TBMM'deki anayasa teklifi görüşmelerinde hükümet adına konuşan Başbakan Yıldırım, 'İki kaptan gemiyi batırır' dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, TBMM'deki anayasa teklifi görüşmelerinde hükümet adına konuştu. Yıldırım, Mesele çok açıktır. Bu bir yönetim sistemi değişikliğidir, cumhurbaşkanlığı yönetim sistemidir" ifadesini kullanırken "Sorumluluğun da yetkinin de yürütmede tek olması lazım. Aksi halde sistem bir yere geliyor, tıkanıyor" dedi.
Yıldırım, "Ülkemize karşı çok boyutlu, asimetrik bir savaş başlatılmıştır. Bu savaşı başarıyla kazanmanın yolu güçlü siyasi iktidarın daim olmasıdır, sürekli olmasıdır. Bu anayasayla hem bunu yapacağız hem de ülkemizin 2023 hedeflerini gerçekleştirmek için siyasetin daha da güçlü hale gelmesini sağlayacağız" şeklinde konuştu.
Yıldırım, Başkanlık Anayasasına karşı çıkanları anlamadığını ifade ederek kendi makamını etkisizleştiren bu oylamayı şu sözlerle savundu: "Biz makam mevki istemiyoruz. Memleket için bir Ali değil Binali feda olsun."
Yıldırım'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"Anayasa değişikliğini bütün yönleriyle ele alacağız. Meclis bu değişikliği en iyi şekilde müzakere edecek. Vatandaşlarımız bu görüşmelerde yapılan değişikliğin ne anlama geldiğini daha iyi anlayacak. Hayatlarında neyi değiştireceğine kanaat getirecek. Bu görüşmeler burada bitmiyor. Meclis görüşmelerimizi inşallah bütün partilerimizin katılımıyla tamamladıktan sonra bunun bir de asil sahibinin önüne gitmesi var. Asıl işin sahibi onay verecek makam millettir. Millet, bu değişikliği öyle inanıyoruz ki aynen onur verecek ve Türkiye'nin muasır medeniyetler seviyesine giden yolda önünü açacak.
Son 15 yıldır siyasetin içerisindeyim. Milletvekili olarak Bakan olarak hizmet etmek için gece gündü çalıştık gayret ettik. Şunu büyük bir iftiharla söylüyorum ki, Erzincan'da kendi halinde bir ailenin 10 evladından biri olarak bu ülkenin yönetim kademesinde önemli bir sorumluluk almış olmanın ülkemizin, cumhuriyetin bize bahşettiği en büyük imkandır. En büyük onurdur.
Bu toprakları bize vatan yapan başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyoruz. Gazilerimize hayırlı uzun ömürler diliyoruz. Onların bıraktığı bu emaneti hiçbi zarar gelmeden, bir karış toprağına halel gelmeden gelecek kuşaklara aynı şekilde, tek bayrak, tek devlet, tek vatan, tek millet olarak teslim etmek boynumuzun borcudur. Siyasetin tek bir amacı var o da millete hizmettir. Gerisinde millete hizmet olmayan siyaset benim için hiçtir. Yaptığınız yollar, köprüler, hastaneler, okullar her şey insanımızın hayatını kolaylaştırmak için, her şey insanımızı mutlu etmek için, yaşam kalitesini arttırmak için. Bu yolda taş üstüne taş koyan, bütün geçmiş siyasetçileri, yöneticileri bu vesileyle teşekkür ederiz.
Getirilen değişikliklerin ülkemizin içinde bulunduğu şartları ve gelecekte karşılaşması muhtemel sorunları kökünden çözecek ve yönetim olarak karşı karşıya bulunduğumuz bazı sıkıntıları ortadan kaldıracak bir değişikliktir. 18 değişiklikten bahsedildi. 1982 anayasası bir darbe ürünü anayasadır. Bunu hepimiz biliyoruz. Bu anayasa değişikliğini zaman zaman defalarca 100'e kadar madde değiştirdik. Ama her bir değişiklikten sonra yeni anayasa değişikliği bitmedi, artarak devam etti. Hatırlayın bu yüce Meclis çatısı altında bulunan bütün partiler seçim kampanyalarında kendi beyannamelerinde biz AK Parti olarak hükümet programımızda hep bu konuyu, vaatlerimizin en başında yazdık.
Yazmakla kalmadık, gerçekleştirilmesi için gerekli adımları attık. AK Parti 2002'de göreve geldiğinde Türkiye'de parlamentoda iki parti vardı. Birisi AK Parti, ikincisi CHP. Bu iki parti büyük bir krizden çıkmış Türkiye'yi düzlüğe çıkarmak, müzminleşmiş sorunları ortadan kaldırmak için yüce parlamentoda birçok kanunu çıkardı. Günler geçti, sıra cumhurbaşkanının seçimine geldi. 70'li yılların sonunda Fahri Korutürk'ten sonra 119 tur cumhurbaşkanı seçimi yapıldı. Ve cumhurbaşkanı seçemedik. 5 ay ülke cumhurbaşkansız kaldı ve bu da 1980 darbesine zemin hazırladı. 2007'de 363 milletvekili vardı AK Parti'nin önümüzde bir sorun görünmüyor.
Normal şartlarda az milletvekili ile cumhurbaşkanı seçilmiş. Ama orada bir hukuki icat ortaya atıldı. Bu icadın adı 367. Bu 367 icadı, maalesef cumhurbaşkanlığı seçimini tıkadı. Peki milletin iradesinden başka irade yok diyoruz. Peki çözüm nerede? Parlamento çözüm üretemedi, çözüm işin sahibinde millette. Karar aldık, millete gittik. Ve millet AK Parti'ye olan desteğini yüzde 48'lere çıkararak bu işi ben kabul etmiyorum, Meclis'te bu seçimin yapılmasını onaylamıyorum işte size yetki bunu yapın dedi.
Zaten 1982 anayasasına bakarsak bunu yapmaktan başka çaremiz yoktu. Çünkü parlamenter sistemde Meclis'in seçtiği cumhurbaşanı öngörmüş. Ama cumhurbaşkanlığının yetkilerine gelince, aldı kaçtı kocaya, dokun bakalım demişler bütün yetkileri yazmışlar. Çünkü onların kafasındaki sadece anayasa yapmak değil, kendilerini cumhurbaşkanı yapmaktı. Ve nihayet parlamenter sistem, ama bu sistemde de çok güçlü yetkilere sahip cumhurbaşkanı. Başbakan var cumhurbaşkanı var. Ne oluyor? Yürütmede iki irade var. Her zaman uyumlu olmayabilir. Hatırlayın, rahmetli Özal ve Demirel'in o günkü çatışmasını, aklınızdan geçirin. Ve yönetimde iradenin tek olması lazım. Çatal kazık toprağa girmez. Ben denizciyim, iki kaptan gemiyi batırır. Kaptanın tek olması lazım. İcraatta kaptanın tek olması lazım.
Hatırlarsanız cumhurbaşkanı halk tarafından seçilsin dedik, ve bunu da halk oyuna gönderdik. Vatandaşın yüzde 69'u bu kararı onayladı, ve ondan sonra aslında anayasada cumhurbaşkanlığına giden yolda önemli bir adım başlatılmış oldu. Bu ilk uygulamayı da 2014 seçimlerinde Recep Tayyip Erdoğan'ın halkın oylarıyla seçilmesiyle başladı. Parlamento ve cumhurbaşkanı millet iradesiyle seçilmiş. Vatandaşın verdiği iki irade. Biri cumhurbaşkanı, diğeri Meclis başkanı. Bir de parlamenter sistem var, çoğunluk partisi Bakanlar Kurulu oluşturuyor. Ve böylece sistemi kuruyorsunuz, çalışmaları yapıyorsunuz. Bu ikili yapı parlamento sistemi içerisinde halktan güç alması dolayısıyla sürdürülebilir bir şey değil. Bunu hukukçular söylüyor, uzmanları söylüyor. En son olarak MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bu mevcut durumda anayasanın mutlaka uyumlu hale gelmesi lazım, krize dönmemesi lazım beyanı üzerine bu konuda bütün partilere çağrı yaptık. 2011'de başlattığımız anayasa konusunu ele alalım ve bu şekilde de hükümet etme sistemi de dahil anayasamızda değişmesi gereken konuları gözden geçirelim. Bu konuda hatta 3 parti tayin ettiği arkadaşlar ile bir müddet çalıştılar. / Evrensel