HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, İtalya’da katıldığı bir programın sunucusuna Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğü olmadığını söyleyerek, “Mesela siz Türkiye’de bir program yapıp, beni bir röportaj için davet etseniz ertesi gün işten atılabilirsiniz” diye espri yaptı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, İtalyan devlet kanalı RAI 3’te Beppe Severgnini’nin sunduğu “L’Erba dei Vicini (Komşunun Çimi)” adlı programa konuk oldu.
Türkiye’nin çok güzel bir ülke olduğunu, ancak yönetim ve demokrasi sorunu yaşandığını dile getiren Demirtaş, “Biz bunların olması gerektiği gibi olması için mücadele veriyoruz. Biz kurumsallaştırılmış bir demokrasi istiyoruz ve bunu başaracağımıza güçlü bir şekilde inanıyoruz” diye konuştu.
Severgnini’nin, “Bugün Türkiye’de Kürt olmak ne demek?” sorusuna Demirtaş, “Aslında biz 20 milyonluk bir halkız. 100 yıldır Ermeniler o topraklarda öldürüldüğünü ispatlamaya çalışıyorlar. Yine 100 yıldır Kürtler hep o topraklarda yaşadıklarını ispat etmeye çalışıyor, yok sayılıyorlar. Oysaki biz o toprakların parçasıyız, orası bizim vatanımız. Biz diğer halklarla beraber yaşamak istiyoruz” yanıtını verdi.
Demirtaş, “Kürtler’in de Erdoğan hükümetinin de IŞİD tehdidine karşı savaşma gibi ortak bir arzusu var. Bu iyi bir ortak başlangıç değil mi?” sorusunu “Keşke bu tam olarak böyle olsaydı. Keşke el ele versek ve IŞİD’e karşı birlik olsak. Evet IŞİD’e karşı bir mücadele veriliyor, Kürtler de bunun bir parçası. Keşke Türkiye’ de bu konuda yeterli olsaydı” diye yanıtladı.
“PKK’nin saldırılarının, Kürt meselesine zarar verdiğine inanmıyor musunuz? diye sorulan Demirtaş, şiddet eylemlerinin kendileri açısından kabul edilemeyeceğini dile getirerek, “Biz politik bir partiyiz. Barışçıl ve demokratik bir yolu tercih ediyoruz. Şiddetin bitmesini, barışı istiyoruz” dedi.
Demirtaş, “Türkiye’de demokrasi ve ifade özgürlüğü var mı? Avrupa Birliği’ne (AB) girmek için kartları yeterli mi? sorularına ise şöyle yanıt verdi:
“Keşke buna olumlu cevap verebilseydim ve harika bir demokrasimiz var deseydim. Türkiye’de değişimler yaşanıyor. Demokrasi zaman istiyor. Bir sabah uyanıp demokratik olamıyorsunuz. Biz sadece AB’ye girmek için değil, bizim ihtiyacımız olduğu için bu konuda her şeyi yapıyoruz.
“İfade özgürlüğü maalesef Türkiye’deki en hassas ve zor alanlardan biri. Bu konuda tam bir iç çatışma yaşanıyor, gazeteciler ve üniversite profesörleri çok baskı altında. Birçok gazeteci cezaevinde ya da işinden kovuldu. Basın özgürlüğü konusunda dünyada 151. sıradayız.
“Mesela siz Türkiye’de bir program yapıp, beni bir röportaj için davet etseniz ertesi gün işten atılabilirsiniz. Eminim bu riski göze almak istemezsiniz.”