Ali Deniz Uzatmaz… Ankara Katliamında hayatını kaybeden Antep Emek Gençliği yöneticisi… Ailesi ve yoldaşlarının bulunduğu Antep’te, ek yerleştirmelerde kayıt yaptırdığı üniversitesi nedeniyle henüz yeni gittiği Mersin’de ve Ali İsmail’in fotoğrafını taşırken sıktığı yumruğuyla görüldüğü fotoğraf karesiyle her yerde anıldı, konuşuldu.
O da barışa umut olmak için gitmişti 10 Ekim’de Ankara’ya ve öncesinde yazdığı bir tweette şu sözlerle anlatıyordu amacını: “#10EkimdeAnkaradayız çünkü Saray savaş, gecekondular ve emekçiler #Barış istiyor!”
Ali Deniz Uzatmaz’ı, babası ve amcasından dinledik… Taziyelerin kabul edildiği babaanne evinde, babası Ogün Uzatmaz ve amcası Yılmaz Uzatmaz, Emek Gençliği’nden yoldaşlarıyla birlikte Deniz’i ve mücadelesini konuştular.
BABASININ ‘KOÇERO’SU
Acılı baba Ogün Uzatmaz, “Oğlumla gurur duyuyorum” diyor. “19 yıla sığdırdığı yaşamı ve mücadelesiyle bugün sadece benim çocuğum olarak değil, milyonlarca kişinin mücadelesinde bir simge olarak anılıyor.” Deniz’e “Koçero” dediğini belirten Uzatmaz, “Ben böyle deyince Deniz, ‘Abartma’ derdi. Ben de ‘Yok, sen benim Koçeromsun’ derdim. Şimdi en kötüsünü söyleyeyim, ben dostumu kaybettim” sözleriyle anlatıyor acısını.
Suruç’taki katliamdan sonra oğlu için endişelendiğini, kaygılarını oğluyla da paylaştığını anlatıyor Ogün Uzatmaz: “Deniz’e yalvardım, seçime kadar uzak durmasını istedim. ‘Neden baba?’ dedi. ‘Bunlar, seçimlerde normal şekilde istediklerini alamayacaklarını anladılar, kan dökecekler’ dedim. Suruç’ta ölen çocuklar kendisinin dostlarıydı, arkadaşlarıydı… ‘Gitme, yapma’ dedim. Biraz konuştuk. En son ben -tabi biraz duygusallıkla da- ‘Öleceksin oğlum’ dedim. ‘Burada olmaz, orada olur. Bu süreçte birilerinizi öldürecekler, bunlardan biri de sen olabilirsin’ dedim. Maalesef öngörüm oldu. Ne Denizime ne de diğerlerine yakıştı bu ölüm. Hiçbir çocuğa yakışmaz! Bunlar eğlenmeli, saz çalmalı, türkü söylemeli, halay sekmeli bu gençler. İki bira çakıp, kafaları güzel olmalı. Sonra memleketi kurtarmak için oturmalı, istişare etmeliler. Bunların hepsi aydın insanlar. Bu güzel insanlara kıydılar bu alçaklar!”
‘OĞLUMU PARTİYE BEN GÖTÜRDÜM’
Acısının dışında en çok “Ne işi vardı orada? Haberin var mıydı gittiğinden?” gibi soruların canını sıktığını söyleyen baba Uzatmaz, “Benim oğlum bir yere gitmek için karar verebilecek yetişkinlikteydi” diyor, “Ayrıca kötü bir yere gitmedi ki, barış için gitti. Örgütlü, mücadele eden bir gençti ve haklı, güzel talepler için gitti oraya. Oğlumun tüm yaptıklarının altına imzamı atarım.” Ali Deniz’in örgütlenmesinde nasıl teşvik edici olduğunu da gururla anlatıyor: “Oğlumu Emek Partisi’ne ben götürdüm. Dünyası daha aydın olsun istedim. Pişman da değilim. Denizim buradaki pırlanta gibi diğer gençlerle birlikte, çok da güzel işler için uğraştı.”
YOLDAŞLARI UNUTMAZ!
O gece Adli Tıp’ta gördüğü manzarayı unutamadığını, asla unutmayacağını ifade ediyor Ogün Uzatmaz; “Hiçbiri bunu hak etmiyordu. Onların her biri demokrasi şehididir. Umarım Deniz, boşuna ölmemiştir. Çocuğumu yaşatmak için her şeyi yapacağım. Zaten yoldaşları bırakmaz onu. Bu civanlar asla unutmazlar. Umarım onun ışığı hepimizi aydınlatacak” diyor.
‘ÖLDÜRÜYORUZ AMA HİZMET DE GETİRİYORUZ!’
Seçim programı kapsamında Antep’te bulunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun taziye için geleceğinin duyulması üzerine, evin yanında taziyelerin kabul edildiği parkta hummalı bir çalışma başlıyor! AKP’li Şahinbey Belediyesi bankların tabelalarını yeniliyor, masaların tahtalarını değiştiriyor… Baba Ogün Uzatmaz, “Kılıçdaroğlu’nun geldiği esnada basının burada olacağı biliniyor, dört gündür burada böyle bir iş yokken aceleyle bunları yapıyorlar” diyerek tepki gösteriyor. Sonunda tepkiler üzerine belediyenin ‘şovu’ son buluyor. Durumu yine Deniz’in babası özetliyor: “Bu ülkede böyle işte. Öldürdük, öldürüyoruz ama hizmet de getiriyoruz! Öldürüyoruz ama parkınızı da yapıyoruz!”
‘TALEPLERİ TÜM İNSANLIK İÇİNDİ’
Ali Deniz Uzatmaz’ın Antep Emek Gençliği’nden yoldaşlarını özellikle görmek istediğini dile getiren amca Yılmaz Uzatmaz da, tıpkı babası gibi, Deniz’le gurur duyduğunu söylüyor. “Sizi gördükçe, yeğenimi görüyorum” diyen amca Uzatmaz, “Benim yeğenim barış ve özgürlük istedi. Orada ölenler tüm insanlık için istedikleri bu talepler uğrunda öldüler” diyor. Ali Deniz’i yaralı bulma umuduyla Ankara’ya yola çıktıklarını ve gece geç saatlere kadar da ölümünü teyit edemediklerini anlatan Uzatmaz, insanların cenazelerini alabilmek için Adli Tıp Kurumu’nda bekledikleri zaman diliminde yaşadıklarını da “ayrı bir zulüm” olarak nitelendiriyor.
‘ÜÇ DÖRT GÜNDÜR TACİZ EDİYORLAR BİZİ’
Ali Deniz’in cenazesi pazar günü babasının memleketi olan Maraş’ın Pazarcık ilçesinde Narlı-Osmandede köyünde defnedildi. Önceki gün ‘üç yemeği’ için köye gittiklerinde, sabah 7.30 civarında cemevine çok sayıda asker gelmiş ve konumlanmış. Ogün Uzatmaz, askerlerin “Alay Komutanı, Vali gelecek” açıklamalarına tepki göstererek, “Kimi kimden koruyorsunuz? Bizim coğrafyamızda yüzyıldır bir hırsızlık bile olmamıştır” dediğini aktarıyor. Antep’teki taziye evinde de benzer şekilde taciz edildiklerini belirten Uzatmaz, AKP İl Başkanının, Valinin, Emniyet Müdürünün geleceği söylenince “Ne diyeceğiz? ‘Aferin çok güzel bir iş yaptınız, haftaya bir daha yapın, çok memnunuz’ mu diyeceğiz? Ne bekliyorlar?” diye tepki gösterdiğini belirtiyor. Sonra gençlere dönerek, “Ne dediniz siz cenazede? ‘Ali Deniz Uzatmaz ölümsüzdür, Katil Devlet’ dediniz. Başka bir şey demediniz. Şimdi güvenlik alıyorlar ya, taşkınlık yapmamalıymışız! Yani aslında, katilin kim olduğunu söylememeliymişiz!” diyor.
‘HER ŞEY ORTADA’
Katliamın ardından hükümet cenahının tutumuna ve yaptıkları açıklamalara da öfkeli Uzatmaz ailesi. “Her şey ortada” diyor baba Uzatmaz, “Siz bir spor müsabakasına bile cebinizde metal parayla giremezken orada yüzlerce insanı katletmek için yeterli bombayı alana sokabiliyorlar. Olay anında hiçbir yetkili yok. Olay sonrası orada yerde yatanlara acil yardım gerekirken, bunu yapmaya çalışanlara da polis gaz sıkıyorsa, itfaiye ve ambulansı engelliyorsa olanları anlamamak için akıl tutulmasına girmek lazım. Her şey ortada! İnsan canından kıymetli hiçbir şey olmaması gerekirken, bu ülkede en ucuz şey insan!”
Fatma KESKİNTİMUR / EVRENSEL