İnsan hakları ve gazetecilik örgütleri, hükümetin ekonomi politikalarını eleştirenlere yönelik başlatılan operasyona tepki gösterdi. DİSK Basın-İş Başkanı Faruk Eren, "Okurdan haber gizlediler. Esas manipülasyon budur" dedi.
TL’deki değer kaybı ve dolar ile euronun yükselişi karşısında hükümetin ekonomi politikasını eleştirenlere dönük operasyon başlatıldı. İçişleri Bakanlığı, ‘kur yükselişini provoke edici paylaşım yapmak’ gerekçesiyle 346 sosyal medya hesabı hakkında adli soruşturma açıldığını duyurdu. Emniyet Genel Müdürlüğü de konuyla ilgili bir açıklama yaparak, 346 hesap hakkında adli tahkikata başlandığını açıkladı. SPK ise, medyayı ‘yalan yanlış haber yapanlara dair her türlü işlem yapmakla’ eleştirdi.
Hükümetin tutumunu Evrensel’den Çağrı Sarı‘ya değerlendiren basın ve ifade özgürlüğüne ilişkin kurum ve kuruluşların temsilcileri, “Türkiye’de yaşanmakta olan krizin nedeni piyasaya ilişkin haberler yapmak değil yanlış ekonomik politikalardır” değerlendirmesi yaptı. Operasyonun yanlış haber yapanlara değil hükümetin ekonomi politikasını eleştirenlere, kötü gidişata dönük fikir yürütenlere yapıldığının altını çizen kurum temsilcileri, esas maniplasyonun okurdan haber gizlemek olduğunu söyledi.
SORUŞTURMA BAŞLATILDI
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı açıklamasında “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne yönelik 15 Temmuz darbe girişiminin arkasındaki güçler tarafından gerçekleştirilen Türkiye Cumhuriyeti’nin sosyal barışını, iç huzurunu birliğini ve ekonomik güvenliğini hedef alan ekonomik saldırılar kapsamında, bu amaca hizmet eder mahiyette her türlü yönlendirici haber yazılı ve görsel yayın operasyonel amaçlı sosyal medya hesapları ile birlikte ekonomik güvenliği tehdit içeren eylemlerde bulunan kişi ya da kişiler hakkında Türk Ceza Kanunu, Bankacılık Kanunu, SPK Mevzuatı ve ilgili kanun maddeleri uyarınca soruşturma başlatılmıştır” denildi.
SPK’DEN ‘YANLIŞ HABERE’ YASAL İŞLEM DUYURUSU
Sermaye Piyasası Kurulu “Sermaye piyasalarının etkin, güvenilir ve şeffaf bir ortamda işleyişi için Kurulumuzca tüm tedbirler alınmaktadır. Halka açık banka ve şirketler hakkında yalan yanlış haber ve açıklamaları yapanlar, yayanlar hakkında her türlü yasal işlem yerine getirilecektir” açıklaması yaptı.
‘TİPİK BİR BASKI ÖRNEĞİ’
İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, ülkedeki ekonomik krizle ilgili insanların görüşlerini sosyal medyadan paylaşmalarının ifade özgürlüğü ve hakları olduğunu söyledi.
Türkdoğan bu konuda soruşturma başlatılmasına ilişkin, “Şimdi siz ülkeyi hem yönetmeyeceksiniz, hem son bir haftada aşağı yukarı yüzde elli devalüasyon olacak bunu eleştirenleri de hapisle korkutacaksınız. Cezai soruşturmayla korkutacaksınız. Bu tipik bir baskı örneği” dedi.
Sosyal medya üzerinden yapılan soruşturmayla “Kimse krizi konuşmasın. Herkes seyretsin ve hiç kimse bu hükümeti eleştirmesin” denildiğini söyleyen Türkdoğan, döviz kurlarındaki artışın nedeninin sosyal medyada paylaşılan görüşler olmadığını söyledi. Türkdoğan “Döviz kurunu oynatacak gücü olanlar ancak bunu yapabilir. ABD Başkanı veya bizim Cumhurbaşkanımız gibi kişiler ancak kuru oynatabilir. Bir suçu işlemek için o suçu işlemeye elverişli kişilerin spekülasyon yapması lazım. Sıradan bir vatandaşın, gazetecinin, siyasetçinin açıklamalarıyla döviz kuru oynamıyor. Ekonomiye yön veren kişilerin açıklamaları döviz kurunu oynatabilir” dedi. Türkdoğan medyaya dönük bu baskıyı Afrin Operasyonlarındaki sürece de benzeterek şöyle konuştu: “Şimdi de kriz var, krizi konuşanları bastırmaya çalışıyorlar. Bu politikayla Türkiye daha da kötüye gider.”
TGS: DOLARDA YÜKSELİŞİN NEDENİ YAPILAN HABERLER DEĞİL
Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Gökhan Durmuş haberlere yasak getirmek ya da haberciyi tehdit etmek gibi davranışların kriz gerçeğini ortadan kaldıramayacağı gibi çözüm de olmayacağını söyledi. Durmuş “Krizin nedeni piyasa haberleri yapmak değil, yanlış ekonomik politikalardır” dedi. Durmuş şu ifadeleri kullandı: “Türkiye ekonomisi bir süredir uygulanan yanlış ekonomik politikalar nedeniyle sıkıntılı günler geçiriyor. Ekonomistlerin değerlendirmelerine göre süreç daha da kötüye gidecek. Yine krizin faturasının çalışanlara kesileceği günleri yaşayacağız. Daha şimdiden dolardaki hareketlilikler nedeniyle işletmelerde küçülme adı altında çalışanlar işten atılmaya başladı. Medya sektöründe de bu süreçte çok sayıda meslektaşımızın işten atılması söz konusu olacak. Krizin faturasının çalışanlara değil bu tablonun mimarlarına kesilmesi gerekiyor. Tam da bu süreçte bugün piyasalarla ilgili yapılacak haberlerin tehditlerle engelleneceği ifade edildi. Habere yasak getirmek, haberciyi tutuklamayla tehdit etmek kriz gerçeğini ortadan kaldıramayacağı gibi çözüm de olmayacaktır. Dolardaki yükselişin nedeni piyasa haberleri yapmak değil yanlış ekonomik politikalardır.”
RSF: HABERİN PEŞİNDE OLACAĞIZ
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) Temsilcisi Erol Önderoğlu ise şunları söyledi: “İktidarın, ekonomik düzene dair medya eleştirilerine bu kadar hoşgörüsüz kaldığı bir ortamda, çeşitli savcılıkların ve son olarak Sermaye Piyasası Kurulu’nun yaptığı açıklamalar, finans hayatımızla ilgili iktidar, şirket ve kurum eleştirilerine de hukuka aykırı bir şekilde yaptırım getirileceği endişelerimize neden oluyor. Toplum esenliğinin ve kalıcı çözümün şeffaf yönetim kadar bağımsız gazetecilikten geçtiğine inanıyoruz. RSF, ‘açık manipülatif’ niyetlileri hiçbir zaman savunmayacaktır ancak halkın haber ve bilgiyle soluk almasının sonuna kadar peşinde olacaktır.”
DİSK: OKURDAN HABER GİZLEDİLER
DİSK Basın-İş Başkanı Faruk Eren ise şöyle konuştu: “Bir kere bu yanlış haber yapanlara dönük bir soruşturma değil dalgalanma ile ilgili fikir yürütenlere dönük baskı. Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğüne dönük baskılarda çağ atladılar, dolardaki artışı haber yapmayı suç haline getirdiler! Soruşturma açılan haberler, maniple haberler ya da paylaşımlar değil. Dolardaki yükselişi yazan insanlara dönük soruşturma. Tam tersi maniplasyonu yandaş dediğimiz iktidarın yanında olan televizyon kanalları yaptı. Örneğin Türk lirasının değer kaybedişini haber yapmadılar. Okurdan haber gizlediler. Esas maniplasyon budur. Bütün bu hengame Erdoğan’ın Trabzon’da sanayicilere yaptığı konuşmadan sonra patladı. Sıkıntı olan da bu.”