HDP'li Milletvekilleri Vicdan ve Adalet Nöbeti’ne ikinci günü geride bıraktı. Vekillerin nöbet tutukları yer bariyer ve polislerle çevrili. Nöbet tutan vekillerin kendilerini desteklemeye gelenlerle buluşmalarına ise izin verilmiyor. Saat 9'da yapılan 'ses çıkar' eyleminin ardından HDP Sözcüsü Osman Baydemir'le parkta kısa bir sohbet etme imkanı buluyoruz. Geceyi parkta geçiren Baydemir "Bu söğüt ağacının altında bir gün mutlaka uyuyacağım" diyor
Diyarbakır’ı dün saat 21:00 gösterdiği sıralarda evlerden yükselen tencere tava sesleri, kulakları sağır eden düdük sesleri ve demir bariyerlere vurulan demir sesleri kapladı. HDP Sözcüsü Osman Baydemir’in ‘ses çıkar’ çağrısına karşılık veren Diyarbakırlılar ellerinde ne varsa var güçleriyle ses çıkarmaya çalıştılar.
HDP Milletvekili Osman Baydemir, dün sabah düzenlediği basın toplantısında “Vicdanların Sesi” adını verdikleri bir eylem başlatacaklarını duyurmuştu. Bu eylemde gece saat 21:00’da Diyarbakırlıların ses çıkarması hedefleniyordu. İnsanların evinin balkonundan tencere tava çalması, kadınların zılgıt çekmesi, yolda olanların korna çalması isteniyordu. Yaklaşık 5 dakika sürecek eylemin gerekçesi olarak da Vicdan ve Adalet Nöbeti başlatan 10 milletvekilinin halkla buluşmasının engellenmesi gösterildi.
Biz de birkaç gazeteci, gece saat 21:00 sularında Ekin Ceren Parkı’nda Vicdan ve Adalet Nöbeti tutan milletvekillerinin yanındaydık. Milletvekilleri tam vaktinde etraflarını saran demir bariyerlere yaklaştılar ve ellerindeki kaşıklarla vurmaya başladılar. Kiminde düdük vardı ve bütün nefesiyle düdük çalıyordu bir yandan.
İLK GECE BAŞARILI OLDU
Bariyerlerin diğer yanında dizilmiş polislerden bazıları milletvekillerinin görüntüsünü almaya çalışıyordu. Bir yandan da evlerinin balkonlarından milletvekillerinin eylemine destek verenlere müdahale etmeye çalışıyorlardı. Parka yaklaşarak ses çıkaranlar ile polis arasında bir kovalamaca da yaşandı.
Eylem bittikten sonra şehrin diğer bölgelerinde yaşayan tanıdıklar arandı, eylem başarılı oldu mu sorusuna yanıt bulmak üzere. Gelen bilgiler şu yöndeydi. İlk gün olmasına rağmen başarılı olmuştu eylem. Polisin özellikle Bağlar ilçesinde ses çıkarma eylemine karşı yoğun önlem aldığı da gelen bilgiler arasındaydı.
Eylem bittikten sonra milletvekilleri plastik sandalyelerine oturdular. Kendi aralarında sohbet ederlerken bir yandan da sosyal medyadan eylemle ilgili edindikleri bilgileri paylaştılar. Silvan’dan bir grup çocuğun ses çıkararak “Biji Berxwedana Amed ê” sloganı atan görüntüleri milletvekillerinin de ilgisini çekmişti.
İNSAN KALMA ÇABASI
Eylem ve sonuçları konuşulurken biz de Osman Baydemir’le kısa bir görüşme şansı bulduk. Baydemir, doğrulatmamış olsa da aldığı bir duyumu aktarıyor önce: “Doğrulatamadım ama bizim eylem için 10 bin kolluk görevlisi görevlendirilmiş. Parkın içinde ve etrafında polis ve zırhlı araç barikatı var. Bu neyin korkusudur? Biz vicdan ve adalet diyoruz. Bundan korkuyorlar işte, vicdandan korkuyorlar. Çünkü vicdandır insanı insan yapan. Uzun süredir bu ülke insanının insanlıktan çıkması için baskı yapılıyor. Bizim mücadelemiz ne olursa olsun insan kalmaktır. Ancak bu şekilde faşizmi püskürtebiliriz.”
‘HÜKÜMETİN MASKESİNİ DÜŞÜRDÜK’
Vicdan ve Adalet Nöbeti kararı alındığında HDP’li milletvekilleri Diyarbakırlılarla buluşmayı, çeşitli konularda tartışıp görüş alışverişinde bulunmayı ve bir haftayı birlikte geçirmeyi de hedeflemişti. Ancak öyle olmadı. Polis, aldığı talimatlar gereğince parka halkı yaklaştırmadı. Bir gece önce parka gelerek milletvekilleriyle bir süre zaman geçiren DTK Eş Başkanı Leyla Güven bile gece parka alınmadı.
“Halkla, kendi seçmeniyle buluşamamak milletvekillerinin moralini bozmuş olabilir miydi?” sorusuna “Asla” diye karşılık veren Baydemir, sözlerine şöyle devam etti: “Hükümetin maskesi düştü. Biz böyle olacağını öngörmüştük. Ülke bir açık cezaevine dönüştürülmüştü ve biz bunu açığa çıkardık. Bu anlamda gerçekleştirdiğimiz eylem çok başarılıdır.”
DEVLE BAHÇELİ’YE CEVAP
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Vicdan ve Adalet Nöbeti hakkında sarf ettiği sözleri hatırlatıyorum Baydemir’e. Baydemir, bu tartışmaları şöyle yanıtlıyor “Benim bir sorum var, Meclis mi kaldı? Halkın seçtiği Figen Yüksekdağ’ın milletvekilliğini düşürdünüz. Halkın iradesini ayaklar altına aldınız. Darbecilerin başaramadığını, eksik bıraktığını tamamladınız. Belediye başkanlarını cezaevlerine koymak, onların yerine kaymakam atamak darbe değil de nedir? Bir ülkenin üçüncü büyük partisinin liderlerini cezaevlerine koymak ne demektir? İç tüzük değişikliği ile Meclis’i de bir cezaevine dönüştürüyorlar. Siyaset her yerdedir. Siyaset sokaktır, meydandır, parktır, iş yeridir. İnsanın olduğu her yerde siyaset vardır. Onların bitirmek istediği siyaseti bir kez daha sorunların çözümü mekanizması haline dönüştürüyoruz.”
‘TEZCAN’IN AÇIKLAMASI UMUT VERİCİ’
‘CHP, HDP’nin başlattığı Vicdan ve Adalet Nöbeti’ne destek verecek mi?’ sorusu karşısında Baydemir bu konuda şunları söyledi: “Bugün CHP sözcüsü sayın Bülent Tezcan’ın yapmış olduğu açıklama memnuniyet vericidir. Bu vesileyle bir çifte standarda da dikkat çekmek istiyorum. HDP, adalet talebi kimden gelirse gelsin destekler. Onurlu bir barış talebi, eşitlik, özgürlük, demokrasi talebi kimden gelirse destekler. Bizim de destek ziyaretine gittiğimiz Adalet Yürüyüşü haklı bir talepti. Ankara’dan İstanbul’a kadar selametle yüründü. Birkaç provokasyon dışında kimsenin burnu kanamadan tamamlandı. Kolluk güçleri yürüyüşü kolaylaştırdı. Peki, niye Diyarbakır’da abluka var? Niye tecrit var? OHAL ülkenin her tarafında var, ama burada neden sıkıyönetim koşulları var? 15 gün önce AK Parti Diyarbakır’da miting yaptı. İzin de alınmamıştı. Herhangi bir tertip komitesi de oluşturulmamıştı. Onların en demokratik haklarıdır miting yapmak. Ama bizim de hakkımızdır. Bu şehrin yüzde 70 seçmeninin destek verdiği milletvekilleri halkıyla buluşamıyor. İşte bu faşizmdir, iki yüzlülüktür. Herkesten önce AK Parti’ye oy verenler ‘Bu zulümdür, bunu kabul etmiyoruz’ demelidir.”
FAŞİZMİ DURDURMA ÇABASI
Hükümet yetkililerinin açıklamaları, parkın etrafındaki polis ablukası, genel medyanın Vicdan ve Adalet Nöbeti’ni görmezden gelmesi… Baydemir, “Bu bir dalgadır, büyüyecektir” diyor ve “Faşizmi alt edecek güç vicdandır” tespitinde bulunuyor.
Baydemir, konuşmasını şöyle devam ediyor “Faşizm bu eylemle bilecek ki vicdan teslim alınamadı, biat yok. Biat ederek dünyanın hiçbir yerinde faşizm aşılamamıştır. İşte bu aktivite, faşizmi durdurma çabasıdır. Meşrudur. Sivildir. Ve zaten şiddet dışılığından, sivilliğinden ve meşruluğundan korkuyorlar. Çünkü şiddetten besleniyorlar. Şiddeti toplumun gerçekleri görmesi önünde bir perde olarak kullanıyorlar. Eylemimizin bu açıdan da etkili sonuçlar doğuracağına inanıyorum. Eğer izlersek ve itiraz etmezsek faşizm kurumsallaşacaktır. Faşizmin kurumsallaşmaması için ses çıkarmamız lazım. Bir işaret vermemiz lazım.”
‘BARIŞ GELİNCE BU SÖĞÜT AĞACININ ALTINDA UYUYACAĞIM’
Bir gece önce uyumaları için getirilen hasırlar, battaniyeler ve yastıkların içeriye alınmasına uzun süre izin vermemişti polis. Tartışmalardan ve milletvekillerinin oturma eyleminden sonra ancak parktan içeri alınabilmişti malzemeler.
Sonuçta bir gece önce parkta, açık havada uyumuştu milletvekilleri. Diyarbakır’ın sıcak gecelerinde dışarıda, parkta uyumak muhakkak keyiflidir. Ancak milletvekillerinin etrafları bariyerler ve polislerle çevriliydi. Buna rağmen rahat uyuyabilmişler miydi?
Osman Baydemir, bir özlemini dile getirerek cevaplıyor bu soruyu: “Kendime bir sözüm var. Bir gün bu ülkede onurlu bir barış inşa edilirse, ki inşa edileceğine inanıyorum, ve ben de hâlâ hayattaysam, bu söğüt ağacın altında bir gün mutlaka uyuyacağım.” / DUVAR