Abdullah Cömert davasında mahkemeye bilimsel rapor sunan bilirkişi, gaz fişeğinin polis Kuş’un dediği gibi yere 45 dereceyle atılmadığını ortaya koydu. Hukuki bilirkişiler de Cömert’in bilerek ve amaçlanarak vurulduğunu yazdı.
Hatay’daki Gezi direnişi sırasında Abdullah Cömert’i gaz fişeğiyle vurarak öldürmekten yargılanan polis Ahmet Kuş’un gaz fişeğini nasıl attığıyla ilgili bilirkişi raporları mahkemeye sunuldu.
Hukuki bilirkişi raporunda, polis Kuş’un gaz silahını (ZET) yere 45 derece ateşlenmesine yönelik eğitim aldığı, buna aykırı bir kullanımın yaralanmaya ve ölüme yol açma ihtimali konusunda bilgi sahibi olduğu, Cömert’i kasıtlı vurduğu belirtildi.
Prof. Dr. Ayşe Erzan Silier tarafından hazırlanan ve 19 Şubat’taki son duruşmada mahkemeye sunulan uzman bilirkişi mütalaasına göre, polis Kuş gaz fişeğini yere 5 dereceden daha az bir açıyla attı.
Buna göre, yere neredeyse paralel atış yapılması durumunda, direkt göstericilerin üzerine ateş açıldığı ifade edildi.
Cömert ailesinin avukatı Hatice Can’ın Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına verdiği mütalaada, rapor şöyle anlatıldı:
“Gaz fişeği 100 dereceyle bile atılmış olsa 35 metre mesafedeki bir insana çarpamayacak kadar yüksek olur. Yatay veya çok küçük bir açıyla atılan fişek 35 metre mesafede yaklaşık 60 m/s hızla ilerlemektedir. Rapora göre, Cömert’in ölümüne sebebiyet veren gaz fişeği 5’ten daha küçük bir açıyla atıldı.”
Son duruşmada avukat Eren Can da “Polis Ahmet Kuş 45 derecelik atış yapmış olsaydı Abdullah Cömert'in onlarca metre üzerinden geçecekti. Bilirkişi raporuna göre atış 5’ten daha küçük bir dereceyle yapıldı” dedi.
“Silahın kullanılmasında deneyim sahibi olmasına karşın failin silahı yere yatay veya yataya yakın şekilde kullanmış olması, ölüme yol açacak şekilde hayati tehlikeyi doğuracak bir bölgeyi hedeflemiş olduğunu göstermektedir.”
Bilirkişi raporunda atış mesafeleri ve hızlarıyla ilgili karşılaştırmalı grafikler de yer aldı:
Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı’nda görevli Yrd. Doç. Dr. R. Barış Erman ve Fulya Eroğlu Erman tarafından hazırlanan 17 Şubat tarihli rapor da mütalaada şöyle özetlendi:
* Failin silahı bilerek amacına ve kullanım talimatına aykırı şekilde kullandığı anlaşılmaktadır. Bu durumun taksirli değil, kasıtlı bir fiilin varlığını gösterdiği değerlendirilebilir.
* Silahın yere 45 derece ile ateşlenmesine yönelik olarak faile eğitim verilmiş olup, bu eğitim çerçevesinde fail, silahın kullanım şekline aykırı kullanımının yaralanmaya ve ölüme yol açma ihtimali konusunda bilgi sahibidir.
* Silah, kullanım talimatına aykırı surette, yatay veya yataya yakın bir açı ile ateşlendiğinde, ölüm neticesini doğurmaya elverişlidir.
* Gaz tüfeğinin iki kez benzer şekilde ateşlenmesi ve kapsüllerden birinin maktulün yakınına isabet etmiş olması, atışın fail tarafından hedef gözetilerek yapılmış olduğunu göstermektedir.
* Belirleyici nokta, failin neticenin gerçekleşmesine “olursa olsun” gibi bir yaklaşımının mı bulunduğu, yoksa doğrudan bu neticeyi mi amaçlamış olduğudur. Failin, maktulün bulunduğu yere yönelik hedef gösteren hareketi ve gaz tüfeğini bilerek iki kez aynı bölgeye ateşlemesi dışında, göstericilere yönelik şahsi düşmanca tavrını gösteren ses kayıtların varlığı, fiilin doğrudan kastla işlendiği yönünde birer gösterge olarak kabul edilebilir.
Cömert ailesinin avukatları, polis Ahmet Kuş’un “kasten öldürmeden” yargılanmasını, ayrıca kamu görevlisi sıfatı nedeniyle verilecek ceza üçte biri oranında artırılmasını talep etti.
Ancak Savcı Sedat Özen mütalaasında, “ölüm olayının olası kastla meydana geldiğini” ileri sürdü ve Ahmet Kuş’un Türk Ceza Kanunu’nun 81/1 maddesi uyarınca cezalandırılmasını istedi.
Mahkeme heyeti başkanı Kemal Yılmaz, sanığın savunmasını hazırlaması için süre verilmesine karar verdi. Polis Kuş’un tutuklanması taleplerini de bir kez daha reddetti. Bir sonraki duruşma 14 Mart’ta.