Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, beklentiler doğrultusunda 4,75 puan (475 baz puan) faiz artışına gitti. Böylece 23 Mayıs 2018’deki 300 baz puanlık artıştan sonra en yüksek oranlı faiz artışı yapılmış oldu. Merkez Bankası ayrıca piyasaların talebi doğrultusunda sadeleşmeye gitti, artık tüm fonlama haftalık repo faiz oranı üzerinden yapılacak.
Merkez Bankası, 475 baz puanlık politika faizi artışına gitti. Faiz yüzde 10,25’ten yüzde 15’e yükseltildi. Böylece ‘arka kapı’ olarak nitelendirilen Merkez Bankası’nın yüzde 15 olan fonlama faiziyle, politika faizi eşitlenmiş oldu.
Yüksek oranlı faiz artışının ardından TL ilk tepki olarak yaklaşık yüzde 2 değer kazandı. Faiz kararının ardından dolar 7,51, euro ise 8,89 liraya kadar geriledi. Ancak piyasalar faiz artışını bir hafta öncesinden fiyatlaması nedeniyle euro saat 14:20’den sonra yeniden 9 liranın üzerine çıktı; Dolar 7,62, euro ise 9,03 liradan işlem görmeye başladı.
AA Finans’ın gerçekleştirdiği ankete katılan ekonomistlerin tamamı, Merkez Bankası’nın bugün Naci Ağbal başkanlığında gerçekleştireceği ilk PPK toplantısında politika faizini artıracağı tahmininde bulundu.
Ekonomistlerin politika faizine ilişkin artış beklentilerinin medyanı 475 baz puan oldu. Faiz artışı bekleyen ekonomistlerin beklentileri 200 baz puan ila 550 baz puan arasında yer aldı.
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı bugün yapıldı. Toplantının ardından şu açıklama yapıldı:
Para Politikası Kurulu,
-Politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 10,25’ten yüzde 15’e yükseltilmesine,
-Tüm fonlamanın temel politika aracı olan bir hafta vadeli repo faiz oranı üzerinden yapılmasına karar vermiştir.
Küresel ekonomi üçüncü çeyrekte kısmi toparlanma göstermiştir. Ancak, son dönemde artış gösteren Covid-19 vakaları nedeniyle önümüzdeki dönemde küresel ekonomiye ilişkin belirsizlikler yükselmiştir.
İktisadi faaliyette toparlanma devam etmektedir. Artan vaka sayıları nedeniyle getirilen kısmi kısıtlamalar, başta hizmetler sektörü olmak üzere iktisadi faaliyetin kısa vadeli görünümüne dair belirsizlikleri arırmaktadır. Diğer yandan, salgın döneminde sağlanan güçlü kredi ivmesinin gecikmeli etkileriyle artan iç talep, ithalat kanalıyla cari işlemler dengesini olumsuz etkilemektedir.
Türk lirasındaki değer kaybının gecikmeli etkileri, uluslararası gıda fiyatlarındaki yükseliş ve enflasyon beklentilerindeki bozulma enflasyon görünümünü olumsuz etkilemektedir. Kasım ayına ilişkin takip edilen veriler, enflasyonda yakın dönemdeki döviz kuru oynaklığı kaynaklı bir yükselişe işaret etmekle birlikte, para politikasındaki kararlı duruşla beraber bu artışın geçici olacağı değerlendirilmektedir. Bu doğrultuda Kurul, enflasyon görünümüne dair risklerin bertaraf edilmesi, enflasyon beklentilerinin kontrol altına alınması ve dezenflasyon sürecinin en kısa sürede yeniden tesisi için, net ve güçlü bir parasal sıkılaştırma yapılmasına karar vermiştir.
Önümüzdeki dönemde parasal duruşun sıkılığı, enflasyonu etkileyen tüm unsurlar dikkate alınarak, enflasyonda kalıcı düşüş sağlanana kadar kararlılıkla sürdürülecektir.
Düşük enflasyon ortamının kalıcı olarak tesisinin, ülke risk primlerinin düşmesi, dolarizasyon eğiliminin tersine dönmesi, döviz rezervlerinin artış eğilimine girmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla, makroekonomik ve finansal istikrarı olumlu etkileyeceği değerlendirilmiştir.
Merkez Bankası, fiyat istikrarını sağlama ve sürdürme temel amacına enflasyon hedeflemesi rejiminin gerektirdiği şeffaflık, öngörülebilirlik ve hesap verebilirlik ilkelerini uygulayarak ulaşacaktır. Bu ilkeler ışığında, Merkez Bankası fonlaması temel politika aracı olan bir hafta vadeli repo faiz oranı üzerinden yapılacak ve bu faiz oranı parasal duruş için tek gösterge niteliğinde olacaktır. / DUVAR