CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Türkiye’yi Kılıçdaroğlu’ndan kurtaracağız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yanıt verdi: “Kılıçdaroğlu’ndan kurtulmak kolay. TV’de çık gel karşıma. Ben haksızsam zaten gideceğim. Devletin bütün evrakları senin elinde, gelsene. Niye karşıma çıkmıyorsun, niye cesaretin yok? Çünkü korkuyorsun.”
CHP Genel Başkanı Kmal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada gündemdeki konuları değerlendirirken Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a da tepki gösterdi.
Kılıçdaroğlu’nun mesajları özetle şöyle:
SADECE CHP’Yİ ELEŞTİRİYOR: Hepimiz bu milletin umuduyuz. Büyük sorun var, büyük ekonomik buhran var. İnsanlar perişan, huzur sadece bir yerde ve bir avuç insan için var. Bu millet bu yönetimi hak etmiyor. Sen memleketin hayrına ne iş yaptın da biz karşı çıktık! Sen fabrika kurdun da biz karşı mı çıktık? İşçi, köylü memnun da biz mi karşı çıktık? Evden çıkıp Saray’da oturacaksın. Ayrı bir dünya kuracaksın. Dönecek sadece ve sadece CHP’yi eleştireceksin. Niye?
HANGİ SORUNU ÇÖZDÜN?: 19 yılda bu milletin hangi sorununu çözdüler. Vergilerle dünyanın parasını topladın. İstediğine istediğin kadar faiz yükledin. Hangi sorununu çözdün bu memleketin? Muhalefeti de inşa edeceğiz diyor. “Kılıçdaroğlu’ndan kurtaracağız” diyor. Kılıçdaroğlu’ndan kurtulmak kolay. TV’de çık gel karşıma vatandaşın hakemliğine başvururuz. Doğruların karşısında korkan bir insan devleti yönetemez. Ben haksızsam zaten gideceğim. Devletin bütün evrakları senin elinde, gelsene. Çıkarsın karşıma alırsın belgelerini. Niye karşıma çıkmıyorsun, niye cesaretin yok? Çünkü korkuyorsun.
ÇİFTÇİYE 450 TL’Yİ ÇOK GÖRÜYOR: 25 milletvekilimizi Uşak’a gönderdik. Afyon’a da 26 milletvekilimizi gönderdik. Bütün ilçeleri gezdiler, esnafı dinlediler. Uşak’ta en işlek cadde İsmet Paşa Caddesi. Esnaf dert yanıyor. Ne AK Parti milletvekilleri, ne Erdoğan gidip gezemez orada. 450 lirayı çiftçi için büyük para görüyor. Bir telefonu çiftçi için şikayet etmemesi gereken araç olarak görüyor. Adam perişan olmuş, 450 lira dediğin nedir? Sen ne kadar alıyorsun, Saray’daki ne kadar alıyorlar. Sen çiftçiye bir telefonu çok görüyorsun. Bir ayda bir avuç tefeciye ödediği faiz 21 milyar lira. Çiftçiye bu parayı ödemiyorsun. Binlerce esnafımız var. 25 bin 522 müzisyen var; 806 bin 871 basit usulde vergi ödeyen esnafımız var.
TEK BİR FABRİKA KURMADI: Otoyol, havaalanı yaptık diyorlar. Hayır, onları başkaları yaptı, sen de kefil oldun. Vergi verenlerin torunlarını borçlandırdın. Sen ne yaptın arkadaş? Bana de ki Kars’ta, Bitlis’te, Kırşehir’de, Çankırı’da şu fabrikayı kurdum. Tek bir fabrika bile kurmadı.
DÖRT AYAKLI STRATEJİ: Belediyelerimiz kendi aralarında çok güzel çalışıyorlar. Ocak 2021 itibariyle 7 milyon 200 bin vatandaşımıza ayni yardım yaptı. 1 milyon 250 bin vatandaşa nakdi yardım yaptılar. Sokağa çıkma yasağında 30 milyon 500 bin kişiye sıcak yemek gönderildi. Allah’ın izni ve sizlerin takdiriyle iktidar olduğumuzda 83 milyon vatandaş için dört ayaklı strateji izleyeceğiz. İlk olarak herkesin can ve mal güvenliğini sağlayacağız. İkinci olarak kuvvetler ayrılığına dayanan güçlü bir demokrasiyi inşa edeceğiz. Medya özgürlüğünü sağlayacağız. Bu, gücü denetlemek demektir kimin adına halk adına! Şimdi yolsuzluğu yazan gazetelere yasak geliyor, ceza geliyor. Kul hakkı yemenin meşrulaştırılması geliyor… Adliyeye, camiye, kışlaya siyaseti sokmayacağız. Ben Yenikapı mitinginde bunu söyledim. Yerime gidip oturacakken beni kutladı. Şimdi tam tersi yapılıyor.
KUL KÖLE OLANLAR BAKANLIK YAPAMAZ: Siyaset bir zenginleşme aracı değil. İktidar olunca ilk yapacağımız iş siyasi ahlak kanununu çıkaracağız. ‘Nasıl köşeyi döneriz’ diye bir siyaset anlayışı olur mu? Söz veriyorum bunu değiştireceğiz. Soru önergelerine cevap veriyor mu? Hayır. Bu diktatörlük değil mi? Siyasetten, dünyadan habersiz bakan mı olur! Birilerinin kulu kölesi olanlar bakanlık yapamazlar. Söz veriyoruz; bakanlar TBMM içinden çıkacak, seçimle gelecek! Siyasi ahlak yasasını getireceğiz. Kul hakkı yenmesine izin vermeyeceğiz.
MİLLİ İRADE VESAYET ALTINDA: Hiç Çankırı milletvekilinin kürsüye çıkıp da Çankırı’nın sorunlarını dile getirdiğini duyan var mı? Milli irade vesayet altındadır. Vesayeti getiren yasal düzenleme 12 Eylül darbecilerinin zamanında geldi. Biz bunu kaldıracağız. TBMM, Gazi Meclis böyle olmayacak. Kuruluşundaki irade aynı şekilde olacak. Bu meclis vesayet altında bir meclistir. Şu anda TBMM, AK Parti ve MHP’nin vesayeti altındadır.
HER ALANDA ÜRETMELİYİZ: Demokrasiden nasibimizi alacağız. Demokrasiyi getirmemiz lazım. Demokrasiyi getirmek yeterli mi? Yetmez. Üreten Türkiye’yi yaratmalıyız. Her alanda üretmeliyiz. Tarlada, fabrikada, akademide Demokrasiyi getirdik yeter mi? Hayır. Önce can ve mal güvenliği ama bu yetmez. Türkiye’nin üretmesi lazım. ‘Üreten Türkiye’ kavramı CHP’ye ait bir kavram. Üretim alın teri, iş, aş demektir.
MUNTAR SEÇİYORUZ DA REKTÖR NİYE SEÇEMİYORUZ?: “Köyde muhtarı seçiyoruz da üniversitede rektörü niçin seçemiyoruz? Bu yasağı da darbecileri getirdiler. YÖK’ü getirdiler. Şimdi o darbe hukukunu kim pekiştiriyor? Bu beyler. Efendim üniversiteye rektörü ben tayin edeceğim. Senin o zaman Kenan Evren’in kafasından ne farkın var? Diktatörden ne farkın var? Rektörü tayin ettiler. Gençler istemiyor. Kendi üniversitemizden biri seçilsin diyorlar. Gayet barışçıl bir gösteri yapıyorlar. Kuralları Anayasa’ya uygun. Gençleri anlayamıyorlar. Neden itiraz ediyor bu gençler? Her üniversitenin bir kültürü, geleneği vardır. Dünyanın en saygın üniversiteleri gelenekleri olan üniversitelerdir. Üniversiteyi üniversite yapan da budur. Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine her türlü haksızlığı yaptılar. İlk damgaladıkları terörist bunlar. Dozu daha da ileri taşıdılar. Bunlar yılan dediler. Emin olun yılan, yılan diyenlerden daha akıllı. Ellerine silah mı sopa mı aldılar? Camı çerçeveyi mi kırdılar? Hayır. Neye göre diyorsunuz terörist?
AYŞE BUĞRA TEPKİSİ: Dozu daha da ileri götürdüler saygın hocalardan Ayşe Buğra’ya söyleyen kişinin makamına asla yakışmayacak söylemleri rahatlıkla dile getirdiler. Ayşe Buğra dünyada bilinen saygın bilim insanlarından biri. Ne yaptı Ayşe Buğra? Osman Kavala zaten haksız bir biçimde içeride tutuluyor. Siz zaten adalet kavramından uzaklaşmışsınız.
O KIZIN AYAKKABI NUMARASI…: Öğrencileri copla aldılar hâkim karşısına çıkardılar. Hâkimler serbest bıraktılar. İki fotoğrafı hiç unutmuyorum dışarı çıkan gençler birbirlerini kucaklıyorlar. Öbürü de önde başörtülü öğrencimiz var, gülerek zafer işareti yapıyorlar. Biri şunun söylemiş, kızın ayakkabısına kafayı takmış, vay bu ayakkabı falan filan diye. Biri tweet atmış. ‘O kızın ayakkabısı bile senin IQ’ndan fazla’ diye. Eksik söylemiş aslında, eksik söylemiş. O kızın ayakkabı numarası bugün devleti yönetenlerin IQ’sundan daha yüksek. / DUVAR