğini anlatan çok sayıda bilimsel çalışma olduğunun altını çizen Antalya Damızlık Koyun ve Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Zeliha Öztürk, ormanın içinden hayvanı ve çobanı çıkarmanın zararla sonuçlandığını söyledi. Öztürk, “Tıpkı birer orman işçisi gibi zararlı olan orman içi otları ekonomiye dönüştüren keçi ve çobanın ne kadar önemli bir işleve sahip olduklarının hiç değilse bundan sonra farkında olmalıyız. Bu konudaki bakış açımızı, politikamızı ve uygulamalarımızı değiştirelim ki, bir daha böyle canlar yanmasın” diye konuştu.
‘DİP OTLARI YANGINI BÜYÜTÜR’
Antalya’da yangının önünün alınamadığı bölgelerin özellikle Sırtköy, Beydiğin, Tilkiler gibi orman köyleri olduğunu belirten Öztürk, “Bu köylerde hayvancılık çok yapılıyor. Ormanların içinde daha geniş otlatma alanlarının olması, yangınların ilerleyişine önleyici etki yapar. Küçük yangınların büyük yangına dönüşebilmesi dip otlarıyla mümkün oluyor. Orman sahalarında uzayan dip otları çok büyük yangınları oluşturuyor. Oysaki dip otunun var olmadığı, yani hayvanların otlatıldığı orman sahaları yangın anında çok daha az tehlike barındırıyor” dedi.
Öztürk şunları söyledi: “Keçinin ormanın içinde gezerek keçi yolu düzenlediği ve keçilerin ayaklarıyla yeni tohumlar ektiği bir orman sahası aslında çok daha makbul görünüyor. Bu yaşadıklarımızdan sonra çok daha açık biçimde gördük ki, bitkilerin ve hayvanların yaşam döngüsünde birlikte yaşamalarına müdahale etmezsek, doğal yaşam alanlarını bozmazsak çok daha sürdürülebilir yaşam alanları kurabiliriz. Bilimsel verilerin öncülüğünde tüm ormanların şekillendirilmesi çok daha iyi olacak. O zaman hiç kimsenin canı yanmayacak diye düşünüyoruz.” (DUVAR)