Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye'den 200-250 bin mültecinin Türkiye sınırına doğru hareket halinde olduğunu belirterek, "Tedbirlerle engellemeye çalışıyoruz ama iş zor, karşınızda insan var" dedi.
Şehirlerdeki güvenliğin artık sadece kolluk güçleriyle sağlanamayacak duruma gelindiğini belirten Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan “Artık şehirlerimizin dış güvenliğini surlar ve hendeklerle koruyamayacağımız, içerideki düzeni de sadece kolluk gücüyle sağlayamayacağımız bir yere gelmiş durumdayız” dedi. Erdoğan, Türkiye’ye doğru yeni bir mülteci hareketliliği olduğunu da söyledi.
Erdoğan, Beştepe’dedüzenlenen ‘Şehir ve Güvenlik Sempozyumu’da yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi:
YENİ GECEKONDU KESİNLİKLE YOK: Küçük hesaplar yaparsak şehirlerimize ihanet etmiş oluruz, burada kararlı duruş şart. Dikey mimariyle şehirlerimize ihanet etmiş oluruz. Ülkemizde yeni gecekondu inşası kesinlikle olmadığı gibi eskilerin de önemli bir bölümü kentsel dönüşüm projeleriyle ortadan kalkmıştır.
DİKEY MİMARİ İLE İHANET ETMİŞ OLURUZ: (Belediye başkanlarına seslendi) Özellikle şehirleşmede inşaatların inşasında ihyasında bütün mesele sizin kaleminizin ucundadır. Bir defa buradan taviz asla verilmemelidir. Eğer küçük hesaplar yaparsak şehirlerimize ihanet etmiş oluruz. ‘Acaba seçimler geliyor durum ne olur, kazanır mıyız kaybeder miyiz durum ne olur?’ Bakınız dikey mimari ile şehirlerimize ihanet etmiş oluruz. Yatay mimari ile kendi medeniyetimizi inşa etmiş, geçekten şehirleşmenin ne olduğunu dünyaya gösterme imkanı bulmuş oluruz. Kibrit kutuları gibi dikilmiş binalarla bir yere varamayız.
ŞEHİR GÜVENLİĞİ: Şehirlerde ilk zamanlarda genellikle harici tehditlerden kaynaklanan güvenlik ihtiyacı zamanla çeşitlenmiştir. Dışarıdan gelebilecek saldırılar karşısında insanoğlu kimi zaman surlar inşa ederek, hendekler kazarak tedbirler almaya çalışmıştır. Bugün hâlâ surlarıyla ayakta kalan ünlü pek çok şehir bulunuyor. Şehirlerin güvenlik sorunları bazen de içerideki sıkıntılardan kaynaklanmıştır. Büyük bir nüfusu küçük bir alanda refah içinde yaşatmak öyle zannedildiği kadar kolay değildir. Teknolojinin de gelişmesiyle şehirlerin alt-üst yapı ağları oldukça karmaşık hale gelmiştir. Şehir ne kadar büyükse güvenlik sorunları da o derece yüksek ve fazladır. Artık şehirlerimizin dış güvenliğini surlar ve hendeklerle koruyamayacağımız, içerideki düzeni de sadece kolluk gücü ile sağlayamayacağımız bir duruma gelmiş durumdayız. Bu yeni duruma karşı, yeni fikirler, yeni yöntemler geliştirmemiz gerekiyor.
AVRUPA’NIN DAHA İYİ GÜNLERİ: Batı ülkeleri her ne kadar demokrasinin kurallarını koyar gibi hareket etseler de zorda kalınca en büyük savrulmayı kendileri yaşıyor. Paris sokaklarını görüyorsunuz. Londra’yı görüyorsunuz. Almanya’da Berlin’de buraların ne hale geldiğini görüyorsunuz. Açık ve net söylüyorum bunlar daha iyi günleri. Niye güvenlik sorununu tehdit eden ne kadar uyuşturucu olayı varsa bütün bunların baronları bizdeki terör örgütleriyle beraber çalışıyorlar.
BİZİM POLİSİMİZ ACIMASIZ DEĞİL: Başımıza gelen olaylardan sadece biri batı ülkelerinden birince cereyan edince ortaya başka bir manzara çıkıyor. Böyle bir durumda hemen insan haklarının da, demokrasinin de rafa kaldırıldığı bir düzene geçiliyor. Güya kural, düzen, özgürlük sembolü sayılan bu batı şehirleri bir anda açık hava hapishanesine dönüşüyor. En temel insan hakları bile işlemez hale gelmiş, güvenlik kaygısının yol açtığı panik durumu her şeyin üzerine çıkmıştır. Daha kısa zamanda Hollanda’da, Paris’te gördük. Polisler kadınları yerlerde nasıl sürüklüyorlar. Bütün bunlar oralarda yaşandı. Ama Türk polisi buna benzer bir şey yapmış olsa bunlar dünyayı ayağa kaldırırlar. Bu gerçekleri hem göreceğiz hem de halkımıza anlatacağız. Amerika’dan tüm Batı dünyasına kadar bu çarpık durum yaşanmıştır. Amerika’da ellerini otomobile dayattırıyor silahı arkadan ateşliyor. Bizim polisimiz yapabilir mi? Hayır. Onlar acımasızdır. Ama bunların dünyada yargılanması, bunları değerler silsilesi içerisinde bir yere oturtmak her babayiğidin harcı değildir.
5 MİLYON MÜLTECİ VAR: 200-250 bin mülteci (İdlib) sınırımıza doğru hareket halinde. Bazı tedbirlerle engellemeye çalışıyoruz ama iş kolay değil zor, karşınızda insan var. Kendi insanınıza ve size sığınanlara verdiğiniz değer ölçüsünde güvendesiniz demektir. Türkiye 81 vilayetine dağılmış yaklaşık 4 milyonu Suriyeli olmak üzere 5 milyonun üzerinde kişiye kucağını açarken kendi şehirlerinde yabancı istemeyenlerin insani duyarlılıklarının da inandırıcılığı kalmaz. Biz insana karşı bu noktada Batı’nın yaptığı gibi bariyerler, dikenli teller oluşturamayız. Aynı şey bizim de başımıza gelebilir. Geldiği zaman ne yapacaksak şu anda da bunun biz çok daha adil ve insani olanını yapmak durumundayız. / DUVAR