Aile hekimleri, yönetmeliğe karşı 27 Ağustos’ta iş bırakacak. Hekimler, yönetmelikte değişikliğe gidilmezse 3 bin dilekçeyle toplu istifaya hazırlandıklarını açıkladı.
Aile hekimlerinin mevcut iş yükünü artıran ve maaşlardan yüzde 10 kesinti yapılmasının önünü açan Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ne karşı Antalya’da da iş bırakma eylemi yapıldı.
Kazanımlarını kaybetmek istemediklerini ve sözleşme geri çekilene kadar eylemlerini sürdüreceklerini belirten aile hekimleri, 27 Ağustos’ta yine iş bırakacak. Hekimler, 28 Ağustos’ta da Ankara’da ‘beyaz önlük’ yürüyüşü yapacak. Başlatılan istifa kampanyası için ise şu ana kadar yaklaşık 3 bin aile hekiminin istifa dilekçelerini hazırladığı aktarıldı.
Sağlık Bakanlığı’nın 17 aydır taleplerini dikkate almadığını söyleyen Antalya Aile Hekimleri Derneği (ANTAHED) Başkanı ve Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF) Genel Sekreteri Hüseyin Güntürkün, “Bakanlığa pandemiden önceki ocak ayından beri uyarı ve önerilerde buluyoruz. Şubat ayından itibaren ‘salgın geliyor’ diye birçok kez başvurduk, hiçbir yanıt gelmedi. Martta da pandemi başladı. Pandemide en önde bizler çalışıyoruz. Önce Covid-19 hastaları, ardından aşılama geldi. Aşı yükünün yüzde 80’ini aile hekimleri çekiyor” diye konuştu.
Gelirlerinin 10 yılda yüzde 60 azaldığını belirten Güntürkün, “Aile sağlığı merkezlerinde yüzde 15 sağlık çalışanı açığı var. Mesela
hemşire süt iznine ayrılınca yerine kimin bakacağı yeni yönetmelikte düzenlenmemiş. Bu konu eski yönetmelikte vardı, şimdi çıkartılmış. Sağlık Bakanlığı, bu pandemi yükünde bir de kronik hastalık takibi diye bir şey çıkarttılar. Diyabet, hipertansiyon, kardiyovasküler risk ve obezite takip ediyoruz. Bakanlık salgın döneminde bu hastalıkların takibinde yüzde 40-50 oranlarına ulaşmamızı istedi. Bu mümkün değil. ‘Biz bunu yapamayız’ dedik. Yüzde 10 kesinti anlamına geliyordu, bundan vazgeçtiler. Bunu da sağlıkçılara gelir artışı diye sundular ama aslında kesintiden vazgeçtiler. Yani bir artış filan yok” dedi.
Güntürkün şöyle devam etti: “Aile hekimlerine 17 aydır ek ödeme verilmedi. ‘Vatandaşları telefonla arayıp semptom sorgulaması yaparsanız para veririz’ diye şarta bağladılar. Bu pandemi yükünde kronik hastalık tarama ve takipleri hayata geçirildi. Biz zaten kronik hastalıkların durumunu sistem üzerinden takip ediyoruz. Ancak iş yükü ve bizden talep edilenler mevcut şartlarda sürdürülemez. Bunca iş yükünün içinde bir de sekreterlik yapacağız. Hastanelerin aşı odasındakiler ek ödeme aldı, biz alamadık. Aile hekimi olunca her şey şarta bağlanıyor. Aşı yükünün yüzde 80’ini çeken meslek grubuna bu kadar haksızlık yapılamaz. Yönetmelik bir ceza yönetmeliği olarak ortaya çıktı.”
İşle ilgili adaletsizliklerin yanında ifade özgürlüğüne sansürle de karşı karşıya olduklarını belirten Güntürkün, uygulanan sistemi şöyle anlattı: “Basına demeç verene 50 ceza puanı kesiliyor. 150 puan alırsanız aile hekimliği yapıp yapmayacağınıza komisyon karar veriyor. Üç demeç sonrası aile hekimliği yapmanız komisyonun vicdanına kalmış durumda. Saldırıya uğradığınızda karşılık verirseniz 50 ceza puanı alıyorsunuz. Bir aile hekimi 5 kez mazeretli olarak bile işe gelmezse, bir sonraki sözleşmede durumuna komisyon karar veriyor. Bunlar hep baskı, tehdit. Acımasızca ve insan haklarına aykırı. Biz bu uygulamalara karşı istifa eylemi yapıyoruz dedik. Aramızdan 3 binin üstünde doktor istifa mektubunu hazırladı. İş bırakma eylemeleri yapıyoruz ve sosyal medyada sesimizi duyurmaya çalışıyoruz.”
Aile hekimlerinin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi olduğunu, fakat iki yıllık sözleşmelerle görevlerinin tanımlandığını belirten Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Şube Başkanı ve Antalya Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Kaan Taşer,
“Eksiklerimizin düzenlememizi beklerken, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle izinlerimiz ve özlük haklarımız elimizden alındı. Sadece hekimler değil, sağlık çalışanları ve hemşireler de bundan etkileniyor. Yeni yönetmelikle gelen bu kölelik düzenine karşı bir tepki oluştu” dedi. Türkiye genelinde olduğu gibi Antalya’da da dün iş bırakma eylemi yapıldığını kaydeden Taşer, “Bu pandemi koşullarında böyle bir eylem yapmak, iş bırakmak istemezdik. Ama başka çare bırakmadılar. Sağlığı idare edenler sesimizi duymak istemiyor. Halkımıza bunu yapmak istemezdik. Sözleşme geri çekilene kadar devam edeceğiz. Bu kölelik sözleşmesini imzalamak istemiyoruz” açıklaması yaptı.
Kendisi de aile hekimi olan Antalya Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Naci İşoğlu da yönetmeliğin cezalarla donatılarak ‘baskı ve ceza yönetmeliğine dönüştürüldüğünü dile getirdi. “Hakkınız ödenmez derken, bunu mu kastediyordunuz?” diye soran İşoğlu şu
ifadeleri kullandı: “Yönetmelik mesleki bağımsızlığımızı ortadan kaldırırken, kişisel haklarımızın ihlalini ve tehdit altında çalışmayı da beraberinde getirdi. Toplum sağlığını ve sağlık çalışanlarının haklarını savunan, doğru bilgilere ulaşılmasını sağlamaya çalışan, görüş ve çözüm önerilerimizi, taleplerimizi paylaşmanın karşılığı ceza puanıdır. Özet olarak en doğal haklarımız suç olarak tanımlandı. Asıl suçu Sağlık Bakanlığı işleyerek, Anayasa’ya ve kanunla aykırı yönetmeliklerle halk sağlığına sürekli zarar veriyor.” (DUVAR)