Erken seçim kararıyla birlikte muhalefet partilerinde ittifak görüşmeleri ve hazırlıkların hız kazanması bekleniyor. Bu seçimin öne çıkan partilerinden biri de Saadet Partisi (SP) olarak gösteriliyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın iki kez görüştüğü SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ‘cumhur ittifakı’na kapıyı kapattı.
Saadet Partisi Diyarbakır İl Başkanı Fesih Bozan’a, ittifaklara bakışlarını, seçimde izleyecekleri stratejileri ve nasıl bir aday çıkarmayı düşündüklerini sorduk…
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli grup toplantısında erken seçim istedi, ertesi gün Cumhurbaşkanı Erdoğan 24 Haziran’da seçim olacağını açıkladı. Bu erken seçim kararı Saadet Partisi için sürpriz oldu mu?
Genel başkanımız defalarca erken seçim olacağını söyledi bize. Dolayısıyla bekliyorduk ve hatta hükümetin 15 Temmuz tarihini tercih edeceğini düşünüyorduk. Çünkü dış ilişkiler, ekonomi, ülkenin içinde bulunduğu durum ortadaydı. Gittikçe yıprandıklarını ve bunu daha fazla taşıyamayacaklarını görüyorduk. Bu nedenle Saadet Partisi teşkilatları olarak genel başkanımızın talimatları doğrultusunda erken seçim olacakmış gibi hazırlıklarımızı sürdürüyorduk.
Cumhurbaşkanı, başbakan, hükümet sözcüsü erken seçim olmayacağını her fırsatta dile getiriyorlardı…
Evet, hepsi ayrı ayrı seçimlerin zamanında olacağını ifade ediyorlardı. Bu da AK Parti iktidarının milleti aldatma, kandırma, oyalama noktasında çok mahir olduğunu bir kez daha gösterdi. Kendileri Amerika, FETÖ tarafından hep kandırılıyorlar, onlar da milleti kandırıyor. Bu baskın seçim süreci de böyle oldu. Kendi vatandaşlarını kandırdılar. Bu baskın seçim kararı, seçim için hazırlıklarını yapmamış olan muhalefet partileri için de bir darbedir. Bu anlamda yanlış yapılıyor. Bu yanlış onların içinde bulunduğu panik durumunu da gösteriyor. Normal seçim tarihini bekledikleri taktirde oy kaybına uğrayacaklarını gördüler. Çünkü 16 yıldır ülkeyi onlar yönetiyor ve ülkenin içinde bulunduğu durumdan onlar sorumlu. Her konuda Türkiye daha kötüye gidiyor ve vatandaşın buna cevap vereceğinden korktular.
Saadet Partisi’nin AK Parti ile ittifak kurması mümkün mü?
İttifak yasası AK Parti ile MHP’nin kurtarılması, iki partinin bekası ve çıkarı için çıkarılmış bir yasadır. Maalesef 80 milyon insanın menfaati düşünüleceğine iki partinin menfaati gözetilmiştir. Gerçek anlamda ülke birliği, kucaklaşması istenseydi bütün muhalifler ile görüşülür, onların önerileri de dikkate alınırdı. Daha adil, daha kalıcı bir yasa olarak çıkarılırdı. Endişeleri AK Parti’nin yüzde 51’i görememesi, MHP’nin de baraj altında kalmasıydı. İttifak Yasası, bundan dolayı yapılan bir çalışmadır. İki partiden oluşan bir komisyonun hazırladığı bir yasa 80 milyona dayatılmış durumdadır. Şu an iki parti tarafından yapılan bütün çalışmalar antidemokratiktir. Bu süreçte bizim AK Parti, CHP, HDP ile ittifak konusunda görüşmelerimiz olabilir, olacaktır. Ama biz şahısların ayakta kalmasına değil, bütün ülkenin ihtiyacı olan, bütün ülkenin hasret kaldığı huzur ve barışın sağlanması, yaşanılabilir bir Türkiye için neler yapılabilir buna bakacağız. Ortak değerlerimiz nelerdir, ilkelerimiz nelerdir, bu çerçevede bakacağız. Daha önce bize gelen AK Parti’ye bunları söyledik. Dış politikaları, ekonomi anlayışları, eğitime yaklaşımları yanlıştır. Eğer bu politikalardan vazgeçer ve bizim önerdiğimiz tarzda bir anlayışa gelirlerse, onlarla da ittifak olabilir. Ancak bu da çok mümkün görünmüyor. Çünkü herkese kulaklarını kapatmışlar, ülkenin, insanların menfaatini göz ardı etmiş, sadece kendi çıkarlarını düşünür hale gelmişler.
CHP ya da HDP ile bir ittifaka nasıl yaklaşır tabanınız?
Aslında çıkardıkları seçim yasası, yüzde 10 barajı bir ittifakı zorunlu kılıyor. Eğer yüzde 10 barajı olmasa biz tek başımıza seçime gitmek isterdik. Öte yandan her siyasi partinin anlayışı farklıdır elbette ama ortak ilkelerde buluşabilirsek neden ittifak kurmayalım. Bu partilerden biriyle ittifak kurduğumuzda tabanımız da bizi anlayacaktır. Çünkü bizi buna mecbur eden mevcut antidemokratik yasalardır.
Az önce hükümetin politikalarını eleştirdiniz. Bu eleştirilerden dolayı size gelen AK Parti oyları olacak mı?
AK Parti’den de diğer partilerden de oyların bize geleceğini düşünüyoruz. Bu seçimin favori partisi Saadet Partisi olacaktır. Vatandaşlar AK Parti’ye kerhen oy verdiklerini söylüyorlar. İcraatlarından memnun olmadıkları halde AK Parti’ye oy verenler, bu desteklerini çekmeye başladılar. Çünkü icraatlarıyla söylemlerinin aynı olmadığını görüyor insanlar. Dış politikada “Ey Almanya” diyorlar ama sonra bakıyoruz ki Başbakan Almanya ile anlaşmalar imzalıyor, “Daha önce söylediklerimiz seçim içindi” diyor. Halkı kandırıyorlar yani. Ekonomiye baktığımız zaman, hükümet olduklarında 1 buçuk liraydı dolar, şimdi 4. 200 civarında. Motorine yapılan zamlar ortada. Ama hâlâ yalan söylüyorlar, milletin aklıyla alay ediyorlar. Ekonomi bakanı “Türk parası değer kaybetmedi dolar değer kazandı” gibi açıklamalar yapabiliyor. Ama vatandaş artık bu yalanları görmeye başladı.
AK Parti’nin MHP ile ittifakı bölgede oy kaybına uğramasına neden oldu mu?
MHP’nin eskiden beri Kürt halkına yaklaşımını biliyoruz, ırkçı bir partidir. Dolayısıyla Kürt halkı bu partiye mesafeli durmuş, sıcak bakmıyor. MHP ile ittifakı, Kürt politikası, Kuzey Irak’ta Barzani’ye olan tavrı ve Afrin olayı nedeniyle Kürt halkından AK Parti’ye giden oylarda ciddi bir gerileme olacağını düşünüyorum. AK Parti oylarını koruduğunu söylüyor ama biz sahada görüyoruz, millet bu politikalardan rahatsız. Önceki dönemlerde Kürt halkının AK Parti’ye yönelmesinde AK Parti’den beklentileri nedeniyleydi. Belki barış getirecek umutları vardı. Şimdi AK Parti’nin MHP ile ittifak yapması, milliyetçi söylemlerini artırması nedeniyle Kürt halkı “Bu da bizi kandırdı” diye düşünmeye başladı. Bu nedenle Kürt halkının AK Parti’ye desteğinin ciddi oranda düşeceğine inanıyorum.
Adaylarınız belli mi?
Bu baskın bir seçim oldu ama adaylarımızı çıkartacağız. Bu kim olur, yapılacak istişareler sonucunda belli olacak. Hafta sonu toplantılarımız olacak, bunları konuşacağız. Bir hafta, on gün içinde belli olacaktır.
Erdoğan’a rakip nasıl bir aday düşünüyorsunuz?
AK Parti’den, CHP’den, HDP’den oy alacak bir adaya ihtiyaç var. Çünkü hiç kimse bir partinin oyuyla yüzde 51 hedefine ulaşamaz. Dolayısıyla bütün partilerden oy alabilecek bir aday olması lazım.
OHAL koşullarında seçime gidiyoruz. Güvenli bir seçim olacak mı?
Seçim güvenliği konuşuluyor, korkular, şüpheler var. Mühürsüz zarfların kabulü ile ilgili çıkan yasalar var. Görünen o ki AK Parti iktidarını sürdürmek için ne gerekiyorsa yapmaya gayret ediyor. Seçim sürecinde devletin imkanlarının kullanılması olacak. Çok adil bir seçim olacağını düşünmüyorum. Ama inşallah millet bu konuda gereğini yapar, 16 yıldır taşımaktan yoruldukları AK Parti iktidarına son verir.
Kuşkusuz her seçim önemlidir ama bu seçimi önemli kılan etkenler nedir? Vatandaş neden sandığa gitsin?
Vatandaşlarımızın bu seçim sürecini çok iyi değerlendireceğini düşünüyoruz. OHAL’in uygulandığı bir dönemde gerçekleşecek bir seçimin ne kadar demokratik olduğunu da vatandaşların taktirine bırakıyorum. OHAL’in olağan hale geldiği ve Türkiye’nin daha kötüye gittiği bir dönemde yaşıyoruz şu anda. Tek kişinin Türkiye’yi yönettiği bir noktaya gelme tehlikesiyle karşı karşıyayız. Tek kişinin yaptığı bir yanlıştan bütün ülkenin etkileneceğini düşündüğümüz zaman, bu seçim gerçekten de ciddi bir seçimdir. Vatandaşımız muhakkak bu seçimi iyi okumalı ve dönüşü olmayan bir yola girdikten, bedelleri ödendikten sonra geri dönüşün çok mümkün olmayacağını bilmesi gerekiyor.
Vecdi ERBAY / DUVAR