Avrupa Birliği (AB) Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilciliği sözcüsü Maja Kocijancic'in yazılı açıklamasında kayyım atamalarıyla ilgili "31 Mart seçimlerinde elde edilen demokratik sonuçların kabul edilmesine dair şüphe uyandırması nedeniyle ciddi endişe yaratmaktadır" denildi ve güvenilir siyasi bir sürecin başlatılması çağrısı yapıldı. Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi Başkanı Anders Knape ise "yerel demokrasinin iyi işleyişini ciddi biçimde zedelediği" açıklaması yaptı.
Avrupa Birliği (AB) tarafından Diyarbakır, Van ve Mardin belediyelerine kayyım atanmasına ilişkin açıklama yapıldı. Kayyım atamalarının ‘ciddi endişe yarattığı’ belirtilerek, bunun yerel demokrasinin zarar görmesi gibi bir tehlikeyi de doğurduğu ifade edildi.
Avrupa Birliği (AB) Diyarbakır, Van ve Mardin belediyelerine kayyım atanmasına ilişkin bir açıklama yaptı. Kayyım atamalarının ‘ciddi endişe yarattığı’ ifade edilen açıklamada, bunun seçmenlerin siyasi temsil hakkının ellerinden alınması anlamına geldiği ve yerel demokrasinin zarar görmesi gibi ciddi bir tehlikeyi de doğurduğu belirtildi. Avrupa Birliği (AB) Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilciliği sözcüsü Maja Kocijancic tarafından yapılan açıklama şu şekilde:
The suspensions of elected mayors and detainment of hundreds of people in south-east Turkey is of serious concern as it puts the respect of the democratic outcomes of the 31 March elections into question https://europa.eu/!Fw64UP
Statement by the Spokesperson on the suspensions of elected mayors and detainment of hundreds of…
EEAS – European External Action Service – European Union External Action
55 kişi bunun hakkında konuşuyor
“Geniş çaplı bir terör soruşturması kapsamında Türkiye’nin resmi makamları, ülkenin güney doğusunda yer alan Diyarbakır, Van ve Mardin illerinde demokratik seçimle göreve gelen belediye başkanlarını geçici süreyle görevlerinden uzaklaştırırken yüzlerce kişi de gözaltına alındı. Selçuk Mızraklı, Bedia Özgökçe Ertan ve Ahmet Türk’ün yerine valilerin atanması, 31 Mart seçimlerinde elde edilen demokratik sonuçların kabul edilmesine dair şüphe uyandırması nedeniyle ciddi endişe yaratmaktadır. Yerel düzeyde siyasetçilerin görevlerinden uzaklaştırılmaları, gözaltına alınmaları ve yerlerine kayyımların atanması, seçmenlerin yerel düzeyde siyasi temsil hakkının ellerinden alınması anlamına gelmekte ve yerel demokrasinin zarar görmesi gibi ciddi bir tehlikeyi doğurmaktadır.
Terörle mücadele Türk hükümetinin meşru hakkı olmakla birlikte, bu mücadelenin siyasi nedenlerden ötürü terörle mücadele ya da ceza yasasının geniş kapsamda uygulanması suretiyle değil, Anayasa’da ve Türkiye’nin uluslararası taahhütlerinde hükmolunan hukukun üstünlüğü, insan hakları ve temel özgürlükler çerçevesinde yürütülmesinin sağlanması da hükümetin sorumluluğundadır. Türkiye, Venedik Komisyonu tavsiyeleri ve Türkiye’nin Yerel Yönetimler Özerklik Şartı uyarınca, yerel demokrasinin işlevini engelleyen tedbirleri kaldırmalıdır. Türkiye’deki şiddetli terör saldırılarını açık biçimde ve defaatle kınamış ve mağdurların ailelerinin yanında olduğunu ifade etmiş olan AB, aynı zamanda barışçıl ve kalıcı bir çözüme ulaşılması amacıyla güvenilir siyasi bir sürecin derhal başlatılması çağrısını da yinelemektedir.”
“YEREL DEMOKRASININ İYİ İŞLEYİŞİNİ ZEDELİYOR”
Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi (Kongre) Başkanı Anders Knape, konuya ilişkin yazılı açıklamasında, üç belediye başkanının görevden alınıp, yerlerine valilerin atanması kararını “kaygı verici” bulduğunu ifade etti. Açıklamada, görevden alınan belediye başkanlarının Kongre’nin de gözlemlediği 31 Mart seçimlerinde “halkın hür iradesiyle” seçildiğine vurgu yapıldı.
Kongre’nin, Türkiye’de yerel yöneticilere karşı aşırı yargı prosedürüne başvurulması ve yerel yöneticilerin yerine devlet memurlarının atanmasını geçmişte aldığı kararlarla eleştirdiğine hatırlatma yapılan açıklamada, bu uygulamaların “yerel demokrasinin iyi işleyişini ciddi biçimde zedelediği” görüşü dile getirildi. Kongre, 2017’de aldığı bir kararda, görevlerini icra edemeyecek durumda olan belediye başkanlarının yerine bürokrat atanmasına alternatif olarak, belediye meclislerine belediye başkanı seçme hakkı tanınması önerisinde bulunmuştu.
Kongre Başkanı Knape, üç belediye başkanının görevden alınması konusunu 11 Eylül 2019 tarihinde Strasbourg’da toplanacak Başkanlık Divanı toplantısının gündemine aldıklarını bildirdi. Knape, Kongre’nin, Avrupa Yerel Özerklik Şartı ilkelerinin uygulanmasıyla ilgili olarak 1-4 Ekim 2019 tarihlerinde Türkiye’ye düzenleyeceği planlanmış ziyaret sırasında konuyu resmi makamların gündemine taşıyacaklarını da söyledi.
Öte yandan, Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland da sözcüsü aracılığıyla üç belediye başkanının durumuyla ilgili bir mesaj yayımladı. Sözcü Daniel Höltgen, üç belediye başkanının yerine devlet valilerinin getirilmesinin “31 Mart seçimleri ve yerel demokrasinin işleyişini baltaladığını” söyledi. Bu durumu “Ciddi kaygı” olarak tanımlayan Höltgen, “Konuyu yakından takip etmekteyiz” ifadelerini kullandı. (Sputnik/DW)