CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: Her türlü eleştiri, tehdit geliyor. HDP’ye oy veren vatandaşlar da bizim vatandaşlarımız, bunlar dışarıdan ithal edilmiş değil ki.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yerel seçimlere yönelik açıklamalarda bulundu. CHP’nin AK Parti’nin ve HDP tabanından oy istemesine yönelik gelen eleştirilere yanıt veren CHP lideri şunları söyledi: “Tek başına HDP’ye değil, AK Parti’ye oy veren seçmenden de oy istiyorum. HDP ile herhangi bir işbirliğimiz yok. Bize bu yönde eleştiri var. Her türlü eleştiri, tehdit geliyor. HDP’ye oy veren vatandaşlar da bizim vatandaşlarımız, bunlar dışarıdan ithal edilmiş değil ki. AKP’ye oy verirse milliyetçi vatansever, CHP’ye verirse terörist mi?”
Gazetecilerin sorunlarını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, AK Parti’nin Ankara Büyükşehir Belediyesi başkanı adayı Mehmet Özhaseki’ye ilişkin ise şu yorumda bulundu, “Samimi söyleyeyim, Özhaseki’yi Kızılay’a koysalar Sincan nerede diye bilmez. Akyurt nerededir diye bilmez. Hangi akılla getirdi onu da bilmiyorum. Bu Ankaralılara hakaret. Milyonluk Ankara’da bir belediye başkan adayı bulamadılar. Bit pazarına nur yağmıyor. Ekrem Beyi (İmamoğlu) duyunca Binali Beyin (Yıldırım) aday olmaması lazım. Ekrem Bey daha genç, daha dinamik, arkasında başarılar var. İstanbul’u çok iyi biliyor, doğma büyüme bir İstanbullu. Yerel yönetimler konusunda gerçekten her alanda Beylikdüzü’nde imzalar var. Esenler hafta sonu eğer nefes almak için Beylikdüzü’ne akıyorsa, bu onun başarısıdır. Binalı Beyin bunu görmemesi mümkün değil. İzmir’den Binali Beyin oraya gitmesi bence bir talihsizlik.”
Kılıçdaroğlu’nın öne çıkan açıklamaları şu şekilde;
MEŞRUİYET İÇİN ERDOĞAN HER TAVİZİ VERİR: Ben Erdoğan ve kabinesi ile AB arasında samimi bir diyalog olacağını hiç düşünmüyorum. Diyaloğu nasıl yapacaklar? Biz hukuk sistemimizi AB ölçülerine getireceğiz diyorlar mı? Hukuk sistemimizi Venedik komisyonu’nun öngördüğü ölçüye getireceğiz diyorlar mı? Bunların hiç birisini söylemiyorsalar masaya sadece AB ile sıcak temas kurup, kendimize bir meşruiyet alanı yaratabilir miyiz diye bakıyorlar. Bence kaygının temelini o oluşturuyor. Erdoğan bence AB’de bir meşruiyet zemini arıyor. Çünkü bütün batılı demokratlar Erdoğan ve yönetiminin meşru olmadığını kabul ediyor. Meşru da değil zaten. Ne Anayasa değişikliği, ne de seçimler eşit koşulda ve meşru zeminde yapılmış değil. OHAL koşulunda yapılan ve kılpayı yapılan değişikliğin zaten meşru olmayacağını hepimiz biliyoruz. Binali Beyin (Yıldırım) bir açıklmaması vardı. Yüzde 1-2’lik ile Anayasa değişikliği olmamalı, daha yüksek oyla kabulü gerekmeli demişti olmadı. Bütün bu zorlamalara rağmen Erdoğan ve ekibi hiçbir demokratik ülkede meşru bir yönetim olarak görülmüyor. Bir meşruiyet arayışı var. Bunun bir de sıkıntısı var. Erdoğan şu an emperyal ülkeler tarafından vazgeçilmez konumdadır. Çünkü bir meşruiyet arama çabası içinde her türlü tavizi verebilir.
AKAR HALİSDEMİR’İ ÖRNEK ALSAYDI: Ömer Halisdemir’i bilmesi lazım Sayın Akar’ın. Askerlik ise Ömer Halisdemir’in örnek alınması lazım. Dolayısıyla o söylem, ‘Kafama silah dayadılar, kaç kişi buna hayır der, gittim teslim oldum’ ifadelerini açıkçası ben o dönemin Genelkurmay Başkanı’na yakıştıramıyorum. Siz Cumhuriyeti korumakla savunmakla görevli birisiniz bir anlamda. Bir darbe geliyor, acımasız bir darbe; dolayısıyla siz bugün bir anlamda ‘Başıma silah dayandı diye önleyemedim’ gibi bir gerekçe savunuyorsunuz ki bu doğru değil.
ORDUSU TARAFINDAN TESLİM ALINAN: 16 Temmuz’da Meclis’te bütün siyasi parti liderleri konuşma yapıyordu… Konuşma metnimi hazırlarken Akif Hamzaçebi geldi, ‘Aşağıda konuşma yaparken şöyle bir cümle kullanır mısınız? Ordusu tarafından teslim alınmış bir komutan Genelkurmay Başkanlığı yapamaz’ diye… Dedim ki, ‘Son derece doğru; ama bunu bu ortamda, bu saatte söylemek doğru değil, çünkü Ordu ciddi bir sınav veriyor dolayısıyla bu tür açıklama siyaset alanında ciddi sorunlar yaratır’ diye kullanmamıştım. Ama bugün bunu ilk kez sizlerin önünde ifade ediyorum. Akar siyasete girdikten sonra artık her türlü eleştiriye açık kişidir.