İşçi-işveren anlaşmazlığında zorunlu arabuluculuk sistemi geliyor. Baro, sistem zorunlu olacaksa işçiye “CMK avukatı gibi zorunlu avukat tahsis edilsin” önerisi getirdi.
İşçi-işveren uyuşmazlığında yargı süreci öncesi zorunlu arabuluculuk sistemi getiren tasarının alt komisyon görüşmeleri başladı. Sendikaların “zorunlu” olmasına itiraz ettiği arabuluculuk sistemine baro ise “zorunlu olacaksa işçiye CMK (Ceza Muhakemesi Kanunu) avukatı gibi zorunlu avukat tahsis edilsin” önerisi getirdi.
Meclis Adalet Komisyonu’nda alt komisyona havale edilen İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı’nın görüşmeleri sürüyor. Alt Komisyon ilk olarak konuyla ilgili sendikalar, baro ve akademisyenlerin aralarında bulunduğu sosyal tarafları dinledi. Ana tartışma dünyanın bir çok ülkesinde uygulanan arabuluculuk sisteminin Türkiye’ye “zorunlu” olarak getirilmesi nedeniyle çıktı.
Alt Komisyon üyelerinden edinilen bilgiye göre, Türk İş ve DİSK temsilcileri zorunlu arabuluculuk sisteminin hak arama özgürlüğüne zarar vereceği konusunda endişelerini paylaştı.
BARODAN ZORUNLU AVUKAT ÖNERİSİ
Sisteme hukukçuların da itirazı vardı. Arabuluculuk sürecinin bir pazarlık süreci olduğuna dikkat çeken hukukçular, bu pazarlık sürecin ekonomik olarak daha güçsüz durumda olan ve hakkının hesaplanmasında bilgi yoksunluğu çekecek işçi aleyhine olacağı görüşünü savunarak bir öneri getirdi. Baro temsilcilerinin önerisi, “Arabuluculuk zorunlu bir yol olsun ama işçi arabulucuya avukattan istifade ederek gitsin. Avukatın parası da işsizlik sigortası veya adli yardım şeklinde finanse edilsin. Bu şekilde işçi güçlendirilsin” oldu.
CHP, işçinin haklarını bilerek arabulucuya gitmesine sıcak bakıyor ama temelde arabuluculuğun zorunlu hale getirilmesine karşı, bunun tercih olmasını istiyor. Zorunluluğu savunan AK Parti’nin ise avukat desteğine sıcak bakabileceği konuşuluyor.
AKADEMİSYENLERDEN “ÖZEL HUKUK” TEPKİSİ
Bu arada sisteme görüşlerine başvuurlan akademisyenlerin eleşitirisi ise daha farklı. İş ilişkisinin özel hukuk değil toplumsal hukukun ortaya çıkardığı bir ilişki biçimi olduğuna dikkat çeken akademisyenler, “Nasıl işçi ‘gerekirse asgari ücret altı çalışırım’ diyemiyorsa, asgari ücret altı işçi çalıştırmak yasak ise bir işçinin bazı haklarından vazgeçmesine yol açacak bir anlaşma yapmasına yol açacak sistem kurmak da sosyal devlet ilkesine uymaz” görüşünü savunuyor.
CHP’Lİ YILMAZ: YÜZDE 95 GERÇEKÇİ DEĞİL
Tasarının görüşüldüğü Adalet Komisyonu’nun CHP’li üyelerinden Ankara Milletvekili Necati Yılmaz, daha çok iş davalarında işletilen arabuluculuk sisteminin yüzde 95 oranında uzlaşmayla sonuçlandığı gerekçesini sorunlu bulduğunu söyledi. Arabulucuya giden işçilerin büyük kısmının ekonomik olarak zayıf olduğu için bir çok hakkından feragat eden işçiler olduğuna dikkat çeken Yılmaz, bunun tüm işçiler için zorunlu hale gelmesi durumunda söz konusu oranın aşağı ineceği görüşünde. Yılmaz, “Şu ana kadar oransal olarak faydalı görünen bu yol zorunlu hale gelmesi durumunda işçilerin bir kısmı açısından zaman kaybı ve ekonomik açıdan gereksiz bir masraf kapısı olarak görülecek” dedi.
‘ARABULUCULUK YARGI SÜRECİ İÇİNDE İŞLESİN’
CHP’li Yılmaz’ın arabuluculuk sistemi için başka bir önerisi var. Eski hakim olan Yılmaz, arabuluculuk faydalı görülüyorsa bunun yargı süreci başladıktan sonra bir tercih olarak sunulması görüşünde. Yılmaz, “Dava açıldıktan, deliller toplandıktan, bilirkişiye gitmeden önce veya davanın başlangıcında bir süre verilebilir. Alternatif bir yol olarak yargı süreci içinde, hakim denetiminde bir arabulucuya gitmek daha sağlıklı bir süreç olabilir. Böylece yaklaşık 2-3 yıl sürecek bir dava süreci arabulucuyu tercih edenler açısından daha hızlı tamamlanabilir” dedi.
CHP’li Yılmaz, arabuluculuk sistemi getirilirken sunulan gerekçeye de tepki gösterdi. Yılmaz, “Yargının yavaşlığı üzerinden işçinin haklarından vazgeçmesine yol açacak bir sistemi getirmeye çalışmak “acz göstergesidir” dedi.