Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1071 Malazgirt Zaferi'nin yıl dönümü törenlerinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk topluluklarının Anadolu'ya girmesini sağlayan savaş olarak bilinen Malazgirt Savaşı'nın 947'nci yıl dönümü nedeniyle düzenlenen törenlere katıldı. Ahlat'taki Selçuklu mezarlığını gezen Erdoğan daha sonra Malazgirt'e giderek bir konuşma yaptı. Erdoğan, Ahlat'a 1071 metrekare oturma alanına sahip otağ şeklinde bir Cumhurbaşkanlığı köşkü yapılacağını açıkladı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Sultan Alparslan'ın otağını kurduğu Ahlat'a Cumhurbaşkanlığı Köşkü kurulması teklifine olumlu yanıt veren Erdoğan, "Esasen 26 Ağustos burası, 24 Ağustos Ahlat. Ahlat'ta otağ kuruldu, oradan yolculukla 2 günde buraya gelindi. 26 Ağustos'ta da Malazgirt Zaferi ile ilgili adımlar atıldı. Sayın Bahçeli Ahlat'a bir ziyaretinde 26 Ağustos'u konuşurken 'Ahlat'a bir Cumhurbaşkanlığı Köşkü yakışır. Çünkü otağı Sultan Alparslan oraya kurdu. Biz de varisleri olarak oraya böyle bir otağı kuralım' demişti. Bugün valiyle ve belediye başkanımızla görüştük. Onlar 1071 metrekare yer düşünmüşler. Dedik 'Olmaz. 1071 metrekare oturma alanı olur.' Çevre düzenlemesi yapacağız, en azından 5 dönüm gerekir. Belediye başkanı coştu, '10 dönüm yaparız' dedi. Orada böyle bir otağ merkezini yapacağız. Selçuklu mimarisiyle çok kısa sürede onu da bitirip, artık geldiğimizde hem oraya uğrayacak, ondan sonra da Malazgirt'e geleceğiz" diye konuştu.
Malazgirt ruhunun unutulmamasını isteyen Erdoğan, konuşmasında şunları söyledi: "Malazgirt ruhunu unutursak ne ülkemiz kalır ne coğrafyamız. Biz Malazgirt'te aynı zamanda millet olduğumuzu, nasıl bir millet olduğumuzu cümle aleme ilan ettik. Malazgirt'i nasıl bir millet haline gelerek zafere dönüştürdüysek, haçlının, Moğol istilasından, tüm saldırıların aynı hissiyatla üstesinden geldik. Malazgirt ruhunu yaşatamazsak, geçmişimizle birlikte, geleceğimizi de kaybederiz. 2023'e ulaşmak demek, 2053 ve 2071 vizyonlarını hayata geçirebilecek büyük, güçlü, itibarlı bir Türkiye'nin inşası demektir. Her şey zincirin halkaları gibi birbirine bağladır. Bu zincirden hangi halkayı çıkarırsanız, medeniyetin geleceği tehlikeye düşecektir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaklaşık alandaki gençlere özel olarak seslendi. "Zafere kadar birlikte yürümeye var mısınız? Endülüs'e ayak basan, bir daha geri dönmeyi düşünmeyerek gemilerini yakan Tarık Bin Ziyad gibi hedeflerimize doğru yürümeye var mısınız? Gençler var mısınız, Sultan Alparslan gibi ya zafer kazanırız, ya cennete gideriz diyerek karşımızdaki düşmanın büyüklüğüne bakmadan üzerine atılmaya? Gençler var mısınız, İstanbul surları önünde atını denize sürüp 'Ya ben İstanbul'u alırım, ya İstanbul beni alır' diyen Fatih Sultan Mehmet'in kararlılığıyla mücadeleye girişmeye? Gençler var mısınız, aşılmaz denilen Sina Çölü'nü 13 günde geçerek hedefine yürüyen Yavuz'un cesaretiyle zorlukların üzerine gitmeye? Gençler, Mehmet Akif'in 'En kesif orduların yükleniyor dördü beşi' dediği Çanakkale'deki kahramanlar gibi yedi düvele meydan okumaya. Gençler var mısınız, bir olarak, kardeş olarak hep birlikte Türkiye olarak, bu ülkeyi hedeflerine ulaştırmaya."
Erdoğan, "Tarihteki tüm büyük toplumlar, büyük devletler, büyük liderler Anadolu'ya sahip çıkmak istemişlerdir. Nice büyük mücadeleler verilmiştir. Gazi Mustafa Kemal, o gençleriyle beraber, 14 yaşındaki gençlerle beraber 7 düvele karşı savaşarak 'Çanakkale geçilmez' dediler. Ülkemizin işte bir süredir yaşadığı sıkıntıların sebebini konjonktürel gelişmelerde arayanlar yanılıyorlar. Üzerimizde oynanan oyunların perde gerisinde, yazılan senaryoların böyle tarihi bir arka planı var. Bin yıllık gözbebeğimiz Anadolu'yu ne kadar güçlü tutarsak, tarih birikimini de o kadar güçlü tutmuş oluruz. Unutmayın, Anadolu bir benttir. Bu bent yıkılırsa ne Ortadoğu, ne Afrika, ne Orta Asya ne Balkanlar, ne Kafkasya kalır. Anadolu denen ulu çınarın gölgesi altında kalan bu coğrafya her türlü tehlikeye, tehdide, istilaya açık hale gelir" dedi. (DHA)