Cezaevlerinde, PKK lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin kaldırılması için açlık grevleri devam ederken, 5 tutuklu da yaşamına son verdi. İHD ve TİHV, “Mahpusların sesi duyulmuştur. Siyasi iktidarla görüşmeler gerçekleştirilmiş ve talepler iletilmiştir. Taleplerinin karşılık bulacağı bir noktaya elbette gelinecektir. Hiç kimse yaşamına son vermemelidir” açıklamasını yaptı.
Cezaevlerinde, PKK lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin kaldırılması için açlık grevleri devam ederken, 5 tutuklu da yaşamına son verdi. Durumla ilgili ortak yazılı basın açıklaması yapan Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ve İnsan Hakları Derneği (İHD), “Mahpusların sesi duyulmuştur. Demokratik kamuoyunun devam eden yerel seçim süreci ve siyasi iktidarın basın yayın kuruluşları üzerindeki denetimi nedeni ile yeterli tepkiyi vermemiş olması mahpuslar üzerinde olumsuz olarak algılanmamalıdır. Bu hususta siyasi iktidarla görüşmeler gerçekleştirilmiş ve talepler iletilmiştir. Dolayısıyla mahpusların tecridin sona erdirilmesi ile ilgili taleplerinin karşılık bulacağı bir noktaya elbette gelinecektir. Buradan sesleniyoruz, Hapishanede veya herhangi bir yerde hiç kimse yaşamına son vermemelidir” dedi.
‘KİŞİLERİN YAŞAMINA SON VERMESİ KABUL EDİLEMEZ’
Mahpusların kendi yaşamlarına son vermesinin doğru olmadığı ifade edilen açıklamada, “Ancak tecridin kaldırılması noktasında kişilerin yaşamlarına son vermesi kabul edilemez ve bu tarz eylemlere başvurulmamalıdır. Bu konuda bu çağrımızın gereği anlaşılmalı ve mahpuslar üzerinde etkili olabilecek çevrelerin de bu konudaki sorumluluklarını hatırlatmak isteriz” ifadelerine yer verildi.
‘SİYASİ İKTİDAR CENAZELERE KARŞI SAYGISIZ TUTUMUNU TERK ETMELİ’
Açıklamada cezaevlerinde yaşamını sonlandıran 5 kişinin ailelerine cenazeleri defnetme izni verilmediği hatırlatılarak, “Yaşamına son veren mahpusların ailelerinin cenazelerini defnetme ile ilgili hakları hiçe sayılmış, cenazeler ailelerin inançlarına, kültürlerine ve örflerine aykırı olarak apar topar polis tarafından gece vakti defnedilmiş, cenaze töreni yapılmasına izin verilmemiştir. Usulüne uygun defin hakkı ailelerin yas süreçlerini yaşayabilmeleri bakımından mutlaka uyulması gereken bir haktır. Siyasi iktidarı cenazelere karşı olan bu saygısız ve kanuna aykırı tutumunu terk etmeye, ailelerin yas süreçlerini yaşamasına izin vermesini talep ediyoruz” diye dikkat çekildi.
BM MANDELA KURALLARI HATIRLATILDI
Açıklamada cezaevlerinde açlık grevlerinin sürdüğü vurgulanarak, “Açlık grevcilerinin sağlık durumlarının izlenmesi, gerekse de taleplerin demokratik kamuoyu tarafından duyulduğunun ortaya konabilmesi için bağımsız heyetlerin ve bağımsız hekimlerinin cezaevlerine girmesine izin verilmelidir. Siyasi iktidar bu husustaki sorumluluğunu görmeli ve bir an önce bu talepleri karşılamalıdır. Tecrit gibi başta Birleşmiş Milletler (BM) Mandela Kuraları olmak üzere Türkiye yasalarına bile aykırı uygulamaların son bulmasını, siyasi iktidarı bir an önce sorumlu davranarak hapishanelerdeki tecridi kaldırmaya davet ediyoruz.” denildi. (DUVAR)