9 gündür sokağa çıkma yasağının devam ettiği ve yoğun çatışmalara sahne olan Silvan’a giden HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken kentteki son durumu aktardı. Devlet ve hükümet yetkililerine seslenen Baluken, “Bu anlamsız savaş konseptinden vazgeçin” dedi. Baluken halka da demokratik çerçevede eylem çağrısında bulundu.
Silvan’da daha önceye göre çok daha ağır bir süreç yaşandığını söyleyen Baluken, Ankara’daki devlet yetkilileriyle görüşmeler yaptığını, beklentilerinin devletin diyalog kanallarını açarak Silvan’daki taleplerini anlamaya çalışması olduğunu söyleyerek, Silvan’a geldiklerinde son 9 günün en ağır saldırısıyla karşılaştıklarını ifade etti.
Yaşananların bir katliam girişimi olduğunu söyleyen İdris Baluken, Silvan’daki durumun bölge halkının ortaya koyduğu öz yönetim iradesini bastırmaya ve sindirmeye yönelik uygulanan bir konseptin devamı olduğunu söyledi.
Baluken, devletin 90’lı yılları aşan bir baskı yöntemiyle öz yönetim talebi karşısında sonuç almaya çalıştığını belirterek, devlet ve hükümet yetkililerine seslendi: “Bu anlamsız savaş konseptinden vazgeçme çağrısı yapıyoruz. Aynı zamanda da bütün halkımıza hem Kürdistan’daki hem Türkiye’deki bütün halkımıza Silvan halkıyla dayanışma çağrısı, Silvan halkının 9 gündür maruz kaldığı devlet terörüne karşı demokratik çerçevede etkinliklerle bu tepkilerin ortaya konması çağrısı yapmak istiyoruz.”
Baluken şöyle devam etti:
“Silvan halkına karşı açılan savaşın anlamını bütün kamuoyu sorgulamalıdır. Silvan halkı Slvan’ın gerçek sahibidir. Kim hangi yetkiyle hangi hakla nereden aldığı bir iradeyle gelip de Silvanı halkına mezar yapmaya çalışıyor diye bütün kamuoyunun düşünmesi lazım.
Türkiye ve Dünya kamuoyunun göz önüne getirmesi gereken şey, ‘Aylardır bu Kürt illerinde neden devlet bütün var gücüyle yüklenmesine rağmen, bu halkın iradesini kıramıyor. Bu halkın talebi nedir? Bu halkın ortaya koyduğu iradenin anlamı nedir? Siyaset kurumu neden aylardır bu kadar can kayıpları yaşanmasına rağmen bütün kent merkezleri savaş alanına dönmesine rağmen bu konuyu sağlıklı bir şekilde tartışıp bir çözüm üretemiyor’ diye bütün kamuoyunun düşünmesi gerekiyor. ”
“Burada net olan şey şudur: Artık ertelenemez bir şekilde Kürt halkının yaşadığı yerlerde bir öz yönetim iradesi ve bu doğrultuda ortaya koymuş olduğu muazzam bir direniş var. Bu direniş devletin emrinde bulunan bir takım aygıtlarla savaş unsurlarıyla kırılabilecek, devreden çıkarılabilecek bir irade değildir. Buradaki iradenin talebi, siyaset kurumunun gündeminde bir an önce siyasi bir çözüme kavuşmayı bekliyor. Aksi takdirde mevcut tablonun giderek her tarafta gündemleştiği bir sürece doğru gidiyoruz”