CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu, tutuklanmasının ardından ilk mektubunu Kılıçdaroğlu'na yazı: Ben üstüme düşeni yerine getirmek üzere vatan nöbetindeyim.
CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu, MİT TIR’ları davası kapsamında 25 yıl hapis cezası alması ve ardından tutuklanıp girdiği cezaevinden ilk mektubunu partisinin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yazdı. Kılıçdaroğlu, tutuklu vekil Berberoğlu’nun, “Yaşanacak Türkiye mücadelesini içeride de sürdüreceğim” dediği mektubunu, Adalet Yürüyüşü sırasında aldı ve yürürken okudu.
Cumhuriyet gazetesinden Erdem Gül’ün haberine göre, Berberoğlu, önce müebbet, ardından 25 sene hapis cezasını da tutuklama kararını da soğukkanlılıkla karşıladı. Ailesi ve yakınlarıyla vedalaşıp cezaevine gitmek üzere adliyeden ayrıldığı anlara tanıklık ettik. Verilen ceza ve tutuklamanın bir süredir Türkiye’de belli kesimlere ödetilmek istenen bedel içinde ele alınması gerektiğini ifade etti. Kendisine yönelik kişisel bir tutum olarak görmediğini vurguladı. Gazeteci ve ardından siyasetçi olarak mağdurların mazlumların hakkını aradığını anlattı. Hakkındaki kararın da tüm bu mücadelesinin içinde ele alınması gerektiğinin altını çizdi ve “Bu karardan sonra artık ben değil, bu kararı bu kadar kolay verebilen ve savunabilenler düşünsün” dedi.
Berberoğlu’nun, cezaevine giderken ilk istekleri, “kalem, kâğıt ve kitap” oldu. İlk kez cezaevine gideceği için içeride nelere ihtiyacı olacağına ilişkin gazetecileri dinledi. “Sadece okumak ve yazmak istiyorum” dedi. Maltepe Cezaevi’ne girdikten iki saat sonra dışarıya iki mektup gönderdi. Avukatlar birini eşi Oya Berberoğlu’na iletti. İkinci mektubu ise Kılıçdaroğlu’na gönderdi. Berberoğlu’nun mektubu, Kılıçdaroğlu’na, Adalet Yürüyüşü sırasında iletildi. Kılıçdaroğlu, mektubu yürüyüşünü bozmadan okudu.
Berberoğlu’nun mektubu şöyle:
“Sayın genel başkanım. Bana gösterdiğiniz güven ve desteğe müteşekkirim. Sizin aracılığınızla partili yoldaşlarıma, seçmenlerime ve tüm ülkeye şunu açıklamak boynumun borcudur: Bana atılan bütün suçlamalar iftiradır ve halkın haber olma hakkını engelleyerek gerçek suçluların kabahatlerini örtme telaşı sebebiyledir. Partimde verdiğim ‘Yaşanacak Türkiye’ mücadelesi ha içeride ha dışarıda sürecektir.
“Sadece adında adalet geçen o sarayda, yargısız infaza uğradıktan sonra, bana ‘ne oldu’ diye soran yakınlarıma refleks olarak ‘vatan sağolsun’ yanıtını verdim. Şimdi cezaevindeki ilk saatlerimde düşünüyorum da ilk tepkim çok doğru ve yerindeymiş. Gerçekten böyle hissediyorum sayın genel başkanım.
“Ben üstüme düşeni yerine getirmek üzere vatan nöbetindeyim. Ne kadar sürerse sürsün, neye mal olursa olsun, bu nöbeti bırakmayacağım. En derin saygı, sevgi ve dostlukla.”